|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
TARİHİN SONU SOSYAL DEMOKRASİNİN BAŞLANGICI |
TARİHİN SONU SOSYAL DEMOKRASİNİN BAŞLANGICI
Küreselleşme, sermayenin güçlenmesini öneren liberal ekonomistlerin etkisi derken, gelir dağılımında ki eşitsizlikler artık toplumlar da hem iç, hem de dış tepkilere neden olacak kadar rahatsızlık boyutuna varmıştır. Dıştan emperyalistler, içten kapitalistler sömürdükce sömürmektedirler Önlem alınmazsa ne olur?
Dünyanın çeşitli ülkelerin de gördüğümüz tepkilerden yola çıkarsak, örgütsüz olmalarına rağmen ses getiren tepkiler verilmiştir. Yunanistan, İspanya, İtalya, ABD gibi bir çok ülkeler de bu eşitsizlikler toplumsal olarak dile getirilmiş ve hala getirilmeye devam edilmektedir. Bunun içindir ki devletler, toplumlar önlemler almak zorundadır. Nasıl mı?
Örnegin yanın da çalıştırdığı birine 300 dolar maaş veriyor ve kendisi ise 300.000 dolarlık arabaya biniyorsa, bunu yapan kimse çalışanına bu durumu izah edemez… Hiç harcama yapmadan 1000 maaş tasarruf yapması gereken durumla karşı karşıya kalan çalışanlar veya daha kötü durumdaki işsizler toplumun dengesini bozacaklardır. Çalıştım kazandım hikayesine artık kimse inanmamaktadır, kendisinin çalışıp patronunun ise kendisinden 1000 kat daha çok harcaması insanların hem ekonomik hem de psikolojik dengelerini bozmuştur. Bu özel sektör de yaşanılan bir durumdur.
Kamu da ise kamu ayrıcalıklarına dayalı bir çalışan sınıfı türemiş, hizmet ettiği topluma tepeden bakar hale gelmiştir. Kamu daki maaşlar özeldeki işçi maaşlarıyla kıyaslandıgın da arada ciddi farklar oluşmuştur. Kamu da ne yaptığı belli olmayanların 3000 lira maaş alırken özel sektör çalışanları ve kamu da taşeron olarak calışanları 1000-1500 lira maaş aldıkları varsayılırsa ki araştımalarımdan bu doğrultuda sonuçlar almaktayım. Ne yazık ki kamu özel çalışanlar arasın daki durum da pek içi acıcı degil burada ki eşitsizlikler de hızla büyümektedir. Buna ilk tepki Bosna Hersekte kamu çalışanlarının ayrıcalıklarına tepkiler vatandaşların rahatsızlıkları gün yüzüne çıkmıştır. İster kamu, ister patron ayrıcalıkları olsun, toplumsal sorumlulukları ve ölçüleri aştığı zaman toplumda ciddi tepkilere neden olacaktır ve olmaya başlamıştır.
İnsanlığın ortak mirası olan dünya kaynakları ayrıcalıklarla ele gecirilmiş ve bir bölümünün adına lüks yaşam dedikleri insan aklını zorlayan lüks için de yaşamalar başlamış, bunu gören dar gelirliler, yoksullar, işsizler tepkiler göstermeye başlamışlardır.
Bu tepkilere ise bu ayrıcalıklarından vazgeçmeyen zümreler anarşist, capulcu, serseri toplumsal düzeni bozanlar gibi lanse edilmeye çalışılsa da daha sonraki tepkilere de toplumsal katılımlar artarak devam edecektir. Bunu önlemenin yolu bir yanda insanlar aclıkla yüz yüzeyken, ekonomik ayrıcalıklarımızı toplumsal ölçüleri bozacak kadar, lüks için de yaşamamaktır. Kamu ayrıcalıklarını ise ister kamu çalışanları acısından isterseniz kurumlar acısından toplumun dengesi bozacak kadar,yasal ve ekonomik ayrıcalıklardan vazgeçilmelidir.
Buraya kadar anlattıklarımdan şuraya gelmek istiyordum, arkadaş sen çok pahalı bir jipe bineceksin diye yanında çalışanlarının hakkına konamazsın, sen kamu görevi yapıyorum diye bu görevin vatandaşa hizmet olduğunu unutarak o hizmet üzerinden kamu ayrıcalıkları kendine yaratamazsın, yaratırsan, şu haliye devam ederse bu adaletsiz düzen, işçilerin ve vatandaşların tepkisiyle karşılaşırsınız. Bu nedenle toplam üretimden pay alırken herkesi düşünecek bir sosyal paylaşım sistemi kurmamız artık zorunlu gözüküyor, bunun adına da sosyal demokrasi deniyor…
Bunu yapan toplumlar sosyal adaleti sağlayacaklar ve sosyal adalet üzerine toplumsal barışlarını inşaa edecekler yoksa dünya da yarın bugünden daha çok sorunlu toplumlar olacak ve sorun, lüks için de yaşayanı da yoksulluk için de yaşayanları da rahatsız edecektir. Öyle anlar olacak ki paran bir işe yaramayacak bu nedenle sosyal adaleti bozacak davranışlardan vazgeçmeyi öneriyorum….
