YANLI YANSIZLAR
Yanlı Yansızlara, taraflı tarafsızlara, gerçekten de çok ihtiyacımız var, neden?
Bizler genel olarak aynı ülkede yaşarız, vatandaş, bayrak, vatan, kurucu değerlere, devletimize sahip çıkarız, demokratik sistemin önceki yönetim şekillerinden daha iyi olduğunu düşünürüz… Aynı dili konuşuruz, aynı tarihi, bu coğrafyada yaşamışız, Yine bizler, genel olarak aynı dine inanır, aynı Allah’ın kuluyuz deriz, aynı Peygamberin Ümmetiyiz, aynı kıbleye döneriz, hacca gidecek olduğumuz da aynı yolun yolcuyuz, aynı Kabe de Tavaf ederiz… Genel olarak aynı kültürün ve coğrafyanın çocuklarıyız.. Bize ne oluyor da bu kadar birbirimizi sevmiyor, hatta zaman zaman nefret bile ediyoruz, bana kalırsa nedeni şu!
Kendi düşüncemizi, inanç yorumumuzu kutsuyor, biz ne kadar iyi düşünüyoruz, inancı ne kadar iyi yaşıyoruz, ne kadar iyi davranıyoruz, ne kadar iyi güzel ve faydalı işlere yapıyoruz… Bunları yaparken de ahlaklı ve adaletli bir şekilde yapıyoruz… (Gerçekte öylemi?)
Hatta daha iyisini yapacakken işte şunlar, işte o, ötekiler yok mu, bize engel oluyor… İşin tuhafı bizim mahalleden karşı tarafa bakarken düşündüğümüz ne varsa, biraz daha abartılarak aynı şeyleri karşıdan bakanların da, bizim için düşündüğünü unutuyoruz… O zaman şunu yapmayı öneriyorum karşı tarafa bakarken nesnel bir gözle, tarafsızlıkla, yanlı, yansızlıkla bakalım… Gerçekte bu insanlar kim, neden böyle düşünüyor, neden bu inanç yorumunu benimsemişler anlamaya çalışalım, tanımaya çalışalım, onların da bizi tanımalarına yardımcı olalım, karşılıklı diyaloga girelim… Cenaze de, düğün de, dernek de, milli ve dini bayramlar da yan yana gelelim.. Aramızdaki mesafe azalsın, sevgi artsın, saygı artsın, birbirimize karşı hoş görüye, tahammüle dayalı söz, eylem, düşünce gelişsin, geliştirelim… Olur mu, neden olmasın ki?
Baştan saydık bizi yan yana getirecek değerleri, devamla, karşı tarafa nesnel bakabilen, kendi duvarlarının içine hapsolmayan kişiler aşağı yukarı her grup da varlar, nefreti aşacak olanlar bunlar… Ayrıca demokratik sistem içinde farklı siyasal düşünceler ve gruplar, partiler olmasa vatandaşlar nasıl seçim yaparlar… düşünsenize sadece bizim gibi düşünenlerin partisi seçime giriyor, başka seçenek yok, bu seçim olur mu? Böyle demokrasi mi olur? Olmayacağını hepimiz biliyoruz, o zaman neden farklı olanı yok sayıyoruz, aslında bal gibi varlar, öyle veya böyle yaşıyorlar, birlikte aynı ülkenin vatandaşı olarak yaşıyoruz… O zaman başka bir şey mi var acaba, bu kadar sevgisizliğin, saygısızlığın kökenin de? Bürokraside makama ulaşmak için, kamu ihalelerini almak için, kendi grubumuza ayrıcalıklar yaratmak için mi siyaset yapıyoruz? Bunlara ulaşma hırsımızın neden olduğu fitne ve fesat bize, böyle bir düşmanca dili ve davranışı yaptırıyor? Herkes vicdanına danışarak bu sorunun cevabı arasın, ben arıyorum…
Gecenler de bir tartışmaya tanık oluyorum, 80-85 yıl önce bazı ibadethanelerin fazla olduğu iddiasıyla kiraya verildiği ve kiralayanlarında bunları özensizce kullandığı tartışılıyor… Kim buna izin verdi, kim yaptı filan, sonra hızını alamayan bir tartışmacı siz ezandan da rahatsız oluyorsunuz, neden ezanı Türkçe okuttuğunuz diyor, biri o kararı alanın o an, karşısındaki olduğunu düşünüyor, diğeri de aynı şekilde kararı kendi almış gibi 80 yıl önce alınan arkasında duruyor… Tartışma uzadıkça uzuyor, kim kazanıyor, bu tartışmadan toplum nasıl etkileniyor, buradaki sevgisizlik topluma nasıl yayılıyor? Hele Salı günleri yapılan grup toplantıları artık karşı tarafa nefret duygularının saçılması toplantılarına döndü, liderlere uyarım, ricam diliniz de nefret kullanmayınız, nefret ve ayrımcılık anayasal suç ve farkındasınız değilsiniz, siz bu sucu her hafta işliyorsunuz… Kimsenin sevgisizliğe, nefrete neden olma hakkı yoktur, biline…
Kimse sözün sonunu düşünmüyor, o an orada karşı tarafa üstünlük sağlanmasıyla yetiyor… Fitneye neden olmuşum, topluma nefret tohumları ekmişim, toplumu din ve devlet gibi, hizmet ve yönetime neden olacak siyaset gibi değerler üzerinden ayrıştırmışım hiçte umurumuzda değil mi yoksa??
Biz bu toplumun toplumsal barışını hiç mi önemsemiyoruz, kendi başarımız için her şeyi yaparsak, her değeri kullanır yıpratırsak, bizim değersizliğin sonuçları ne olur, bizi hangi değer bir arada tutacak, hepsini çok kullandık, çok yıprattık en küçük siyasal ve ekonomik rant için en büyük değerleri yok saydık… İftiralar karalamalar, derken iyilik çıkmıyor bu yöntemle, kötülük çıkıyor ve toplumsal huzurumuz, barışımız bozuluyor… Bu nedenle!!
Bizim derdimiz siyasal ve ekonomik kazançları aşacak üst değerlerle, bu toplum daha iyi nasıl yaşar olmalı, birbirimizi daha çok nasıl sever ve sayarız, enerjimizi kötülük için değildi, iyilik için nasıl harcarız… Bunun için toplumsal barışı, huzuru sağlayacak taraflı tarafsızların, sayısının her grup da biraz daha çoğaltmalıyız… Ayrıca bu taraflı, tarafsızlıkları kendi grupları da ajan, provokatör(Kışkırtıcı) hain diye de suçlamaması gerekir der… Derdimiz, Düşüncemiz, İdealimiz daha iyi yaşamaksa, haydi daha iyi yaşamaya… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil --- 7.11.18 – vatandasfikri.com
|