BAYRAMLARIMIZI KAYBETMEYELİM
Bayramsız hayat olmaz, bayram bize insanlığımızın hatırlatılmasıdır, rutin hayatın dışına çıkılmasıdır, yoksulun, yalnızın yoksulluğunun paylaşılmasıdır. Çocukların sevindirilmesidir, hüzünlerin sevince dönüşmesidir… Yeni samimiyetlerin, arkadaşlıkların, dostlukların başlamasıdır, kısacası bayram hayatın daha dolu yaşanmasıdır, bayrama iştirak ederek, bayramlarımızı kaybetmemiş, hayatı daha dolu yaşamış oluruz…
Toplumların toplumsallık bilincinin artması için, bir birlerinin arasın da aidiyet duygusuna neden olacak şekil de bir ilişki gerekmektedir.. Bunu da bayramlar, törenler, duygu alışverişinde bulunulan ortamlar sağlar. Bayramlar da ruhuna uygun yaşanırsa en çok duygu alışverişi yapılan anlardır..
Tarihsel kalıntılara baktığımız da 5-10 bin kişilik antik tiyatrolar görüyoruz, bu tiyatrolar da festivaller, eğlenceler dini konuşmalar, bayramlar kutlanır toplumun aralarında ki bağı oluşturacak milli, dini ruh bu törenler aracılığıyla yayılırmış. Bizim insanlık olarak imkânlarımız çoğaldı, gazeteler, televizyonlar, radyolar, internetler, hem ulaşım imkanları, hem iletişim imkanları… Bunun yanı sıra biz de doğduğumuz yerlerden uzaklara, hatta sınır aşırı ülkelere gittik…. Bu iletişim ve ulaşım imkânlarıyla bir gün için de, hatta saatler ve saniyeler için de 1000-100.000 kilometre gidebiliyoruz, sesimizi ulaştırabiliyoruz… Biz ve sesimiz, bayram da ya fiziki ulaşalım yada semsizle ki ulaştığımız yerler de bayramlara dönüşsün, hayata sevinç katsın..
Kısacası dünyanın her yerine hatta istenilirse uzaya bile ulaşılabiliyor, biz insanlar sosyal canlılarız, yani bir ailenin, bir milletin ferdi olarak, bir ülkenin vatandaşı, bir dinin ümmeti olarak yaşarız. İçinde yaşadığımız toplumun ister dini, iste milli bayramı olsun, ister sevinci, ister üzüntüsü olsun, bizi ilgilendirir ve biz o duyguları onlarla paylaşırız..
Paylaşırsak bayramlarımızı kaybetmemiş, kendimizi o topluma ait hissederiz, yok içinde yaşadığımız toplumun her şeyine uzak kalırsak, bizde o toplumdan uzaklaşırız, bunun içindir ki, içinde yaşadığımız toplumun kültürü, bizim kültürümüz de olmalıdır… Bizim kültürümüz de bizi biz yapan değerleri barındırır, bu degerler bayramlar da zirve yapar…
Bayramlar bayram gibi yaşanırsa, kaybedilmez, bayramların kaybedilmemesi demek bizim fert ve toplum arasında ki uyumumuz demektir… Uyum demek sevmek demektir, sevmek ise gönüllü olmayı gerektirir, bu nedenle bayramlar yardımlaşmanın, ziyaretlerin, yan yana gelmenin, sevinmenin, sevindirmenin, sevmenin sevilmenin günleridir…. Bu günleri Bayram gününün gereklerine göre yaşamak, yaşatmak ümmet ve millet olmanın da sorumluluklarındandır...
Bayramları kaybetmek nispeten kendimizi kaybetmektir, ne bayramımızı nede kendimizi kaybetmemek dilegiyle bayramınızı kutlar, bayramı yaşayan yaşatan herkese selam ve sevgilerimi, selamlarımı sunarım…
“Bayramınız/Bayramımız sizin/bizim gibi mübarek olsun, bayramı yaşar ve yatırsak olur. Sıtdık Fani”
Fikri Adil – eylül 15 --- www.vatandasfikri.com
|