Dünyaya ve ülkemize bakıyorum, dünya kaynaklarından yararlanmaya dayalı sermayesi ve serveti olanların sayısında hızlı bir artıyor, artış görünüyor. Bu artış sayısı hem miktar da hem de kişi bazında da artmış ve dünya tarihinde hiç olmadığı kadar ekonomik ve toplumsal eşitsizliklere neden olarak toplumsal barışı da tehdit eder hale gelmemiştir. Neden, çünkü eskiden servet edinmek bir yatırıma bir üretime dayanırken şimdi markaya, teknolojiye ve finans oyunlarıyla servet edinilir hale gelinmiştir. Bunun sonucu işsizlik artmış, paylaşım sistemi hiç olmadığı kadar bozulmuş, halkın yoksulluk çekmesi rutinleşmiş, bazı ülkelerde açlıkla yüz yüze kalınmış, buna kulak tıkayan kapitalist düzene karşı ciddi bir muhalefet ve direniş de, gelişmeye başlamıştır.
Dünya vatandaşları olan yoksullar, siz sosyal adalet sağlamak için ortaya konan inanış ve düşünce şekillerinin mensuplarını bekliyor. Sosyal adalet sağlama derdinde olan sizler, çok işiniz var, çok işimiz var bu nedenle hem düşünsel, hem de örgütsel olarak yan yana gelmeliyiz ki sosyal adaleti sağlayan sosyal demokrat yönetimler ortaya çıkarılabilsin… Kısaca sosyal demokrasi ilkelerine bakarak gelecegin rejimi olan sosyal demokrasiyle ilgili bilgilerimizi tazeleyelim…
Sosyal demokrasinin temel ilkeleri;
a) Emegin (çalışanların) ekonomik çıkarlarının gözetilip sosyal adaletin saglanmasını ister.
b)Bireysel çıkarlardan önce toplumsal çıkarların öncelikli olması geregini temel alır..
c) Ürün ile pazar, bireyle, toplum dengesini saglamaya çalışır.
d) Devletin toplumsal çelişkilere müdahale ederek demokratik kurallar içinde çözülmesinin gerekli olduğuna inanır.
e) Uluslar arası sorunlarında evrensel hukuk kurallarıyla, barış içinde çözülmesi gerektigini savunur.
f) Demokrasi ve parlementerizm mi benimser ihtilalci düşüncelerden uzak durulması gerektigini savunur.
g) Devletin sosyal devlet olması saglık, egitim, güvenlik, beslenme, barınma gibi temel meselelerde ihtiyaç sahibi kişilere yardımcı olunması geregini ileri sürer,
h) Devlet birey arası ilişkilerde, devletin güçlü oldugunu varsayarak kişilerin korunması gerektigini varsayar böylece tavır alır.
i) Kişisel haklarda ve ekonomik haklarda eşitlikçi ve özgürlükçüdür.
j) Degişim ve dönüşüm halkın istemlerine göre olması gereginin altını çizer.
k ) Vatandaşların örgütlenip hak aramalarının anayasal hak oldugunu kabül eder, bu ilkeleri taraftarlarına önerir.
Evet tarihin sonu geliyor, bu insanlık tarihinin degil ama kapitalizm tarihinin sonu geldiğini ben görüyorum ve şimdiden gelecek kuşaklara, bunu inşa edeceklere selam ve saygılarımız sunuyorum…
Daha adil bir dünya için, sosyal demokrasiyi seçin. Aydın Fikirli
Sosyal adalet olmazsa toplumsal barış da zor görünmektedir, bu nedenle devletin gücünü elinde bulunduranlar, kamu görevlileri, sermaye sahipleri sosyal adaleti sağlamış toplum hepimizin menfaatinedir, sizden sadece ricam, işçilerinizden ve vatandaşlarının da 100 misli fazla yaşamamanızı rica ediyorum çok şey mi rica ettim, 10 misli fazla yaşamak yetmez mi? Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – www.vatandasfikri.com --- 8.4.2014 - Ankara
Kaynaklar
1- Aydın Fikirli - http://www.vatandasfikri.com/yazidetay.asp?ID=84
2-http://www.vatandasfikri.com/yazidetay.asp?ID=213
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|