DÜŞÜNSEL // REFLEKSSEL
Biz İNSANI, kişiyi ve toplumu bir hareket ettirici vardır, bu doğamızdır, bu düşüncelerimizdir, bu reflekslerimizdir… Genel olarak hareketlerimize baktığımızda ne görürüz?
Ben doğamızı derim, siz reflekslerimizi dersiniz, öbürü düşüncelerimiz der, neden hepsinin etkisi olduğu gibi bazıları düşünceyi, bazıları doğamızı, bazıları refleksimizi baz alarak hareket eder de ondan… Bunlar toplumlar içinde geçerlidir… O zaman biz burada neyi anlamaya çalışacağız, hangi hareket hangi özelliğimize dayalı? Bunu anladığımızda daha sağlıklı hareket/davranış içinde oluruz kanaatiyle, düşünce ve refleks üzerine devam edelim mi?
Önce en önemli insan özelliği Düşünce üzerine duralım: Bir ilgi, Merak, Çalışma, Olay, Olgu kısacası konu üzere düşünmeyle varılan, düşünmenin ürünü olan olay görüş, zihinsel yaratım, fikir, ideal,(ülkü) dış dünyanın insan zihinine yansıması ve bunların orada akıl/düşünce aracılığıyla işlenerek kişi/toplum davranışı haline dönüşmesi diyebiliriz… Ama yeter ifade olmaz düşünce biz insanlar için daha da önemlidir, bu kadar önemli olmasına rağmen o kadar az düşünür refleksif davranışlar sergileriz ki belkide yaşadığımız sorunların temelinde bu çelişki yatmaktadır… O zaman birde reflekse bakalım, anlamaya çalışalım mı?
Refleks; Dıştan gelen bir etki/uyarı veya içsel olarak vücudumuzun kendiliğinden oluşturduğu devinimlere, salgılara dayalı istenç ve düşünce dışı tepkilerdir… Aynı bizim ani bir sese ve harekete istemsiz cevap vermek gibi türünden bir durum… Şimdi, siz ve ben hareketlerimizin ne kadar düşünsel, ne kadar refleksiftif? Kendi kendimizi bir yargılayalım mı?
Ulaştığımız sonuçlar kendimizde kalsın, bir kişi bilgi ve amaca dayalı düşünmeden davranışlar sergiliyorsa, bu refleksif davranıştır, bu tür kişilerin ağırlık olduğu toplumlar da refleksif düşünme öncesi evrede kalan davranan toplumlardır… O zaman biz kişilere düşen bilgiye dayalı, amaçlı düşünce ve davranışlardır, bu ikisinin arasında ki farkları kavramların mesajını iyi okursak görebiliriz… Biraz açmak gerekirse…
Bir konumuz, bilgimiz var, ister bilimsel, ister teolojik, bu ikisinin hangi alanlar ve amaçlar için kullanılacağı bilinmeli, bu bilgiyle, düşünülmeli ve bunun sonucu ortaya çıkan kanaatlar, tartışmaya açılmalı, bu yargımızın doğruluğu başka akıllarca onaylanmalı ve bu davranışa dönüşmeli ki, refleksif davranıştan kurtulan kişi//toplum olabilelim… Bu konu üzerine başka ne diyebiliriz diye düşünelim ve son olarak şunları söyleyebiliriz..
Refleksif düşünen kişi ve toplum sonuçlar üzerine düşünen, tepki veren kişi ve toplumdur, oysa neden sonuç üzerine düşünen kişi/toplum olayları önceden öngörür, şunları yaparsam, yapsak şu sonuçları alırız der… Bu sonuçlar bizim için ne getirir, biz ne getirmesini istiyorsak onu amaçlayarak bilgi edinir, düşünür, böylece refleks üzere davranıştan, düşünce üzere davranışa geçmiş oluruz…
İnsanın, kendini gerçekleştirmesi için amaçlı bilgi edinmeli, bu bilgiyi akıl ve akıllarla doğruluğu, ne getiriri, ne götürürü, karı, zararı neden sonuç içinde değerlendirerek düşünmesi ve davranması tüm öğretilerce önerilir, öğütlenir… Ne yazık ki bu öğretiler güçlenir, genel kanı durumuna dönüşür, gelenekselleşir, hatta iktidar olur… İşte o zaman kendi düşüncesi dışındaki tüm düşünceleri susturma yoluna gider… İnsanlar da refleksif olarak düşünmeye başlar… Akıl bize düşünmeyi önerir, ne iyi, ne kötü bunları alğılayacak bir düşünme/yargı yetisi verir… Biz, bizim için iyi olanı seçmeliyiz, ayrıca iyilik yaygınlaşsın, toplumsallaşsın istiyorsak ki, akıl, düşünce bunu ister o zaman da herkes için iyi olanı düşünmek ve yapmak zorunluluğu doğar… İyi ve güzel olanı bilmek, düşünmek ve yapmak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 14.4.2020 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
-
Sosyolojide Temel Kavramlar Anthony Gıddens – Phılıp W.Sutton
-
www.dİldernegi.Org (Sözlük)
-
tdk. Sözlük.Org
DÜŞÜNSEL // REFLEKSSEL
Biz İNSANI, kişiyi ve toplumu bir hareket ettirici vardır, bu doğamızdır, bu düşüncelerimizdir, bu reflekslerimizdir… Genel olarak hareketlerimize baktığımızda ne görürüz?
