USLUP VE USÜL SORUNUMUZ
YOL, YÖTEM TERÇİHLERİ
Bu iki sorun hayatın diğer alanlarına da sirayet ediyor ve ne bilimle, ne ilimle, ne de birbirimizle bir türlü barışık hareket edemiyoruz. Bu iki konu üzerine düşünelim neden Usul ve Üslup Sorunumuz var? Beş dakika düşünelim….. Sevmediğiniz kişileri neden sevmiyorsunuz, bizi sevenler neden seviyor, yada sevmeyenler neden sevmiyor, işte temelin de iki kavram yatıyor, Usul ve Üslup… Aslın da bir yerde bizim usulümüz ve üslubumuz bizi biz yapıyor… Bu iki kavrama yakından bakacağız, bize ne mesajları var? Aslın da bu iki kelime bize ilkelerimizi de hatırlatır, mesela, Müslümansan nasıl bir Üslubun olmalı, İş veren kendisi adına çalışan işçiye nasıl davranmalı, Aile içinde ilişkilerimizde nasıl bir yöntem, yol islemeliyiz, iş ve işlemler de nasıl bir Usul uygulamalısın derken bize her ne seçmişsek onun usul ve üslubuyla hareket etmelisin mesajını vermektedir. Bu iki kavrama yakından baktığımız da şunları göreceğiz…
Üslup : 1. Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarzımız, işte tam bizi biz yapar, ister bizim kişi olarak, ister içinde yaşadığımız toplumun her alanda ki Üslubu gibi, siyaset de, okul da, sağlıkta, Camide, Yolda, Otobüste, kamu görevlisi olarak, vatandaş olarak, İş yerin de, bir üslubumuz vardır. Bizim var mı bilmiyorum, o gün ki ruh haline göre davranan tipleri gördükçe, saygısızlıkları gördükçe, sınırsızlıkları özgürlük sayan tipleri gördükçe olmadığını düşünüyorum…
2- Sanatsal acıdan değerlendirsek de, davranışlar acısından değerlendirsek de, Üslup bize bizim ve karşımızdakilere mesajımızdır… Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stiller dersek üsluba, bizim neydi sorsam sanatçılarımıza, bizim renk, desen ne derler acaba! Evrensel, evrensel derken bizim üsluplarımızı mı kaybettik? Taklit ede de ettiklerimize benzeyebildik mi, ne onlardan ne de bizden bir sanatsal ürün ortaya koyabiliyormuyuz, işte üslubumuzu kaybedersek kendimizi kaybedeceğimizin resmidir bu resim…
3. Edebiyat alanında düşünelim mi? Yine aynı şeylerle karşılaşıyoruz… Yazarın Şairin, görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağına veya kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stili de diyebiliriz, Üsluba… Bize bir hocamız çok tanım vermeyin derdi ama ben tanımlarla tanırız diyerek bir kelimeyi, bir kavramı öğrenmemizin yolunun tanımlayarak, tanımaktan geçtiğini düşünüyorum… Kaç yazarımız Üslubumuzla evrensele açılabiliyor?
Kendimizi kaybetmenin nedeni Üslup ve Usullerimizden uzaklaşmaktır. H. Benek
Usul ise yol yöntemdir, yani yolumuz ve yöntemimizi de usullerimiz belirler, savaşcılmıyız- barışcılmıyız, merhametlimiyiz – acımazsızmıyız, saygılımıyız - saygısızmıyız, severmiyiz – nefretmi ederiz bakın bunların hepsi bir yöntem seçimidir ve bize bizim mesajlarımız olduğu gibi karşılaştığımız kişi e topluluklara da bizim usül, yol, yöntemlerimizin mesajıdır… Bizi karşıda ki kişi ve topluluklar bizim mesajlarımızla tanır demiştik ne mesaj veriyoruz sorunun cevabı Usul ve Üsluplarımızda gizlidir… Bizim mesajımızı da bizim Üslup ve Usullerimiz oluşturur, biz bizim nasıl tanınmamızı istiyorsak öyle bir Usul ve Üslup seçmek zorundayız… Seçimlerimiz bizi biz yapar, biz bizi önce kendimiz sonra karşımızdakilerin iyi tanıyacağı seveceği, sayacağı şekil de seçimler yapmak dileğiyle…
Fikri Adil – 11.11.16 -- vatndasfikri.com
Kaynak: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.582567e2389393.04217007
|