TEORİSİZ HAYAT, BAYAT!!
(Teorisiz, bilgisiz, düşüncesiz, degişimsiz hayatlar, bayatlar!! Fikri Adil)
Her işin bir ön hazırlığı olur, bu hazırlık o işle bir bilgi, düşünce, teknikler içerir bunların soyut haline teori diyebiliriz...
Bir çok siyaset yöntemi vardır, derebeylik, tiranlık, monarşi, cumhuriyet, sosyalizm, demokrasi bunların her birinin yönetime gelme ve yönetme yöntemleri farklıdır... Son zamanlarda ise günümüzün moda yönetim şekli olan siyaset yöntemi demokrasi için de siyaset yapmaya, yönetmeye özen gösterirler...
Demokratik sınırlar içinde siyaset yapmak için çeşitli tercihler vardır, bunlar liberalizm, ekonomik ve siyasal özgürlükleri, serbest piyasa ekonomisini savunur, muhafazakarlık, dini değerleri ve aile kurumunun önemi öne çıkarak siyaset yapmayı tercih eder, Milliyetçiler milli degerleri önemseyerek siyaset sahnesinde yerlerini alırlar... Cumhuriyetciler ve ulusalcılar, vatandaşlık esaslı milliyetçilikle siyaset yapmaya çalışırlar... Demokratik sosyalistler ve sosyal demokratlar emekçileri ve geliri düşük vatandaşları korumaya yönelik politik düşüncelerle siyaset yapmaya çalışırlar... Bütün bunların yönetime geldiklerinde yansımaları olur, bunlarada teori, pratik uyumu, arada ki bağ diyebiliriz... Her siyasal grup teoriye dayalı olarak mı söyler, seçim döneminde söylediğini yönetime geldiğinde yapar mı?
Benim izlenimim yapmadıkları doğrultusunda, yapmama gerekceleri nedir derseniz, şöyle gerekcelendirebiliriz...
1* Siyasetciler seçim döneminde rakibini söylemlerde geçebilmek için, abartılı seçim programları ve söylemleri içine giriyor.. En az yüz proje, en kötü ihtimalle 50’si yapılıyormudur, sanmıyorum... Ankara'nın çok cılgın projesi olan bir belediye başkanı vardı, kale hıdırlık tepe arasına ucak restorant, bademli dereye Ankara bogazı, Ulus kentsel dönüşüm programı gibi... Bunlar yapılamadı, yapılan bir cılgın proje, ankapark da atalete düştü...
2* Yapılamamanın başka bir gerekcesi ne derseniz, üretim, tasarruf, kaynak, yatırım dengesinin ekonomimizde olmaması derim... Bunların hepsi teoriye dayanır, liberal iktisat uygulayacaksanız, bırakınız geçsinler bırakınız yapsınlar diyecekseniz, bunun bir maliyeti olacaktır.. Biz toplum olarak kendilerine muhafazakar sag, muhafazakar demokratlar diyenlerce 60-70 yıldır devleti yönetme yetkisi veriyoruz... Ne saglar, ne muhafazakarlar...
3* Teoriler söyleme, eyleme neden yansımaz da sloganlara yansır? Partiler iktidara gelmek için daha geniş vatandaş toplumundan destek alması gerekir ki, bunun için söylemlerinin her grubuma hitap etmesi gerekir... Böylece teoriden uzaklaşma başlar, hatta iktidara gelenlerin büyük bir bölümü slogan dan bile uzaklaşmaktadır... Örnek vermek gerekirse...
Muhafazakarlar, muhafazakar gibi mi, davranıyorlar, yoksa liberal gibi mi? Bana sorarsanız, ekonomik olarak liberaller, kültürel olarak şeklen, son zamanlarda onuda kaybetmeye başladılar ve muhafazakar görünümlüler diyebilirim...
İdeolojiler, teoriler bitti iddiası var, o zaman düşüncesiz mi siyaset yapacagız, pergelin ayağını dayayacağımız nirengi noktamız neresi olacak? Muhafazkar bir parti yönetime gelirse ne yapacağı belli olmayacak mı? Sosyal demokrat bir parti yönetime gelince ne yapacağını kestiremeyecek miyiz? Bunu milliyetçiler içinde, Ulusalcılar içinde söyleyebiliriz... Teori neddirle devam edecek olursak...
Kuram/teori/nazariye: Uygulamalardan, günlük pratik yaşamdan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgilere dayalı belirli bir konuda düşüncelerin, görüşlerin tümü diyebilecegimiz gibi... Siyasal kuramlar, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü de diyebiliriz... Uygulamadan kopuk, soyut kalan bilgiler olarak bırakırsak başarılı olma ihtimali azalır...
Bu düşünceler kuram/teori olarak kültürleri, toplumsal ve kişisel yaşam tarzlarını, pratik yaşantıları dikkate alarak siyasal düşünceler ve yasalar üretirse... Başarılı olabilir, tersinde ise bizde olduğu gibi başarısızlıklarla sonuçlanır.. Kısaca başarısızlığımızın nedeni ne dersek, ilkesizlik, degersizlik üzerine sloganlara dayalı dini düşünce, siyasal düş,ünce, bunların teşkilatlara, cemaatlere, örgütlere yansımasıdır diyebilirim... Son olarak biraz kendimize igne dürtelim mi?
Demokratik hukuk devleti yazarken anayasamız da, sosyal devlet yazarken bunlardan uzak bir yönetim sistemi sergilersek.. Kendimize şeklen Müslüman görüntüsü verirken, demokrasinin şeffaflığını, denetimini ve dengesini, güçler ayrılıgını sisteme yansıtamıyorsak... İslamın ahlakını, takvasını bir Müslüman olarak davranışa dönüştürememişsek.. Bilgi, teori, düşünce, felsefe ile pratik, davranış, yaşam arasında ki bagımız kopmuş demektir.. Bu bagı kurabilen kişi ve toplum olmak dilegiyle, selam ve Sevgilerimle...
Fikri Adil – 12.7.2020 -- vatandasfikri.com
Kaynak: http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|