Ben doğamızı derim, siz reflekslerimizi dersiniz, öbürü düşüncelerimiz der, neden hepsinin etkisi olduğu gibi bazıları düşünceyi, bazıları doğamızı, bazıları refleksimizi baz alarak hareket eder de ondan… Bunlar toplumlar içinde geçerlidir… O zaman biz burada neyi anlamaya çalışacağız, hangi hareket hangi özelliğimize dayalı? Bunu anladığımızda daha sağlıklı hareket/davranış içinde oluruz kanaatiyle, düşünce ve refleks üzerine devam edelim mi?
Önce en önemli insan özelliği Düşünce üzerine duralım: Bir ilgi, Merak, Çalışma, Olay, Olgu kısacası konu üzere düşünmeyle varılan, düşünmenin ürünü olan olay görüş, zihinsel yaratım, fikir, ideal,(ülkü) dış dünyanın insan zihinine yansıması ve bunların orada akıl/düşünce aracılığıyla işlenerek kişi/toplum davranışı haline dönüşmesi diyebiliriz… Ama yeter ifade olmaz düşünce biz insanlar için daha da önemlidir, bu kadar önemli olmasına rağmen o kadar az düşünür refleksif davranışlar sergileriz ki belkide yaşadığımız sorunların temelinde bu çelişki yatmaktadır… O zaman birde reflekse bakalım, anlamaya çalışalım mı?
Refleks; Dıştan gelen bir etki/uyarı veya içsel olarak vücudumuzun kendiliğinden oluşturduğu devinimlere, salgılara dayalı istenç ve düşünce dışı tepkilerdir… Aynı bizim ani bir sese ve harekete istemsiz cevap vermek gibi türünden bir durum… Şimdi, siz ve ben hareketlerimizin ne kadar düşünsel, ne kadar refleksiftif? Kendi kendimizi bir yargılayalım mı?
Ulaştığımız sonuçlar kendimizde kalsın, bir kişi bilgi ve amaca dayalı düşünmeden davranışlar sergiliyorsa, bu refleksif davranıştır, bu tür kişilerin ağırlık olduğu toplumlar da refleksif düşünme öncesi evrede kalan davranan toplumlardır… O zaman biz kişilere düşen bilgiye dayalı, amaçlı düşünce ve davranışlardır, bu ikisinin arasında ki farkları kavramların mesajını iyi okursak görebiliriz… Biraz açmak gerekirse…
Bir konumuz, bilgimiz var, ister bilimsel, ister teolojik, bu ikisinin hangi alanlar ve amaçlar için kullanılacağı bilinmeli, bu bilgiyle, düşünülmeli ve bunun sonucu ortaya çıkan kanaatlar, tartışmaya açılmalı, bu yargımızın doğruluğu başka akıllarca onaylanmalı ve bu davranışa dönüşmeli ki, refleksif davranıştan kurtulan kişi//toplum olabilelim… Bu konu üzerine başka ne diyebiliriz diye düşünelim ve son olarak şunları söyleyebiliriz..
Refleksif düşünen kişi ve toplum sonuçlar üzerine düşünen, tepki veren kişi ve toplumdur, oysa neden sonuç üzerine düşünen kişi/toplum olayları önceden öngörür, şunları yaparsam, yapsak şu sonuçları alırız der… Bu sonuçlar bizim için ne getirir, biz ne getirmesini istiyorsak onu amaçlayarak bilgi edinir, düşünür, böylece refleks üzere davranıştan, düşünce üzere davranışa geçmiş oluruz…
İnsanın, kendini gerçekleştirmesi için amaçlı bilgi edinmeli, bu bilgiyi akıl ve akıllarla doğruluğu, ne getiriri, ne götürürü, karı, zararı neden sonuç içinde değerlendirerek düşünmesi ve davranması tüm öğretilerce önerilir, öğütlenir… Ne yazık ki bu öğretiler güçlenir, genel kanı durumuna dönüşür, gelenekselleşir, hatta iktidar olur… İşte o zaman kendi düşüncesi dışındaki tüm düşünceleri susturma yoluna gider… İnsanlar da refleksif olarak düşünmeye başlar… Akıl bize düşünmeyi önerir, ne iyi, ne kötü bunları alğılayacak bir düşünme/yargı yetisi verir… Biz, bizim için iyi olanı seçmeliyiz, ayrıca iyilik yaygınlaşsın, toplumsallaşsın istiyorsak ki, akıl, düşünce bunu ister o zaman da herkes için iyi olanı düşünmek ve yapmak zorunluluğu doğar… İyi ve güzel olanı bilmek, düşünmek ve yapmak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 14.4.2020 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
-
Sosyolojide Temel Kavramlar Anthony Gıddens – Phılıp W.Sutton
-
www.dİldernegi.Org (Sözlük)
-
tdk. Sözlük.Org
|