İLİŞKİLER ve SINIRLAR
Biz insanlar sürekli bir ilişki ve iletişim içindeyiz, kimseyi bulamazsak kendimizle ilişki ve iletişim içindeyiz, bunlar üzerine az düşündüğümüzü düşünerek bu konu üzerine durmaya deger buldum, gelin bu konu üzerine birlikte duralım…
Dogayla ilişkimiz, Tanrıya ilişkimiz, toplumla, aileyle, karşı cinle ilişkimiz, siyasi ilişkimiz, akrabalık ilişkimiz dostluk, arkadaşlık ilişkimiz, komşuyla ilişkimiz, hayvanlarla ilişkimiz, mikroplarla ilişkimiz, bilgiyle ilişkimiz say sayabildiğiniz kadar ilişki ve bunların sınırları.. Bunların hepsi farklı, hepsi başka, başka sınırlar ve kurallar, degerler, ilkler, bilgiler gerektiriyor, hayata ilişkiler dengesi desek yeridir… Bunlara kısa kısa bakalım mı?
Tanrıyla, Dogayla ilişkilerimiz, Tanrı bizi yarattığını, peygamberler aracılığıyla bize nasıl yaşanacak mesajı gönderen güçlerin en büyük gülcüsü olarak biliriz… Tanrıyla(Allahla) ilişkilerimiz nasıl saglıklı olabilir derseniz, ben size adalet ve ahlak üzere iyi şeyler(Salih ameller) yapılması Allahın rızasını kazanmamıza neden olacaktır derim.. Rızasını kazanmak, bu yaşanılan dünyada Allahın yaratıklarının rızasını salih amellerle kazanmaktan geçer… Salih amel barış, yardımlaşma, paylaşma, zor durumda kalanlara yardımcı olma, yaratılanların yaşamsal haklarına riayet etme diyebiliriz, dindar kardeşim böylece Tanrıyla ilişkilerimizi saglıklı bir zemine oturtabiliriz.. Sonra dogayla ilişkilerimize bakalım mı?
Dogayla ister istemez bir ilişki, iletişim içindeyiz, bu nasıl oluyor derseniz, sahip olduğumuz çok şeyi biz insanlar dogadan temin ederiz… Bu dogadan yararlanma halinde dogaya zarar verdiğimiz olur, iyimserleştirmeden yazalım çok zaman zarar veririz… Bu ilişki saglıklı bir ilşki degildir, bir taraf fayda görüyor, kar elde ediyor bir taraf zarar görüyorsa ki genelde öyle oluyor… Çevreyi kirlememek, dogadan yararlanırken zarar vermeden yararlanmanın yollarını bulabilirsek, doganın için de yaşayan bizler dogal hayatla saglıklı sınırlarla bir ilişki gerçekleştirebiliriz… Ayrıca havca soguk, hava sıcak ona göre giyin, bu sene kuraklık olacak, ona göre tarım yap, gibi dogayla bir iletişim içindeyiz onu tanıdıkca daha iyi bir iletişim içinde olabiliriz… Gelelim insanla ilişkimize…
İnsanlarla da bir çok ilişkimiz var, ben sadece ikisine deginecegim, biri aile/akraba, digeri sevgili/eş siz daha genişleterek düşünebilirsiniz.. Aile en yakınlarımızla ilişkimizdir,aynı evi paylaşırız, kan bagımız soy bagımız vardır, kısaca ana/baba çocuk/kardeş ilişkilerimiz vardır. Bu ilişki nasıl saglıklı olur derseniz, kültürün, degerlerin, hukuk kurallarının koyduğu sınırlara dikkat ederek diyebiliriz.. Kısacası saygı bekliyorsak aile fertlerinden, bizde saygılı olacağız, sevgi bekliyorsak sevgili olacağız, güven bekliyorsak güven verecegiz, sadakat bekliyorsak sadık davranacağız ki en yakınımızdakilerle saglıklı sınırlarımız ve ilişkimiz, iletişimimiz olsun.. Sevgili ve eş bize daha yakın olandır, bizim mahremimize girendir, vucudumuzu paylaştığımızdır, burada da dikkat etmemiz gereken sınırlar vardır… Örnegin sevgi bekliyorsak önce sevmeliyiz ki bekleme hakkımız doğsun, ilgi bekliyorsak ki, ilgili olmalıyız degil mi, cinsellik, seks bekliyorsak ve bu seks her iki taraf da istemeli, iki taraf içinde haz yaşanmalı, bu seks iki tarafı da tatmin vermeli ki karşılıklı olarak mutlu olunabilsin… Daha da genişletebiliriz, ama bu konu o kadar geniş bir konuki her şıkkı ben biraz dar tutayım, siz istediğiniz kadar genişleterek üzerine düşünün.. Şimdi kurumsal ilişkilere bakalım mı?
İşletme işçi, işletme müşteri, işletme çevre, vatandaş devlet, devletin iktidarını kullanan erkler/kurumlar, yargı, yasama, yürütme gibi ve bunların bizlerle ilişkileri, sınırları nasıl belirlenir, nasıl olmalıdır?
İşletme/patron işçi ilişkisi burada işçiler sendikal örgütlenme içindeyse, sendikada patronun suyundan gitmiyorsa haklarını hukuklarını koruyabilirler.. Yoksa 11-12 saat çalışılan, doğru dürüst mesai yazılmayan, işçilerin insani haklarını bırakın, hukuki haklara bile riayet edilmeyen, bırakın özel işletmeleri resmi kurumların bile olduğuna iş hayatında tanık oluyoruz… Toplumumuzda hangi alan en çok sorunlu derseniz ülkemizde çalışma ilişkileri, en çok sorun yaşanılan alan diyebiliriz… Devlet vatandaş ilişkileri, sınırları ne alemde derseniz, devletmi vatandaş, vatandaşmı devlet için var derdim, sonra devletsiz vatandaş, vatandaşsız devlet olurmu der, hangisi hangisiz olur derim? İkinci sorunlu alanda burası, devleti yönetenler bir ara başörtüsüyle şuralara girilemez demişti, o zaman vatandaşların bir bölümü girilebilir, bir bölümü girilemez diye ne tartışmalar yaptık… Sonra bir grup vatandaşın ana diliyle şarkı söylemesi yasaklandı, yazı yazması yasaklandı yine bu yasagı destekleyenler ile karşı çıkanlar yine tartıştık çatıştık… Sonra devleti yönetenler neredeyse keyfi vergiler salıyorlar, buna itiraz edenlere hain, isyancı, diyorlar… İyide asgari ücretli ben boş cüzdanımla, cüzdanı dolup bankalara trilyon olarak taşan o, sıgara, içki, mazot, benzin, ekmek, peynir, elbise aldığımızda, elektrik, gaz, telefon, su faturası ödediğimizde aynı vergiyi veriyorsak, burada saglıklı, adil bir vergilendirme ilişkisi yok, bazı vatandaşların hak hukuk sınırları aşılıyor diyebiliriz… Yazıya baktım 664 kelime olmuş genelde deneme türünde yazılar, 400 kelimeyi geçmesin derler.. Bende yazıyı kısa tutmak için bitiriyorum… Sonuç olarak…
İlişkilerde ilkeler, degerler, kanunlar, haklar, ödevler, sınırlar çok önemliler ve biz buna riayet ettikce saglıklı, dengeli ilişkiler kurar, daha huzurlu toplum, daha mutlu bireyler olabiliriz.. Olunması için bilmek üzere düşünmek ve davranmak, hak hukuk sınırlarına saygılı olmak dilegiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil - vatandasfikri.com - 10.7.2023
|