TOPLUMLAR NASIL KAOSA GİRER!?
(Toplumsal Kaos Döngüsü)
Toplumları kaosa kendileri sokar nasıl mı? Sosyal kaoslar hep iç sorunlarla çıkar, dış destekle büyür neden bu kadar net konuşuyorum, çünkü gördüm…
Arap baharı denen kışın yaşanılan ülkeler de neye malolduğunu gördüm, şimdi orada sadece bir ülke sorunu baştan çözdü buda Tunus oldu, Sonra Mısır Sorunu Sorunla çözdü asker darbe yaptı diğerleri, Libya dan haber gelmiyor ama meşru hükümet ve otorite sorunu devam ediyor… Irak da sorunu kısmen çözdü, kısmen çözemedi, şimdi benzer bir sorun Venezuela da yaşanıyor… Bu ülkelerde yaşanılan sorunların tek sorumlusu, suçlusu emperyalistler mi? O kaosları yaşayan toplumların ve yöneticilerinin sorumluluğu suçu yok mu varsa nedir?
Emperyalist oyuna düşerek toplumların da soruna neden olanlar belki de kendilerini en çok vatansever grup ilan edenler olabilirler, Neden? Şunun için sen vatan hainisin diye bir grup vatandaşı dışlayarak, suçlayarak, onları ötekileştirerek onlarla bütün müzakere, uzlaşı, anlaşma kapılarını kapatarak, çatışmanın kargaşanın kaosun kapılarını açarak, yaşanılanlara katkı sunuyor olabilirler…
İkinci suçlu kim olabilir iktidar seviciler, iktidarlarıyla milletin ve devletin bekasını karıştıranlar olabilir, neden? Gelişmemiş demokrasilerde, gelişmemiş toplumlarda iktidar aracı en çok adaletsizliğin kaynağını oluşturur, ekonomik olarak kendi grubunu ayrıcalıklı hale getirir, yasaları bu grubu korumak için çıkarır, medyayı da ele geçirdiği kaynaklarla ele geçirir, artık toplum toplumsal vicdanını yalan yanlış haberlerle kaybederler… Sadece çıkardığı yasalar aracılığını da aşarak yargılamaya, yargıya direk hakim ve savcı atamalarıyla müdahaleler eder… Kamuya işe alımlarda sürekli aynı grubun genel de iktidar sahiplerinin adamları alınır atanır? Sanki ülkede sadece iktidar sahipleri ve adamları, taraftarları yaşıyormuş gibi bir toplumsal yaşayış vardır… Bütün toplumsal işleyiş onların ve adamlarının, taraftarlarının isteğine göre dizayn edilir ve tüm kamusal alanlar iktidar sahipleri tarafından adeta işgal edilir.. Buna diğer vatandaşlar tepki gösterirlerse onlar hain ilan edilir, tepkiler sert şekilde bastırılır, uzlaşmaya her iki tarafta kapanır, sadece çatışma, sadece sindirme, sadece yok etme karşılıklı amaç haline gelir… Bu tür toplumlarda iktidarlar ya dinsel yada etnik bir sosyolojik tabana dayandıkları için demokratik seçimlerle de toplumsal sorunlara çözüm bulunamaz…
Çözüm adalet ve ahlak dairesinde olacak şekil de, kültürel ve duygusal bağları kopmuş vatandaş gruplarının liderleri, kanaat önderleri karşılıklı saygı, hoş görü tahammül, mümkünse severek bunu topluma yayarak, sorunlu alanlar da müzakereye, uzlaşmaya, acık olarak, bunlara dayalı olarak toplumsal çatışmalar sonlandırılabilir… Venezuela ya dönelim mi orada kim haklı, kim haksız bizim ülkede olayı dışardan izleyenler arasında bile tam bir uzlaşı yok, yalnız emperyalist destekli grubu hepimiz kınıyoruz… Ama şunu unutmayalım şuan yaşananlar sonuç, iktidarı kullananlar bu kadar iktidar sevici olmasalardı, bu kadar siyasal hırs taşımasalardı, bu kadar adaletsizlik yapmasalardı bular yaşanır mıydı? İktidardakilerin yaptıkları temel hata, ilk önce devletin gücünü erklere, kurumlara dağıtarak yargı, yasama, yürütme gibi birbirini denetlemesi, dengelenmesinin sağlanamamasıdır, bunlarda yapılsaydı bu sonuç yaşanır mıydı? Muhalefetin iktidara gelmesini sağlayacak demokratik yolları tıkamasaydı, bu sonuçlar yaşanır mıydı? Kaoslar geliyorum der, siz onun ilk işaretlerini duymazsanız yada duymazdan geliyorsanız bir gün temel sosyal sorun, kaos olarak toplumunuzu sarar… Depremlere nasıl deprem anında hazırlanamazsak, daha önce hazırlanmamış binalarımızı sağlamlaştırmamışsak, sosyal deprem olan kaos anlarında da kaosa hazırlanamazsınız, sadece yaraları sararsınız ki, kim çok yaralandıysa o daha çok uzlaşmaya yanaşmaz… Kendi otoritesini kendince meşru ilan eden iktidar sahipleri de karşı gruba sürekli yaralar açar… Artık bu toplum kaos döngüsüne düşmüştür, çıkmak için bir tarafın yenilmesi, yenilmesi için de çok çok can kaybetmesi, yaralanması berelenmesi, hapsedilmesi, toplamda zulüm edilmesi gerekir ki.. Suriye de bunların hepsi yaşandı.. Biz ve diğer toplumlar bu yaşanılanlardan ders çıkarmalıyız ve ilk önce iktidar sahipleri, sonra iktidarı devralmaya çalışan muhalefet grupları, sonra toplumun ister meshep ister etnik kanaat önderleri toplumsal mutabakat için müzakereye uzlaşıya acık olmalı ki… Son soru, on yıldır başka toplumların yaşadığı kaosları toplumumuzun yaşamaması için hepimiz ne yapabiliriz? Derdimiz, amacımız, cabamız bu olsun,
Herkes kendisine şu soruyu kininden, nefretinden arınarak sorsun, yaşanılan sorunlar da biz, bizim liderin, partinin katkısı nedir? Allah ve Akıl başka toplumların yaşadığı kaosu yaşamaktan bizi korusun, toplumsal düzenimize ve vatandaşımıza sahip çıkacak düşüncelerin toplumumuza yayılmasına yardım etsin, aramızda sevgi, saygı, ahlak, adaletin gelişmesi, bunlara dayalı toplum ülkesi olmasına yardım etsin.. Bu gibi durumlarda sadece Allah yardım etmez, Allah adaleti gereği kim ne için çalışıyorsa onu, ona nasip eder… Bizim toplumsal huzurumuz için çalışmamız gerektiğini bize aklımız öğütlüyor bu öğüttü dinleyerek, daha iyi yaşamak dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 5.2.19 – vatandasfikri.com
|