ÖRGÜT (Organizasyon, İşletme)
Sosyal bir ihtiyacı karşılamak ya da ortaya konan üretime, amaca, hedefe, ideale ulaşmak için oluşturulmuş yapılar, İşletme, Kurum, Şirket, Dernek, sendika, Parti gibi sosyal gruplardır…
Örgütler, güvelik, gıda, barınak üretmek ve yapmak için bir araya gelen insan grupları kadar eski olduğunu söyleyerek bu konuda düşünmeye başlayabiliriz… Bu var olan duruma, ilk olarak kavram isim babalığını kim yapmış dersek, bilinen ilk çalışmalardan biri Max Weber’in Bürokrasi kavramı üzerine çalışması örnek gösterilebilir… Bu çalışmadan önce de toplumları inceleyen onlarca yazar, düşünür olmuş, bunların en önemlilerden biri ise Mukaddimenin yazarı İbni Haldun’dur… Özel olarak onlarca sosyolog organizasyon (örgüt) konuşunsa, kültürü konusunda, bunların işleyişi konusunda, kişilerin örgüt için verimliliği konusunda binlerce kitap, makale, yazı yayınlanmış, insanlık evrensel olarak ciddi bir bilgi birikimine bu konuda da ulaşmıştır…
Kavramla ilgili birçok çalışmada devlet daireleri, üniversiteler, okullar, hastaneler, dini kuruluşlar, şirketler, ticari birlikler ve hayır kurumları ulusal(yerel) organizasyonlar olarak kabul edilsede… Ulus ötesi örgütlenmelerin de, kamu kurumların dışına varıncaya kadar, örgütler,(organizasyonlar) çok çeşitlilik göstermektedir… Aile, eğitim, evlilik gibi kurumlar kültürü, geleneği meydana getiren, yerleşik değerler, normlar, örgüt içi ve dışı davranış kalıplarıyla zaman zaman ters de düşebilir… Organizasyonlar, fiziksel bir mekan içine yerleşmiş, genellikle bir dizi yazılı kural, düzenleme, mevzuat, yönetmelik gibi prosedürler aracılığıyla, belirlenen amaçlara ulaşmaya çalışan birimlerse ki tanımı arasında zaten bu vardır… Örnegin, Belediye örgütlenmesi, organizasyonu, kurumu, vergi politikalarından, güvenlik, sağlık, eğitim gibi kendisini ilgilendiren her hukuki kurala uymak zorundalardır… Bu örgütleri, kurumları yönetenler de, çalışanlarda bu kurallara uyarlar… Organizasyonların hayatımıza etkisini düşünürsek, beşikten mezara kadar, onlarla yaşarız, ölürüz… Dogarız, hastane organizasyonunda, okuruz, okul organizasyonunda, çalışırız kurum ve işletme organizasyonlarında, ölürüz defnediliriz mezarlıklar organizasyonun da… Hayatımızı, beşikten, mezara kadar organizasyonlar içinde yaşarız… Organizasyonlar modern hayatın içinde, bir yığın koordinasyonunu da icra ederler… Örnegin bazı çatışmalardan doğan organizasyonlar vardır, işçi, patron çatışmasından sendikalar doğmuştur, demokrasilerde kim iktidara gelecek cevabını, aynı düşünen insanlar birlikleri olan partiler arası yarış için parti örgütleri oluşturulmuştur… Çoğunluğun desteğini alan parti örgütü devleti yönetme hakkını elde etmiş olur… Örgülerin içinde bazı aksaklıklar ve eksiklikler oluşur, bunlar nelerdir derseniz?
Örgütsel, kurumsal, işletmesel yapılar içinde formel kurallar bellidir, acık ve nettir, buna rağmen zaman zaman bu kurallar yaz göstermelik uygulanır, yada eksik uygulanır… Uygulamada, bazen çalışanlar aracılığıyla, bazen yöneticiler aracılığıyla bu kurallar ihlal edilmektedir… Örnegin yasal olarak uyulması gereken sağlık ve güvenlik kuralları pratik uygulamalar içinde görmezlikten gelinmektedir.. En çok ihlal edilen kurallar ise, çevre korunmasına yönelik oluşmuş, çalışanların güvenliğine ve sağlığına karşı oluşmuş kurallardır… Çevre felaketleri, kirlenmeleri, iş kazaları, iş hastalıkları bu kuralların ihlaliyle oluşur… Son olarak…
Dünya genelinde iki örgütsel kültür, model ortaya çıktığı görülür, biri Avrupa kaynaklı ABD de tarzı şirket kültürü, diğeri ise Uzak Doğu kaynaklı Japon şirket, örgüt, işletme kültürü… Japon şirketler daha acık olan örgüt7işletme içi bir hiyerarşiye sahiptir… Her düzeydeki işçiye şirket politikaları konusunda danışılır, İşverenler ABD tipi işletmelere göre daha çok uzmanlaşmakta, şirketler yaşam boyu istihdam poltilarını benimsemekte, bu durum da işçi, işletme, yönetim arasında daha sıkı bir bağ kurulmasına neden olmakta ve işletmenin her çalışanı, kendini daha bu işletmeye daha yüksek bir aidiyet içinde görmektedir… ABD e Avrupa tarzı işletmelerde ise daha çok rekabetçilik, daha sert bir hiyerarşik yapılanma, daha kolay işten atılmalar, çalışanlarla işletmeler arasında daha zayıf bağlar kurulmasına neden olmaktadır… Hangisi iyidir, derseniz ikisinin de başarılı olduğunu görmekteyiz, yeter ki bir işletme, örgüt kültürünüz olsun, bu orada ki kişilerce kabul edilsin… Kadın çalışanların örgüt içinde ki yerleri konusuna kısaca değinmeden geçersek bu sorunun üstünü örtmüş oluruz.. he rüştü örtülen sorun alttan alta büyür, nihai olarak daha çok zarar verir, insanın amacı olan daha iyi, daha mutlu yaşama amacına ters davranılmış olunur… Her geçen gün örgütler içinde ister yönetim kademelerin de, ister çalışanlar arasında daha çok kadının görev almakta olduğuna tanık oluyoruz… artık insanlık kadın sorununu aşacak kadar kişilerin hukuki olarak hak ve ödevler konusunda eşit olduğu bilgi brikimine ve bilincine erişmiş durumdadır… Bu durumun toplumsal hayata, örgüt içi hayata yansımalarına tanık oluyoruz, bu her geçen gün daha da artacağı düşünülüyor ve artık erkeklerin bu örgütsel yapılar içimde öğüttün kuralları gereği bulunulan pozisyonların şartlarına uyumlu davrandıkları gözlemlenmektedir… Umut ediyoruz ki, örgütsel yapılar kadın erkek ayrımını dahada aşarlar, kuruluş amaçları doğrultusunda, insanın daha nitelikli, daha da mutlu yaşamasına hizmet ederler, dileğiyle, selam ve sevgilerimle….
Fikri adil – 31.5.2020 – vatandasfikri.com
Kaynak: Sosyolojide Temel Kavramlar – Anthonny Gıddens – Phılıp W.Sutton
|