ÇELİŞKİLER DEN ÇELİŞKİLERE
İnsanız, zaman zaman çelişkiye düşecegiz/düşeriz de, ama sırf baikalarına karşı durmk için çelişkiye düşmek ise aklımızı peynir ekmekle yemek demektir... Dün, başkaları kara dedigi için biz ak dedigimiz de, bugün onlar beyaz diyor diye kara dersek, hele hele en temel meseleler de, dil gibi, Din gibi, Bayrak, devlet, Cumhuriyet, laiklik, Ülkenin kurucu lideri dedigimiz de hepimiz başka başka anlarsak çelişki degil delilik yaşıyoruz demektir. Tabi ki farklılık olacak ama bilgiye dayalı, düşünceye dayalı farklılıklar...
Çelişkiler bilgiye ve düşünceye dayalı olursa toplumsal gelişmeye neden olur, öte yandan siyasetin sıg tartışmalarının yaşandığı toplumlar da çelişkiler toplumsal yapıyı bozan türden, ya slogana dayanır, ya iftiraya dayanan celişkiler olur ve sanırım toplumumuz da bu çelişkiler toplumumuzu boğmak üzere...
Öte yandan tabiki insanız çelişki yaşayacagız ama bizim toplum olarak kazancımızda, kayıbımızda hepimizi ilgilendirir, kazançlarda sevinir, kayıplarda üzülürüz degil mi, bazen siyaset o kadar gözümüzü kör eder ki iktidar başarısız olduğun da sevinenler bile olur... Başarılı olması istenir, buna rağmen başarısız olursa alternatif olunur, neden söz konusu toplumsal kazanımlar ve kayıplardır da ondan... İşte düşünceye dayanmayan çelişkilerin sonucu budur yani daha iyi arayışına dayalı farklılıklar ve çelişkiler...
Daha kişisel celişkilere girmiyorum bile!! Aman Allah'ım aklımızı koru, bizi düşmanlıkları besleyen çelişkilerden uzak tut...Ne bu düşmanlık, ne bu nefret, haset bunlarla siyaset yaparsak toplumsal bölünmelere neden oluruz, toplumsal bölünmeler kırılmalar derken toplumsal barışımızı bozarız/bozulur... Bunları söylemek ve bilmek için kahin olmaya gerek yok... Mecliste salı konuşmalarını izleyin liderler ne zaman düşmanca söz söyleseler, yüksek perdeden alkış kopar salonlar da... Hemen yan salonda buradakinin tam tersi bir ifade alkış alırken, öbür salonda daha başka yüksek perdeden kopuşu tetikleyen sözüm ona siyaset yaptığını zanneden lider konuşur toplumsal barışın bozulmazına zemin hazırlar ve yine bol keseden alkış alır... Bu alkışların nedeni nedir, acaba sadece bizim lider mi doğru konuşuyor, yan salonda ki liderin doğru konuşma ihtimali nedir? Ya sen delimisin ne, yan liderin doğru konuşma ihtimali var mı? Bak seni siyaseten kafir ilan ederiz, bizim lider dışında bir liderin doğru konuştuğunu düşünmek bile suçtur bu mahallede, nerede görülmüş/duyulmuş? Aman siyaseten kafir olacagıma susuyum der aklı başındakiler delilere uyar devam eder dururlar, akışlara ne alkışladıklarını, liderin ne dedigini umursamazlar bile... Ülkenin dış borcu artmış mış, kurumları özelleştirme adı altın da kaybedilmiş miş, alınan borçlarla yatırım degil lüks harcamalar yapılıyormuş muş, yapılan yatırımlar hep fizikiymiş, yatırımların içinde fabrika yokmuş, yaptığımız Cami sayısı ve maliyeti yaptığımız fabrikadan daha çokmuş muş, teknik ve teknolojiye yatırım az yada hiç yapılmıyormuş muş... Bunlar ne muhalafeti nede iktidarı ilgilendirmiyor muuş muuş... Ülke böylelikle zarar görüyormuş muuuuşşşş....Kimin umurunda bizim siyasetciler bize oy lazım ülke lazım degil mi diyorlar, kim bilir bilinç altların da... Yoksa bu kadar kopuşları besleyecek kayıkcı kavgası gibi çelişkilerden, gerginliklerden beslenmezlerdi...
