GURUR
(Kavramlara yanlış anlamlar yüklemek)
Gururu, nasıl ele alalım, insanın kendisine saygı diye mi, onur, şeref, hasiyet diye mi, yoksa meslegine, yaptığı işe saygımı diye… Gurur da öncelikle bunlar var, bunlar bizlerde de olmalı degil mi? Evet…
Sonra gururun biraz olumsuz hali, gereksiz övünme, hava atma, çalım catma, ya da, en olumsuz hali gururun kendini begenme, büyüklenme ve devamın da kibir gibi kişiyi olumsuzluğa düşürmesini mi ele alalım…. Bana kalırsa kavramları ilk anlamlarıyla ele almamız gerekir, siz kavramlara nasıl bakarsınız hangi haliyle anlamak gerekir? Hep beraber, bunun üzerine düşünelim…
Biz kavramların ilk mesajını anlamadan ikinci üçüncü mesajlarını kavrama yüklersek, toplumsal olarak ortak dil ve kültür sorunu yaşarız…. Örnegin, gurur dediğimiz de, toplumun fertlerinden biri olumlu halini kavrama yükler, özüne, kişiligine, yaptığı işini iyi yapmaya ve cana saygıyı, şeref hasiyeti anlar, digeri de sadece olumsuz anlamını övünme, kibir içinde olmayı anlarsa nasıl ortak dil kullanarak biz bir kültür ve toplum olabiliriz?
Başka bir kavramdan örnek vermemiz gerekirse, laiklik, kimine göre, din işleri ile devlet işlerinin ayrılması, dini inançlara karşı devletin aynı mesafe de durması, inançlara yaşamsal alan ayrılmasını anlar ve devletin inançlar karşısında tarafsızlığı diye düşünür ve anlarsa…. Digeri de benim dini kurallarımı içermeyen laik devlet kafir devlet derse, bu toplum, toplum olarak nasıl bir siyasal birlik kuracak? İşte kavramları yanlış anlama veya sadece ikinci, üçüncü anlamalarıyla, ya da işimize geldiği gibi anlam yükleyerek anlarsak bunun adı kavramların içininin boşaltılması demektir.
Kavramlarının içini boşaltan toplumlar kavram kaosu yaşarlar… Kavram kaosu da kültürün topluma verdiği enerjiyi yok eder… Toplum sadece birbiriyle çekişir, çatışır, kendi alanını genişletme ve karşı tarafı bastırma, onun üzerinde otorite kurma anlar da, adil olomayı unutursa, toplumsal sorunlara neden olacak şekilde bir toplumsal yapı ortaya çıkar ki… Bu durumda da karşılıklı kavramların ve kültürün inşa ettiği toplumsal normlarımız olmaz ki bu durumda ki toplumların nihai olarak toplumsal barışları bozulur… Acaba bizim toplum öyle mi? Yada dogu da ki toplumların bircoğunun toplumsal barış inşaa edememelerinin nedeni bu mu?
Olaylara ve olgulara akıl ile bakalım, en küçük yanlış anlamanın bile nasıl büyük sorunlara neden olduğunu görelim, sadece ben dersek, sadece sen dersek, sadece o dersek olmaz sen, ben ve o aynı zaman da biziz, biz olabilmek için de aynı dili konuşmalıyız. Aynı dil derken, farklı ana dillerden bahsetmiyorum, kavramlara yüklediğimiz anlamlardan bahsediyorum, Adam aynı ana dili konuşur ama kavramlara farklı anlamlar yüklerse aynı dili konuşuyor sayılmaz sonuç olarak anlaşamaz…
İşte gurur kavramı da böyle bir şey, ikinci üçüncü anlamlarını tutar da birinci anlamı yerine koyarsak, toplumda gurursuz insanların ortaya çıkmasına neden oluruz. Bu gurursuz insanlarda her şeye eyvallah derler, her şeye eyvallah diyen toplumlar adaletsizlige ve ahlaksızlığı da(Cinsel ahlakın dışında ki ahlaka) eyvallah derki……….. Böylece kişisel ve topluluklar acısından hak etme ve hak etmeme kavramlarını da kaybederler ki, adalet, ahlak ve hak, hukuk gibi kavramlar toplumsal güveni besler büyütür inşa eder ki bu kavramlarda ki kavram kaosu, kültürel erezyona neden olur, kültürel erezyon da toplumsal güveni öldürür…
Güvense toplumsal hayatın cimentosudur, siyasal alan da devletin vatandaşına, vatandaşının devletine, ticari alan da alanın verene, müşterinin esnafa, kişisel alanda karşılıklı saygıya ve sevgiye, ümmet ve millet, vatandaşlık aidiyetine neden olur bunları besler güven…
Güvenin ki güven içinde yaşayasınız. Fikri Adil
Kavramları bozma ise kültürü ve kültürün ortaya koyduğu normları erezyona uğratmaya dönecek olursa Allah olursa toplumsal sorunlara gebe bir toplum ortaya çıkar… Ya gururu, kibir için de olma, konumumuzu baskı ve otorite kurma olarak gibi algılarsak, aşk, sevgi deyince, sadece ve sadece cinselligi anlarsak hayatı yanlış okumuş oluruz. Yanlış okumalarımız da bizim toplum olarak yanlış sonuçlar almamıza neden olur ki yanlışlar ise her türlü belanın habercisidir…
Tekraren gurura geldiğimiz de ise, özümüze, kendimize saygıya, kendimize saygının ise ancak iyi ve güzel işler yaparak, yaptığımız meslegin ve işin gereklerini iyi yaparak, bunların yanısıra toplumsal sorumluluklarımızın da farkın olarak bu anlam da bir Gurur bilinciyle yaşarsak ben, biz olarak kendimize saygılı olabiliriz. Yoksa temelsiz gurur sadece ve sadece kibiri besler ki, bu da istenmeyen bir durumdur… Der gururlu insanlara ihtiyacımızın olduğunu belirtir, selam ve sevgilerimi sunarım…
Fikri Adil Mart 15 -- www.vatandasfikri.com
|