RİTÜELLER (Ayinler)
(Mesleksel İcazet Törenleri, Düğün ve Cenaze Törenleri, Bazı Dinlerde Ayinler, İbadetler)
Ritüelleri kaça ayırsak daha iyi anlarız, kaça ayırabiliriz, dini ritüeller, resmi ritüeller, milli ritüeller mi desek… İbadetleri ritüellerden saysak, bizi rahatsız eder mi? Yada kutsiyet, resmiyet efsaniyet yüklenmiş gibi mi düşünerek ritüellere yaklaşsak… Ya işte sorun insanların her farklı düşünce ve yorum, üzerinde düşünmeden hemen kendi düşünce ve inançlarına saldırı gibi algılamaları, kavramlar üzerine düşünmeyi zorlaştırıyor… Şimdi o zorluğu yaşayarak ritüeller ve onların akla vurulması üzerine düşünelim mi??
Dinî törenlere, ritüel denilebileceği gibi ayin de denmektedir, örneğin Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerinin tamamına ayin denilmektedir… Nazar değmemesi için yapılanlar, cinlerden uzak durmak için yapılanlar, adak ve sunaklarda yapılanlar derken o kadar geniş bir alan ki, sanki üzerinde de çok durmadığımız bir alan… O zaman bu kavrama yakın kavramları da ele alarak ilerlersek, ritüeli daha iyi anlamış oluruz… İbadet: Bir dinin buyruklarını yerine getirme olarak düşünülürse, buyruk sadece çeşitli hareketler midir, yada semboller mi içermektedir… Aslında ibadeti dinin toplam buyruğu olarak düşününce ritüellerde de ayırmış oluyoruz.. Ritüeller dine sadece görünen davranışlar yüklerken, oysa din sadece ritüeller(Dini Törenlerden) İbaret olmadığı görürüz… Dinde bir yaratıcıya inanma, onun bizi yarattığına inanma, ölümden sonra dünyada yaptığımız her iyilikten dolayı ödül, yaptığımız her kötülükten dolayı ise ceza alacağımıza inanma tek tanrılı dindeki temel ilkedir… Tek tanrılı dinlerde durum buyken çok tanrılı dinlerde veya tanrısız dinlerde durum tamamen o dini yaşayan toplumun kültürüne bağlı ritüeller olarak ortaya çıkmaktadır… Ritüeller sadece dini alanda mı vardır, yok hem kurumlarda, hem kişilerde hem de topluluklarda kendilerine has ritüeller olabilmektedir…
Düzenli olarak tekrarlayan kutlama tören, müsabakalar spor yarışmalarını da ritüeller içine sokabiliriz… Dini ve milli bayramlar da birer ritüeldir, örneğin Cumhuriyet bayramını düşünelim, atalarımız tarafından ülkemiz de yeni ve çağdaş bir sistem kurulmuş bu kuruluş günü de milli bayram ilan edilmiştir… Aynı şeyi dini bayramlar için düşünelim, bu ritüellerin toplumsallaşmaya katkısı olduğunu hepimiz biliriz… Dayanışmaya, sevgiye saygıya neden olduğu ortada, yani farkındayız değiliz, ritüellerin birçoğu aidiyet duygusu oluşturmaya hizmet eder… Bayramlar bunun en ileri boyutudur, irili ufaklı ritüeller ise biz böyle yapıyoruz duygusu oluşturarak bize biz buyuz mesajı olsa gerek… Bu kavramı daha derinine düşünmek için topluluğun bireylerini kutsiyet yükleyerek etkileme yöntemi olan “totem” kavramına bakmak lazım gerekir diye düşünerek bakalım mı?