Bu çelişkiler topluma da sirayet ediyor ve sürekli kendisiyle ters düşen, siyasetci, din adamı, esnaf, kadın, erkek, genç görüyoruz... Bu nedenle kimsenin kimseye güveni kalmadı, sanırım bu luzumundan fazla çelişkili söylemler ve bunları tamamlayan eylemler toplumsal güvenimizi öldürdü.... Güvene Allah rahmet eylesin şimdi sıra barışı öldürmeye mi geldi? İşte bura da duralım çelişkilerimizi düşünsel temele oturtalım ve karşı düşüncelerin alternatiflerimiz olduğunu düşünerek sağlıklı çelişkiler yaşayalım... Yoksa toplumsal barışın bozulduğu ülkeleri görmüyormuyuz?
İnsan çelişkili yaşar ama elinde ki bilgilerle bugün doğru bildiğinin, yarın ulaştığı yeni bilgilerle yanlış olduğunu görerek ve dün savunduğu doğruların yanlışlığını kabul ederek, yeni bilgilerin ışıgında yeni doğruların kabülüyle... Bu aslında bu çelişki degil yeni bilgiler ışıgın da, yeni doğrularda buluşma ve anlaşmaktır.
Herkesin doğrusu kendine gibi bir saçmalık içindeyiz... Bu sosyolojik olarak nispeden olabilir, ama ekonomik yada bilimsel doğrular hepimizi bağlar.. Üretim ve tüketim, toplumsal mutabakat, karşılıklı kültürel saygı, düşünsel saygı, özgürlüklere karşılıklı saygı, hem kişisel hem toplumsal sorumluluklar... Bak doğru mu arıyorsun, dış ticaret acık verdi, bu uzun vadede ülkemize ciddi borç yükü olarak dönecek dedim, sorun yok turizmden gelen dövizlerle ve aldığımız borçlarla bunu tolere ediyoruz doğru, hem de ikisi de doğru... İthal ürün almak yerine üretmeyi düşünmek daha bir doğru degil mi?
Laiklik kavramı en çelişkili anlaşılan kavramdır, biri dinsel özgürlükler anlar digeri kafirlik anlarsa bu işin içinden nasıl cıkarız bu ne çelişki ya rabbi... Aklımızı muhafaza edelim çok lazım olacak çokkk...
Son çelişki Suriye de bir askeri operasyon oluyor iktidar bunu büyük bir başarı olarak topluma sunuyor, muhalefet de hezimet olarak gercekte bu başarımı, başarısızlık mı yine güme gidiyor...
Bu çelişkilerden kurtulmak için içinde bulunduğumuz grubun ister liderinden gelsin, ister grup üyelerinden bir toplumsal soruna neden olacak, söylemlere önce grup içinde itiraz edelim, biz ne yapıyoruz gardaşım bu yaptığımız ekonomik kayıp, şu yaptığımız toplumsal kayıp, o yaptıgımız diger insanların kültürel degerlerine saldırı gibi itirazları önce grup içinde yapacagız sonra he toplumsal yaşam da, hemde siyasal yaşam da aklı başında çelişkiler üzere farklılıklar oluşacak ki sağlıklı çelişkiler yaşansın sağlık toplum olunabilsin...
Saglıklı toplum eleştirilerini, çelişkilerini bilgiye dayalı düşüncelerle yapar/yaşar. Fikri Adil
Biz toplum olarak çelişkilerimizi söylemlerden mi, düşüncelerden mi besliyoruz sorun/soralım sanırım bu aklı başındaki çelişkiler farklı düşüncelerin ürünü olacaktır.... Bu nedenle aklı başın da çelişkiler yaşamak dilegiyle selam ve sevgilerimle...
Fikri Adil --- Şubat 15 -- vatandasfikri.com
|