MUHAFAZAKÂR EROZYON!
Epeydir bu konuya deginmek istiyordum, ama muhafazakarlarımız öz eleştiri yaparlar umudu taşıyordum, ne yazık ki bu ihtimal gün be gün yok oluyor. Muhafazakarlarımızın yönetimle denenmelerin de olsun, parayla karşılaşmaların da olun, devletin kurumlarını hem kurumsal, hemde itibaren olarak muhafazasında olsun, sermayeye sahip olunmasının ardından lükse ve lüksün savurganlıklarıyla olsun, kapitalizmle barışan, özdeşleşen muhafazakârlarımız son olarak da yasalara karşı muhafazasızlık içinde olduklarını ve yat kanun, kal kalk kanun, yap kanun, boz kanun derken en yetkili agızlardan Anayasa ya uymama acıklamaları muhafazakarlık bardağını taşıran acıklamalar olmuştur… Bu acıklamalardan sonra muhafazakarlıktan kopulmaya başlanmıştır, hatta kopulmuştur. Bir muhafazakarın ilk yapacagı yasalara uymak olması gerekirken, yasalara uyulmadıgın da, devleti yönetenlerin ne olacagını bilmeleri gerekirken,tersi bir davranışlarla bu acıklamlar yapılıyor…
Önce muhafazakarlıga kısaca deginelim ve ne olduğu hakkında bizim muhafazakarlara muhafazakarlıgı hatırlatalım, unuttular ki böyle acıklamalar ve davranışlar içindeler…
Muhafazakarlık dini referansla, aile kurumunun yanı sıra akrabalık ve komşuluk ilişkilerine de önem vererek ve devamında diger sosyal kurumların, vakıfların, derneklerin oluşmasını arzu eder. Daha çok bu içsel düşüncelere dayalı dinamiklerle toplumsal hayatta, toplumsal sorumlulukların bilinciyle iş ve işlemleri görme cabası içindedirler. Geleneseksel degerleri dikkate alarak ticaret yaparlar, yönetim sergilerler. Muhafazakarlar genel olarak bireyin zayıflığının ancak aile ve dinle , geleneklerle desteklenerek başarılı olunabilecegini var sayar, Absürt projelere karşı mümkün olduğunca mesafeli dururlar ve gereginden fazla, hızlı degişime karşı direniş gösterirler. Muhafazakarlıgın bir diger özelligi ise uç düşünsel kabul içinde olan siyasal düşünceler karşı aralarına mesafeli duruşlarıdır. Mesela, Kominizme tam karşı olunduğu kadar, liberalizmin aşırı özgürlüklerine ve aşırı sömürgeci tavrına da karşı durmaları beklenir, gerekmez mi? Aşırı kapitalist tavırlara da karşı durmaları beklenmez mi? Üzülerek söylüyorum ki, görünen o ki eşitsizliklerin toplumsal dengeyi bu kadar erezyona uğratmasına muhafazakarların seyirci kaldığıdır… Aşırı kar ve buna dayalı sömürü toplumsal barışı tehdit eder hale gelmiştir, dini ve milli duygular bu aşırı eşitsizligin erezyonu ile karşı karşıyadır.
Öte yadan belki de dünya da bir ilktir, ancak devrim anlarında bu kadar çok kanun ve yönetmelik bu hızda degiştirilmiştir. Degiştiremediklerine ise uyma yükümlülüklerinin olmadığını beyan etmektedirler. Bence Türk tipi başkanlıktan önce Türk tipi muhafazasızlıga geçilmiştir. Yasalara uymama acıklaması nereden gelirse gelsin karşı durmamız gereken bir tavırdır. Sade bir vatandaşın ben bu vergi yasasını begenmedim uymayacagım demesini düşündüğümüz de, ben bu trafik kurallarını sacma buluyorum diyerek uymayı ret ettiğin de, yada malları ve hakları koruyan yasalara uymayı ret edenlerin olduğu toplumlar, toplumsal kaosa gebedirler.. Bu erezyonla kim nasıl mücadele etmelidir dersek, bu erezyona ilk karşı koyacakların muhafazakar olması gereginin altını cizelim… Muhafazakar düşünce içinde hareket edenler karşı durmuş olması beklenir. Yalnız bizim muhafazakarların tam tersinde hareket ettikleri gözlemlenmektedir… Nasıl mı?
Dini kurallar baglıyor efendim, tez zaman da bir Ulema buluna bizim içraatlarımıza göre fetva hazırlatıla, geleneksel kurallar baglıyor, ne bagıymış kardeşim gelenek bizi bağlayamaz, siyasal kurallar baglıyormuş, siyasal baglar bize vız gelir, tırıs gider, ne bagıymış gardaşım, efendim kanunlar bağlıyor, ne baglaması be kardeşim git işine bak, kanunları bir gecede degiştiririz, bizi kanunlar da bağlayamaz biri bizim muhafazakarları durdursun arkadaş…
İnsanların eksik olduğunu düşünen muhafazakarların mütevazilik sınavlarını kaybettiklerini görüyoruz, en üst makamlara geldiğinde her şeye muhtedir olduğunu düşünerek her şeyi, herkesi, bilmi, ilmi hice sayar tavırlar, daha önceki devletimiz olan Osmanlıyı yıkmıştır, O günün koşullarında dünyanın yarısına hükmeden devlet yıkıldığına göre, bugün ki bu hovardaca muhafazakarsızlık tavırları da, yanlış ifadeden sakınarak 1/20 kadar olan ülkemizin yıkılma ihtimalini dikkate alarak biraz bazı şeyleri muhafaza edelim ne dersiniz? Muhafazakar arkadaşlar…
Örnegin, İtalyan muhafazakar önce iletişim şirketini muhafaza ediyor ve ardından bizim burada iletişim şirketi satın alıyor, sonra sanırım Hollandalı bir kamu bankası bizim burada banka satın alıyor, onlar mı muhafazakar bizimkiler mi? Ülkemizi neredeyse son 60-70 yıldır muhafazakar olduğunu iddia eden yönetimler yönetti, ama yine üzülerek belirtiyorum, ne yazık ki muhafaza etmeyerek…
Muhafazakarlarımızı muhafazakarlıga davet ediyor, muahafazakar yanımızın erezyonuna izin vermeyelim diyor, ancak bazı şeyleri muhafaza ederek toplum olarak kalınabilecegini hatırlatıyor, selam ve saygılarımı sunuyorum…
Fikri Adil – www.vatandasfikri.com -- Mart - 15
|