HAZ/ZEVK ve HOBİ
İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel özelliği; öğrenmeye dayalı bilinç oluşturması dediğimiz de… Bu bilinçle kendisi, içinde yaşadığı toplumu, doğal çevresi için iyi olanı seçmesidir, desek; insanı anlatabilmiş olurmuyuz? yok… Neden çünkü bir çok sosyal bilimci bunu 100 yıllardır yapmaya çalışıyor… Biz kısaca bilen, kendi bilincinde olan, bildiği/bilmediği üzerine düşünen, konuşan, bu dille sözü yazı aracılığıyla depolayan… Depoladıkca bilgisi artan, arttıkça diğer varlıklardan ayrılan bir canlıdır… Biz, insanın bu iki duygusu üzerinde duracağız, haz ve hobi. Bunlar bizde nasıl etkiler yapar, biz hangi haz ve hobiyi gönüllü tercih ederiz? Hazzın, hobinin kötüsü iyisi varmıdır, varsa nedir? Bunlar üzerine düşünmeye çalışalım mı? Evet, düşünmek isteyenlerle devam edelim, neler çıkacak bakalım?!
Haz nedir, kısaca hoşa giden duygulanım, hoşlanma. En belirgin haz üreme içgüdüsüne dayalı cinsel haz/zevk. Şimdi hazzın aşamaları mı diyelim, iyisi kötüsü mü diyelim, yoksa zevk üzerinden hazzı anlamaya mı çalışalım… Zevk, hoşa giden ya da çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duyum ya da duygu ise…
Aslında zevkide, hazzıda şu düşünceyle özetleyebiliriz, güzeli/iyiyi, çirkini/kötüyü ayırt etme yetisi, beğeni kat sayımızın yüksekliği bizi daha yüksek bir hazza ulaştıracaktır…
Hemen hedonist mi olacağız derseniz, yok hedonizmden kurtulacağız bu düşünceyle… Nasıl yani?!
Bir haz, hedonist mi, değil mi, yada haz da belirgin bir hedonist sınır var mı? Bir haz iç güdülerden doguyorsa, bu iç güdülere dayalı hazzı önemserken, bundan rahatsız olacak, istismar edilecek, kişileri düşünmezsek hedonizm sınırına yaklaşmışız demektir… Biz haz yaşarken, başkaları içinde haz yaratmazsak, hatta başkalarına zarar verirsek, buna hedonist bir haz diyebiliriz… Haz da aşırı bir şekil de fiziksel/içgüdüsel zevke hastalık derecesinde düşkünlüğe hedonizme yaklaşma diyebiliriz.. Zevki, insan yaşamının tek değer ve amacı sayarak, haz veren her şeyi ahlaki bir sınır tanımadan iyi olduğunu varsayan öğretiye hedonizm diyebiliriz… Bunu ekonomik etkinliğe çevirerek mal ve para yığma hazzı yaşayanlar da ekonomik hedonizme düşmüş olacaklardır…
Tersi ise aşırı sakınmadır, hazdan ve zevkten kaçınmadır ki..??? Doğasını, fıtratını yaşayamayan İnsan, mutsuz olur, psikolojik sorun başlar diyebiliriz…
Örnek verelim mi? Cinsellik üreme içgüdüsünden doğan seks, bir hazdır ve hepimizin de hoşuna gider… Toplumlar bu hazzı sınırlandırmak için çeşitli sınırlandırmalar koymuşlar, bunlar birde dine bağlanınca artık hazdan uzak durmak dini bir vecibeye dönüşmüş… Örnek içinde örnek vermek gerekirse rahibelere cinsellik yasaklanmış… Bana kalırsa hangi din bu alanla çok uğraşıyorsa uğraşmamalı ve iş toplumun kültürüne, kişilerin tercihine, bırakılmalı ki… Biz bu işi dini vecibe değil insan fıtratının gereği ve gönüllülüğe dayalı, uygun kişilerle, sosyal meşruiyeti olan ilişkilerle haz, zevk yaşama olarak düşünebilelim… Kimse rahibe ve rahip değil, olmamalı, onlarda cinsel hazzı yaşamalı ben 25 yıl kadar önce İncili okudum böyle bir şey çıkaramadım… Hristiyan ruhban çıkarmış… Ekonomik olarak hedonizmin tersi ise cimriliktir, ihtiyaçlara bile harcama yapmamaktır… Aslında bu tam yerine oturmadı, Hint öğretisinde ve bazı tarikatlarda bir hırka ve bir lokma, cinsel oruç tutma, kadının, erkekten, erkeğin kadından haz alacağız çekinceleriyle uzak durma hatta hiç yaklaşmama, cinselliği yaşamamayı büyük bir iffet saymayı örnek gösterebiliriz.. Her neyse konu dağılmasın…
Otomatik hazdan, yani içgüdülere dayanmayan, zevke dayanan hazdan bahsetmek için, hobiye geçelim mi?
Hobi: Birisinin olağan uğraşı dışında rahatlamak için gönüllü olarak yaptığı ve bu işten haz duyduğu iş/uğraş, bu işi büyüterek para kazananlar da olabiliyor…
Bu hobi işinde de çok zayıfız, hobiden haz almak mutlu olmak için ne yapıyoruz? Hobi olarak bir müzik aleti çalıyor muyuz yok, bitki yetiştiriyor muyuz yok, hayvan besliyor muyuz yok, sanatsal faaliyetler içine giriyor muyuz yok, kitap okuyor muyuz az çok.. Yani mesela bir seminer grubunda gönüllümüyüz, bir yardım vakfında görev almışmıyız yok… Biz enerjimizi bir de üretim için, bir iyilik için harcamıyorsak boşluğa düşeriz, hem birlikte yaşadıklarımızı hemde kendimizi mutsuz ederiz… Hadi biz kendi sorumsuzluğumuzun, , hobisizliğimizin, hissizliğimizin, zevksizligimizin hazsızlığımızın cezasını çekiyoruz, mutsuz oluyoruz…. Ya karşımızda ki, masum birinin mutsuzluğuna neden oluyorsak, Allah göstermesin büyük bir günah… Kısacası, hobisizlik ve hazsızlık, mutsuzluğumuzun en önemli nedenlerindendir..
Aslında Haz, Zevk, Hobi her neyse, güzeli çirkinden ayırt etme bilincidir, her olaya dini acıdan yaklaşan arkadaşlarımız için, buna iyiliği emretmek/yapmak, kötülüğü ret etmekte, uzak durmak da diyebiliriz ki…
Hayat iyi yaptıkça iyi kötü yaptıkça kötü olduğunu insanlık tecrübe etmiştir düşüncesiyle, iyi yapmak önerisi ve dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com - 28.3.2020
|