TARTIŞMA KÜLTÜRÜ
TARTIŞAMAMA KÜLTÜRÜ
(Konuya, Karşısında ki Kişiye, Sorun Yaşayan Taraflara, Saygı Duymayan, Mağrur, Saldırgan, Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dileyemiyorum.)
Tartışma kültürü nedir, hatta tartışma nedir, tartışmada tenkidin sınırı nedir, tartışma da teklif yani öneri yoksa tartışmacı hangi pozisyona düşer? Tartışma da uzlaşma ne üzere olmalıdır? Ben tartışmacılara önerim şu, tv lerde yaptığınız tartışmalarda haksız dahi olsa liderinizi savunmaktan, grubunuzu savunmaktan vaz geçin, liderin 10 kararından beşi yanlışsa bunun tartışılmasından neden rahatsız olunur, karşı tarafa saldırma pahasına üstelik de konuyla ilgisi olmayan ya tarih bir an, yada sürçili lisanla söylenmiş bir sözü konunun tartışılmaması için ileri sürmek…. Kısacası tartışmayı, oradan çıkacak doğru bilgileri provoke etmektir… Öte yandan karşı tartışmacılar ise hep yapılan hatalara odaklanması, yapılan iyi hizmetleri yok sayması ise tartışmanın samimiyetine gölge düşürmektedir… Ne her şey iyi, ne her şey kötü, ne şu parti komple kötü, ne bu parti komple iyi diyecek bir durum göremiyorum… Eleştirilecek yerlerin eleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İşte bunun için tartışamama kültürünü aşarak bize yakışacak tartışma kültürüne geçmemiz gerekmektedir.
Tartışmaya sorularla değil önyargılarla başlanırsa, o tartışmada nasıl daha iyiyi arayışıyla iyi sonuç alabiliriz ki? Evet, tartışma daha iyi düşünceyi, öneriyi bulmak için yapılır… Biz ne için yapıyoruz grubumuzu haklı çıkarmak için, grubunun düşüncesi haklıysa sen tartışmada haklısın, değilse değil… O zaman tartışmaya çıkarken grubumuzun düşünceleri, önerileri, politikaları üzerine düşünmeli degilmiyiz? Yani biz, %100 haklı çıkarsak tartışmaya, karşıda ki de %100 haklı çıkarsa burada tartışma olur mu? Oluyor mu? Örnegin masaya uzlaşmama, anlaşmama üzerine oturursanız uzlaşma, sözleşme çıkar mı? Yok işte tartışma kültürümüz de böyle kendi düşüncemizi tartışmaya açmıyor, kendi liderimizin hareketlerini tartışmaya açamıyor, hatta biz nevi kutsuyor ve tartışmaya heybemiz önyargılarla dolu geliyorsak… Ne kadar tartışma olur??
Kimse kusura bakmasın birbirimizi sevmiyoruz çünkü güvenmiyoruz, neden güvenmiyoruz, davranış sicillerimiz bozukta ondan… Ama bu hataları sadece karşıda görüyoruz, karşı aynı hataları biz de görüyor… Dolayısıyla sadece karşılıklı, karşı da hataları görüyoruz, biraz olsun aynayı kendimize tutmamız gerekiyor, tutan var mı? Ne aynası ne hatası sen bizim lidere hata yapabilir mi diyorsun? Yok estağfurullah, sizin lider insan değil demedim, İnsan hata yapar dedim, sizin/bizim lider de insansa ki öyleler, yapabilirler… Konu ekonomik, ekonomik hatalarımızın söylendiği tartışmalarda biz kişisel konuları tartışıyorsak!! Buradan bir sonuç çıkarmı? Sonra….
Bazı meslek mensuplarını görüyorum, lidere beni vekil yap mesajı verme derdinin dışın da hiç bir şey önemli değil… Can hıraş siyasi meselelerde bir tarafı savunuyor, kendi savunduğu, dayandığı grubun dışında ki düşünceleri, kişileri yok sayıyor… Yazık ediyoruz, meslek sahibi olmak meslek ahlakı gerektirir, meslek ahlakının birinci şartı ise meslek kurallarına, ilkelerine, yetilerine saygı duymaktır… İstisnalar hariç deyin, herkes kendini istisna zanneder, öyle değil hepimiz görüyoruz, tartışmacı hukukçular ve gazeteciler meslek sınırlarını gruplara ve liderlere yaranmak için zorluyorlar ve uzman olmaktan çıkarak, konuyu siyasilerden daha çok siyasal alana çekiyorlar… Bu tartışmacıları meslek sınırlarına, genel olarak da tartışmacıları karşılıklı konuya kişiye saygıya davet ediyorum…
Selam ve saygılarımla…
Hüseyin Benek --- 8.11.16 --- www.vatandasfikri.com
|