ATALARIN KUTSANMASI
(Kutsamanın Hayata/Siyasete Yansıması)
Atalar, bizden önce yaşayan büyüklerimizdir, onlara saygısızlık yapılması hepimizi üzer, üzer üzmesine ama onların iyisiyle, kötüsüyle anlayabilmek ve anlamalarımıza dayalı onların yaşamlarından (Yaptıklarından, Yapmadıklarından, Yapamadıklarından) günümüz yaşamımız için dersler çıkarmak bizim onları kutsamadan tanımamızla mümkündür… Kutsarsak ne olur?
Onları gerektiği gibi tanımayız, abartırsak onların hatalarını bile kutsar hatalardan ders alamaz da günümüze hataları aktarırsak nedeni nedir? Bence ataları sevmek başkadır, onları değerlendirerek onların hatalarına düşmemek, başka… Örneğin yakın tarihimize bakalım, Atalarımız neden İmparatorlukların yıkılmasına neden oldular… Yada 25’e yakın devlet kurdular, bu devletler neden yıkıldılar bu yaşanılanları, sadece savunmaya dönük kutsayarak onların hayatını, tarihimizi okursak… İyi okumamış oluruz, o devletlerin yıkılışına neden olan zafiyetleri göremeyiz, göremediğimiz zafiyetler, zafiyetimiz olurda toplumumuza bu zafiyetler günümüzde yansır, zarar verirse!!
Ayrıca eski edebiyatçılarımız, mecazı kullanarak abartmayı severlermiş… Biz bu mecazları gerçek sanır, atalarımızı hiç araç kullanmadan uçurursak, onların bu özelliklerine rağmen sorunları çözmediğini, hatta devletlerinin yıkıldığını düşünür… Karşılaştığımız sorunların çözümünde kendimizi eksik hissedersek… Sorunları nasıl çözeriz… Atalara aşırı öykünmenin başka bir nedeni ise şu olabilir…
Yat atamız şöyle, kalk atamız böyle der ve onların giyindiği gibi giyinmeye, onların kullandığı araç gereçleri kullanmaya devam edersek, çağımızın gerisine düşmezmiyiz, düşeriz… Onları değerlendirirken onlar bu tip yeni olaylarla karşılaştığında ne yaparlardı demek hakkımız… Ama olayı onlar bilmiyor, biz biliyor ve yaşıyoruz… Bizim yaşadığımız olayları bizce anlamalıyız, yaşadığımız sorunları biz günümüz aklıyla, bilgisiyle, düşüncesiyle çözmeliyiz değil mi? Günümüz sorunları, bizim sorunlarımızdır ve bizden başkası bizim sorunlarımızı çözemez, ölmüş ahirete göçmüş atalarımız hiç çözemez, bunu bilerek, atalarımızı abartmadan, kutsamadan değerlendirmeliyiz… Günümüzün sorunlarına karşı, Düşünce bizde, Umut bizde, Çözüm Bizde, onlar bize sadece ilham verebilirler… Ataların iyi anılarıyla, iyi anılması tabiki gerekir…
Ataları iyi analım derken, onların tüm hatalarının üstünü örtersek, hatasız ata, hatasız liderler oluşturursak, liderlerin hatalarına dayalı zararları yaşamışsak, yaşarsak… Kim sorumlu olur bu hatalardan tabiiki biz sorumlu oluruz… Yaşanılan olumlu, olumsuz her olaydan ya biz, ya kamu çalışanları, yada hükümet eden lider ve iktidar partisinin yetkilileri sorumludur… Bunun dışında bir sorumlu aramak günümüzde liderlerin kutsanmasına dayanır, bu hata yapmaz büyük kişi, hata yapsa bile sorumlu ya şeytandır, ya nefistir, yada içimizde ki bir haindir lideri aldatmıştır, yada bizim gibi düşünmeyen muhalefettir... Der, düşünürüz… Neden?
Abarttığımız liderimizin hata yapamayacağını düşünürüz, onu bu nedenle denetim dışı tutarız, bunun kaynağı nedir derseniz? Bence tahrikat kültürünün yanlış anlaşılması derim… Neden mi? Gönül gözü acıktır, gayıpdan haber verir, neyin iyi, neyin kötü olacağını önceden bilir gibi, dinimizin inanç ilklerine de ters tahrikat kültürünün oluşturulmasına dayalı yanlış düşünceler diyemeyeceğim inanışlardır… Bu durumun sorgulanmadan, eleştirilmeden, denetlemeden ülkeyi yönetmeye yansıması daha büyük toplumsal zararlara neden olabilir… Bu konu üzerine düşünelim ve bu düşüncelerimizi eşimizle, dostlarımızla paylaşalım dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 4.4.18 – vatandasfikri.com
|