Totem: Bir insan topluluğunun ya da tek bir kişinin gizemsel ve büyüsel, biraz daha ilerisi kutsiyet yüklenildiği duygularla bağlı bulunduğu hayvan, bitki, ağaç doğasal olay ya da cansız bir nesne veya nesnelerdir… Bunlar topluluk da bir duygu durumu yaratır bu duyguyla bir toplumsal bağ kurulur… Ayrıca mesleki törenler, diploma törenleri de ritüeller arasında olduğundan buna kısaca değinmek de fayda olacağını düşünerek…
Belki de mesleki, sınıfsal kabuller de, sanki bir kabul töreni, bir tanışma töreni gibi düşünülürse, ritüeller bir görevi var diyebiliriz… Totem ise ortak korkuların ve sevinçlerin ürünü olabilmekte ortak duygular yaşanmasının önünü açmaktadır… Örnegin bir sancak böyle bir semboldür…
İster ritüellerin, ister totemlerin rasyonelleştirilmesi(Aklileştirilmesi) onların büyülerinin bozulduğunun düşünülmesine neden olmaktadır… Ama insan ister istemez aklıyla karşılaştırdığı durumları sorgulamaktadır, ritüeller için de bunu isteyerek veya istemeyerek yapmaktadır ve tam bu noktada ritüeller aklileştirilebilir mi sorusunu akıl sorar biz de cevap ararız…
Şimdi cenaze törenlerini ele alalım mı, neden bunu yaparız, sevdiğimiz kişiye karşı son görevlerimizdir, cenazeden çok kendimizi rahatlamaya yöneliktir… Bunu sorguladığımız da aklileştirmeye çalıştığımızda bir yere koyamayız ve böyle kabul ederiz… Sonra Ağaca çaput bağlama, havuza para atma, sabahları kısmet, bereket girsin diye kapıyı açık bırakma, bayram yaklaşırken arife sabahı ve bayram sabahı sabah namazıyla bayram suyu alma… Mevlit okuma, Hıdırellez, doğum günü gibi… Bunları daha da çoğaltabiliriz… Örnegin ibadetlere geçtiğimizde, Günah Çıkarmak, Toplu Ayinler yapmak, Vaftiz Etmek, Ağlama Duvarın da ağlamak, Namaz, Oruç Hac gibi ritüeller üzerine kısaca düşünelim mi? Bakın düşünmeyin kafanız karışır uyarısını yapayım diyorum, düşünmeden yapılmasının da kişiye katkısının olmayacağını biliyorum ve işte bir çelişkim daha doğuyor… İbadetler ne için yapılır? Allah için, Allah’a faydası nedir, Haşa nasıl soru soruyorsun bakın düşünce tıkandı, yada bastırdık, faydası bizedir, ne faydası vardır, kötülüklerden sakındırır, Kötülüklerden sakınan ibadetliler var mıdır vardır, sakınmayan varmıdır vardır… İbadet etmeyenler arasın da kötülüklerden sakınanlar yokmudur, vardır… İbadet etmeyen arasında kötülükler yapan var mıdır, vardır…. Bakın arkadaşlar işte bu nedenle sormayın, düşünmeyin mi demişler bazı din adamları… Düşünmezsek, sormazsak, kuşkularımızı, terettütlerimizi bastırırsak, işi sadece alışkanlığa dayalı yapmaya indirirsek… Yaptığımız ritüeller de, ibadetler de, törenler de, rasyonalite arayışının aslın da bir anlam arayışımız olduğunu düşünerek… Sizce anlam arayalım mı, aramayalım mı? Bence anlam aranmayan hayat yaşanmaya değmez bir hayattır… Ama bu rasyonalite, aklileştirme anlam arayışı fiziksel anlam da sonunu kadar, metafizik alanda da aklımızın yettiği kadar olmalıdır, düşünceleriyle…
Ritüellerini Söyle Kim olduğunu Söyleyeyim, M. Akif Gökalp
Ritüeller Rasyonel Olmayabilir, Bizim Bir Sosyal ve Mesleksel Topluluğa Aidiyetimizi Artırır, Mesleksel Disiplinimize Katkılar Sunar… Bu acıdan bakınca rasyonelliği birçok ritüelin vardır… İbadetlerin, dini sembollerin de bizim hangi dine mensubiyet içinde olduğumuzun göstermesi olduğu gibi… Ayrıca bunların yapılması halinde Allah’ın emrinin yapılmış olacağı düşüncesi, Örnegin namaz kılarken Allah’a yapıp ettiklerimizin, yapmayım etmediklerimizin yaşam raporunu, veriyoruz düşüncesi bunları yapanın ise kötülükten uzak durma cabası içinde olması gereği ile birleşince… Bir dini birlik olan ümmet birliğine hizmet edeceği düşüncesi derken, bir toplumla aidiyet kurmamıza yardım ederek toplumsallaşmamıza katkılar sunarak, toplumsal faydaya dönüştüğü görülür ki… Akıl, fayda arar işte fayda, diğer faydası da ölümden sonra olduğu varsayılan ruhsal alemde faydası olacağı düşüncesidir ki… Bunun da psikolojik olarak büyük rahatlığa neden olacağıdır… Yani ritüeller rasyonelleştirilebilir mi, görüldüğü kadarıyla evet de, hayır da diyebiliriz… İşte burada inanma işi devreye giriyor ki, inandım oldu diyebiliriz… Ritüellerinizle, Ritüellerimizle sağlıklı, mutlu Yaşamlar diler, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- 20.12.17 --- vatandasfikri.com
Kaynak: Araştırma Görevlisi İhsan Kutlu, Ankara Us Atölyesi, Tez Atölyesi Tez Sunumu…
|