DÜŞÜNÜRÜN YAZARIN DEGERİ
Degerlerimiz denince bize kültürel kaynaklık eden degerler ilk akla gelir, aslında doğrusuda budur. Bizim için kültürel degerler sahiplenilmesi gereken en önemli temel taşlarımızın başında gelir. Bu degerlerin yanısıra bunları aktaran edebiyatcılar, yazarlar, düşünürler, şairler, din adamları, okuldaki dersler, sinema ve tiyatro gibi sanatsal faliyetler, ortak duygu ve heyacan yaratan spor faaliyetleri, siyasi çalışmalar vs… Bizi bizim kültürümüzle biz yapar, biz olabilmek için kendi degerlerimizi özümseyip yaşamalı yaşatmalıyız ki her alanda biz gibi davtranabilelim.
Örnegin, bir politik düşünceye katılmak için bir kültürel ve düşünsel olgunluk ve birikim gerekir, dürüstlük gerekir, görev alaçagın alanla ilgili bilgi ve birikim gerekir, bunun içinde düşünürlerimiz, düşüncelerimiz olması lazımdır. Siyasi düşünceden önce, düşüncen ve düşünürün yoksa siyasetin aksak kalır. Bu aksaklık sonucu dünya toplumlarıyla, toplulumumuzu kıyasladığımızda nal toplarız.. Nal toplamaya devam mı, yoksa tamam mı kararırıdır aslında düşünürlere ve yazarlara deger vermek, vermemek ve öne çıkarmak veya çıkarmamak… Biz nal toplamaya devam mı edecegiz mağazin kültürünü öne cıkararak… Neye deger veriyorsan osundur. Fikri Adil
Deger aktarımında bulunan ve dolayısıyla kültür öncüleri olan yazarlar, şairler, cizerler toplumun diger meslek gruplarıyla karşılaştırıldığında son zamanlarda yapılan toplantılarda, etkinliklerde sanki daha bir geri plana atılıyor izlenimim var. Hadi biz neyse amatörce yazıyoruz, ama öyle hizmetlerde bulunmuş, onlarca eseri olan, makale sayısı 5000-10000 olmuş yazarların bile, çok zaman siyasilerin ve bürokratların gölgesinde kaldığını görüyoruz. Gölgede kalan aydın, yazar, çizer, edebiyatcı nasıl görevini yapacak, nasıl kültürel aktarımda bulunucak, bizde nasıl kültürün yönlendirdiği bir toplum olacagız.
Şu andaki yaşadığımız sıkıntıların çogunun nedeni kültürün degil, içgüdülerin, düşüncelerin degil hormomların, düşünürün degil reklamların ve paranın yönlendirdiği toplum olduğumuz için bu sorunları yaşıyoruz.
Düşün ki, kültür yönlendirdi insan kolay hata yaparmı, düşünün ki, hormonlar yönlendirdi kontrol yok, fren sistemi ancak cezayla çalışır demektir. İçgüdüler yönlendirdi hayvanlardaki kontrolden biraz hallice bir kontrol sistemimiz olur Allah korusun. Ama Allah diyorki düşünmezmisiniz, herkese çalışmasından bir nasip vardır, çalışana ve düşünene, yardım ederim, veririm diyor, veriyor ve yardım ediyor. Allah yardımını senin düşünmene ve çalışmana bağlamıştır, bu düşünmemezlik ve çalışmamazlı da nedir?
O zaman bizi düşünmeye ne sevk edecek bilgi ve kültürümüze dayalı degerler, bunları bize ne/kim aktarır, yazılar ve sözler. İşte bunları da yapanlar, ortaya çıkaran düşünürlerimiz, yazarlarımız, şairlerimizdir, snatcılarımızdır.
Şimdi Kurtuluş savaşı öncesine dönelim o karışıklık içinde Yusuf Akcura, Ziya Gökalp, M.Akif Ersoy, Tefik fikret, Namık Kemal ve adını şimdi hatırlayamadığım yüzlerce düşünce adamı yazarımız olmasaydı biz nasıl çıkış yolu bulurduk. Çıkış yolu arayan Mustafa Kemal nereden hangi düşünsel ve kültürel yönden etkilenip de milli mücadelenin ateşini yakardı??
İşte tam bu nedenlerden dolayı bize degerimizi, dinimizi anlatacak bizim yol göstericilerimiz olan düşünce üreten, kültürel aktarımda bulununan aydınlara, âlimlere, entellektüellere, bilim insanlarına paraya ihtiyacımız olduğundan daha çok ihtiyacımız vardır ve bunlara hak ettikleri degeri vermeliyiz.
Vermezsek ne olur, işte tam yaşadığımız şuan yaşanır, sapla saman, degerle magazin karışır, toplum yönünü şaşırır, dogru ile yanlış yer degiştirir, doğru gibi görünenler sonuçta topluma zarar verir. Yönünü şaşıranlara da yine düşünce adamları yardım edebilir, bu nedenletoplumu ve şuanda toplum adına yönetimlerde bulunan bürokratı, siyasetciyi de yönlendirecek düşünürlere kulak vermeliyiz.
Düşünürler siyasetciden degil, siyasetciler düşünürlerden etkilenmelidir. Fikri Adil
Düşünce adamlarına deger vermeyenler, düşünceye deger vermez, düşüncenin degerini ise, düşünce anlar. Fikri Adil
Diger acıdan baktığımızda insanlarda vatan sevgisi oluşması için, yurdun herhangi bir köşesi ile bağ, o bölgeyle ilgili anılar, ortak bir geçmiş, paylaşılan bir ruh, din ve dil birliginin yanı sıra ortak kültürü ortaya çıkaran edebiyat ve sanat faaliyetleridir. Bize vatanı ve vatandaşı sevdirecektir, bunun içinde yazılı ve sözlü kültürün bize yol ve yön göstermesi gerekir. Bunların olabilmesi içinde okumamız ve okunacak yazınsal degerlerimiz ve bu degerleri ortaya cıkaran yazarları toplumsal degerlerini, konumlarını artırmamız lazımdır. En azından bir popcuya ve topcuya verilen degeri yazan ve cizen toplumsal uyum için düşünce üreten kişilerede vermeliyiz diyerek…
Düşmeden düşünce ve düşünce adamlarının degerini anlamak dilegiyle selam ve sevgilerimle…
www.vatandasfikri.com >> Fikri Adil
|