BİRLİKTE YAŞAMAMA MÜCADELESİ!!
Ben bu toplumun içinde olabildigince çok tarafla diyalogu olan biriyim, her grubu hem içinden tanırım, hem de kişisel arkadaşlıklarım var, hem sosyal medya da her grupdan arkadaşlıklarım aracılığıyla, bu grupların fanatiklerini, fitneye, fesata, provokasyona neden olan heyezanlarından tanıdıklarım var…
Örnegin, adam liderini kutsar, ama karşısındaki grubun liderine dim direk hakaret eder, hızını alamaz küfür eder, bu fitnedir, fesattır, provokasyondur…
Kişi kendi siyasal düşüncesini benimser, toplumsal sorunlara çözüm olacağını düşünür, hakkıdır da…. Yalnız yaşanılan sorunların başka şekilde de çözülebileceğini iddia edenleri düşman ilan etmek ne demek? Ne olsun birlikte yaşamamak için fitneci olmak demektir, fitnenin günahı nedir, kutsal kitaplar yazar… fitne toplumsal barışı bozar!!!
Kişiler kendi meshepsel yorumlarını tek doğru ilan eder, bu doğruyu kabul etmeyenleri kafir ilan ederek, toplumsal barışı bozarlar… Bu provokasyon değil de nedir? Bir toplumsal yapının içinde kişiler diğer kişileri düşman ilan ederse ne olur?
Kişiler yine yaşam tarzları üzerinden birbirlerini düşman ilan ederler, biri içki içiyor diye vebalı ilan edilir, digeri çok evlilik yaşıyor diye… Kimi baş örtüsünden dolayı, kimi mini eteğinden dolayı, kimi yaşadığı mahalleden dolayı topluluklardan dışlanır… Bunların toplumsal sorunlara neden olacağı bilinmez mi, elbette bilinir, ama ona rağmen uygulanır… Bu uygulamaların neden yapıldığını da kimse bilmez, bilmediklerini de bilmezler, doğru sanısıyla yanlışlarında ısrar ederler… Oysaki bunlar eşit vatandaşlık bagıyla ülkelerine bağlılar… Sonra birlikte yaşamamak için mücadelemiz tarihi kişiler, liderler, olaylar üzerinden devam eder…
Biri tarihin bir dönemini kabul eder, diğeri diğer bölümünü, hoşuna giden, hoşuna giden lideri ve onun hoşuna giden dönemi dışındaki dönemleri ret eder… Kabul edenlere küfür eder, kendi kabul ettiği lideri kutsar, başka liderleri sevenlerini tahrik etmek için olsa gerek hakaret eden paylaşımlar, yazılar, paylaşır, yazar… Özür dilerim de senin kabul ettiğin lider dışında Türk lider yok mu, sadece Türk tarihini siz mi, yok sen mi yazdın, ne aymazlık bu anlayamadım… Devam edelim mi, yok kısa keseceğim hem okumuyoruz, hem bilmiyoruz, hemde bilmediğimiz şeyleri fanatikçe savunuyor, toplumsal sorunlara neden oluyoruz… Siz nerenin ajanısınız, içinde yaşadığınız bu toplumun, toplumsal barışını bozuyorsunuz?
Bu ülke senin olduğu kadar, benimde, benim olduğu kadar bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı herkesindir, bu kabul edile…
Senin liderin, sana iyi olduğu kadar, benim liderim de bana iyi biline karşılıklı saygı duyula…
Senin meshebin Kutsal kitabı iyi anlamış olabilir o senin kabulündür, bence de benim meshebim kutsal kitabın yaşanmasında bana daha iyi yardımcı oluyor, buda benim kabulümdür, bil, bilelim…
Senin düşüncen iyiyken benim ki kötü mü? Aşık Veysel’in dediği gibi, “Sen Altınsın, Ben Tunçmuyum” evet bu ülkenin eşit vatandaşlarıyız, Allah’ın eşit kullarıyız, barış içinde yaşmak için fitneye, fesata, provokasyona neden olamayacak şekilde düşüncelerimiz, dini inançlarımızı, siyasal tercihlerimizi, yaşam tarzlarımızı, hoş görü, sevgi, saygıya dayalı barış içinde yaşayalım dilerim… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil --- 18.7.17 – vatandasfikri.com
|