ZAMANIN SORUNU
Günümüzün sorunu, size göre başka olabilir, bana göre kültürsüzlük, çün ki o kadar hızlı değişim yaşanıyor ki daha kültürü olmadan o şey eskiyor. Bu eskiyiş ve hayatımzdan çıkarış hemen peşinden yeni bir şeyin hayatımız da yerini alışı… Bu hızlı değişime dayalı kültürsüzlük zamanın sorunu olarak hayatımıza girmiştir..
Kültürsüzlüğün neden olduğu sorunlar, kültürünü oluşturamadığımız şeylerin özümsemeden daha o şeyle ilgili otomatik davranışlar geliştiremeden hayatımızdan çıkması.. Evet kültür bizde bir çok olay karşısın da nasıl davranacağımızın ve bizden nasıl davranış beklendiğinğin bilinmesidir. Yani kültür bize belirli ortamlar sunarak belirsizlikleri azaltacak ipuçları veren bir rehberdir.
Kültürün rehberligi olmazsa belirsizlikler artar, bu belirsizliklerin de çogalması bizim için sorunların çogalması demektir… İşte zamanın sorunlarının çok önemli bir bölümü bu nedenle çıkmaktadır, bunu minimize etmek için ya bir ciddi öngörü gerekmektedir, yada biraz toplumdan soyutlanma, öngörebilmek iyiyken, toplumdan kendimizi soyutlamak başka sorunlara kaynaklık eder… Sorun kacınılmazsa hangi sorunu yaşama tercihimiz vardır… Toplumdan kendimizi soyutlayarak mı, yoksa kültürsüzlük için de gerekli, gereksiz ihtiyaç, değil bakmadan tüketmek için kazanmak zorunda olduğumuz paraları kazanma için mi, yaşayacağımızı seçebiliriz.
Bunlar dan hangisini seçelim derseniz, ben tüketimden uzak durmak için toplum dan soyutlamayı tercih edebilirim, ama başkası tüketimin verdiği hazdan vazgeçemediği için kültürsüzlüğün verdiği yoğun tüketim mesajlarının kurbanı olmaktadırlar… İşte kacın, kacın iki ucu …. lu bir deynek misali sorunlardan sorun beğen…
Her şeyi para gibi görmek, ancak kültürsüzlüğün penceresinden bakmakla mümkündür. H.Benek
Yaşanılan ister tatminsizlik için olsun, ister reklamın ve modanın yönlendirmesiyle üretim ve ekonomik imkanlara bakmadan tüketmek kültürsüzlüğün laneti diyebiliriz. Bütün bunlardan kurutulmak için ne yapılabilir?
İlk yapacağımız şey milli kültür, dini inanç üzerinden değerlere dayanılarak bize benzeyen bizler olmalıyız… Hak, hukuk, ahlak, adalet, sevgi, saygıya dayalı bir kültürel ortam, siyasal sistem, hukuk sitemi, ticari ve ekonomik sistem gerçekleştirmek zorundayız… Bunu mevcut sistemimizi yok saymadan küçük küçük reformlarla siyasal ve toplumsal çatışmalara da meyil vermeden yapmak zorundayız. Yoksa!
Demokrasi dışı her hareket tepkiyle karşılanacak, toplumda mevcut olan sosyolojik ayrımlar, kırılmalara dönüşerek derinleşecek ve hiç birimizin istemediği çatışlar için de kendimizi buluruz kaygısıyla farklı olanın sesine kulak vererek, ya demokratik temsille, yada kültürel algıları dikkate alarak, kararlara katılmaları, kültürlerinin yaşanması sağlanarak reformların yapılması gerekir…
Zamanımızın sorunu farklılıkları yok saymasına rağmen saygı duyuyormuş gibi davranmakla beraber, ekonomik ve iletişim gücünü elin de bulunduran güçlü toplumların kendi kültürlerini küresel kültür diye başka toplumlara kültürel aktarım çabalarıyla filmleriyle, kitaplarıyla, tiyatro eserleriyle teknolojileriyle, paralarıyla, magazinle, modayla aktarmalarına dayalı yozlaşan yerel kültürlerin yaşandığı toplumlar da iki kültür arasın da kalan kişilerin, ne o kültürü nede kendi kültürlerini özümseyememesi hali zamanın sorunu kültürel kaosun habercisidir.
Dilerim, kültürel kaosu kendi kültürümüzden yana tavırla aşar, kendi kültürümüzle küre de yerimizi alırız. Bunun için kendi kültürümüz, pergelimizin sabit ayağı, diğer ayağı ise evrende ki her hangi bir kültürdür… Kendi kültürümüz öncelikli ve sabitemiz olmak kaydıyla, yer kürede ki bütün kültürleri dikkate alarak kültürsüzlüğün lanetine, düşmemek, düşenlerimiz için de kurtulmak… Zamanın sorunlarını aşarak daha saglıklı ve mutlu bir kişi ve toplum olarak yaşamak dilegiyle selam ve sevgilerimle…
|