KARAKTER ZAYIFLIĞI
Ölçümüz bizim neleri, ne kadar, ne için yapacağımızı belirler, hangi mesafeyi ne kadar zamanda gidebilecegimizi, ne kadar yemek yiyebilecegimizi, ne kadar su içecegimiz dâhil çok şeyi ölçülerimiz belirler. Zaman ölçüsü ne kadar yaşadığımızı ölçtüğü gibi, her şeyi ölçen ölçülerin birde karakter ölçeği de olsa, insanlık pek çok sıkıntıdan kurtulsa. Zaman, saatle, takvimle, ağırlıklar kilo, gram ve litre ile, uzunluklar metre ile ölçülürken karakteristik seviyeyi neyle öleceğiz. Bazı psikoloji testleri ölçmeye çalışıyor ama net bir ölçü yok, bu nedenle işimiz hala zor görünmektedir.
Yalanlar, iki yüzlülükler, dedikodular, iftiralar, fitneler, fesatlar, verilen sözlere ve sözleşmelere uymayanların hepsinde karakteristik bir zayıflığı görebiliriz. Adalet ve ahlak ölçülerine uyamayanları da seçerek, karakteristik zayıflık belirtisi olarak bir kenara yazarız. Gönül istiyor ki aynı zaman da, mesafe de, ağırlıkta kullandığımız net ölçüler gibi insanları da tanıyalım ve kimin ne kadar karakteristik zaafiyetleri var, ne kadar ölçüsüzlük içinde küt diye görebilelim. Ne yazık ki olmuyor arkadaşlar, bu nedenle oy veriyoruz aldatılıyoruz, alışverişlerimizde kandırılıyoruz, arkadaşlarımız, dostlarımız, lider, önder, yönetici dediklerimiz bizim ölçüye vuramadığımız nedenlerden dolayı bizi yarı yolda bırakıyorlar. Bu ölçüsüzlük her alanda soruna neden oluyor ve bu sorunlarda hepimizi mutsuz ediyor. Acaba bizi kandıranlar mutlu mu dersek hayır onlar yalanla, dolanla, alavere-dalavereyle,bu kadar kirlendikleri için daha çok mutsuz olduklarını düşünüyorum, zaman zaman da görüyorum.
Şimdi bazılarınız diyecek ki, sende biraz uyanık olsan da aldatılmasan ya, arkadaş, dost bildik, söylediklerine inandık, seçimler sırasında öyle güzel nutuk attılar oy verdik kötümü ettik. Ama verilen sözler, yapılan anlaşmalar karşılıklıdır, ölçünüz sizi bağlar. Ama öyle olaylar var ki on binlerce insana söz veriyorlar ve sanki hiçbir şey yokmuş gibi on binlerin gözünün içine baka baka ben değiştim, dün ölçülerim şuydu bugün bu, hatta dün ölçüsü var numarası yaptım da size hissettirmedim, diyerek Zübük’ce tavırlar sergiliyorlar. İşte bütün bu Zübük’ce hareketler toplumsal güveni öldüren ölçüsüzlüklerdir.
Toplumsal olaylarda ölçü imandır, İnançtır, kanundur, kültürdür, gelenektir, ahde vefadır, karşılıklı saygı ve sevgidir. Ama bunların hiç önemi yok diyorsanız, zaten ölçünüz yok demektir sizden uzak durmak gerekir. Biz, arkadaş olarak seçmişsek yanlış seçmişiz, sizi ilçenin, ilin, ülkenin başına getirmişsek emaneti ehline vermemişiz demektir.
Paraya, makama, mevkiye, üne ulaşmak için ölçüsüzce davranmak, hem ölçüsüzce davranana, hemde içinde yaşadığı topluma zarar verir. Bizim ölçülerimiz ne olmalıdır bellidir, inanmışsak imanlı gibi, bir söz vermişsek o sözün gereğini yerine getirmek gibi, hukuk kurallarına dikkat etmek gibi, bir düşüncenin iyiline doğruluğuna inanıp davamız demişsek o davanın, başarılı olması, hayata geçmesi için mücadele etmek gibi, insanların ölçüleri vardır. Ölçüsüz insan insanmıdır? Selam ve sevgiler…..
www.vatandasfikri.com Fikri Adil
|