İÇİ BOŞALAN TOPLUM

İÇİ BOŞALTILAN DİN

İÇİ BOŞALTILAN BİLİM KURUMLARI

İÇİ BOŞALTILAN MABET

İÇİ BOŞALTILAN KÜLTÜR

Bu başlıklardan anlaşılacagı gibi bir toplum ancak kendinin içini boşaltılabilmesi için dininin içini boşaltmalı, kültürel degerlerinin içini boşaltmalı ki, bunların verdiği düşüncesizliklerle bilimsel bilgilerden de uzaklaşarak toplum bu degerlerinden ve bilgilerden kendini kopardıkca içi boşalmaktadır. Bizim günümüz de yaşadığımız sıkıntıların temelin de bu degersizliğin ve bilgisizliğimizin aldırdığı yanlış kararlar yatmaktadır, diye düşünüyorum. Bunun için degerin nasıl içini boşalttık ve bilimsel bilgiden nasıl uzaklaştık ve bu hale geldik anlamaya/anlatmaya çalıştım. Bu yazı dizisinin de Din, Mabet, Kültür ve bilimsel bilgiyi ele almaya ve bu konuda bir düşüncemizin oluşması için çalıştım, anlaşılır olabildimse ne mutlu bana… Aslın da az da olsa deginmeme rağmen siyasetin de içini boşaltığımızı bu konu üzerinde de durmamız gerekiyor, hayırlısı artık onu da siz degerlendirin. Şimdi dinle başlayalım ve devam edelim.

İÇİ BOŞALAN TOPLUM- 1

İçi Boşaltılan Din

Din konusun da akademik cevre dışında bazı din bilginlerini ve gercekten de görevinin hakkını veren din görevlilerini de istisna tutarak hem din görevlileri, hem de vatandaşlar, hem de din meselesine kulagını gözünü kapatmış aydıncıklar olarak çok büyük eksiklikler ve zayıflık içindeyiz. Burada bu zayıflığı inanma boyutun da degil, anlama, uygulama boyutunda ele alırsak kimsenin de inancını yargılamış da olmayız diyerek din konusunda ki eksikliklerinizi özeleştiri de yaparak anlatmaya ifade etmeye çalışacağım.

İbadetleri ele alalım önce, önce zekâtı düşünelim, sonra Namazı, ya da Haccı, isterseniz de Orucun ne için farz kılındıklarını düşünerek ve ibadetlerin içlerinin doluluğu, boşluğu bizim üzerimizde ki etkisiyle ölcülebilir…

Zekat; Kuran da her Namaz kılınız ayetinin hemen yanın da Zekat veriniz uyarısı vardır ve farzdır. Kuran zekat miktarını belirtmemiştir, ama peygamberimiz bunu 40 da 1 olarak belirlemiştir. Yani 40 liramız varsa bunun 1 lirasını bir yoksulla paylaşacagız, bir egitim kurumunu destekleyecegiz, yolda kalmışa, borçlulara veregiz. Bu verme yükümlülügü farzdır, kacımız bunu yapıyoruz, toplumsal bir sorumluluk olan zekâtın bu kadar ihmal edilmesi zekât ibadetinin içinin boşaltılması degilmidir. Toplumsal sorumluluga neden olmayan bu ibadetin içini boşaltan bizler toplumun fertlerinin toplumun ekonomik durumu iyi olanlarına karşı sevgi besleyemeceklerini unutuyoruz. Toplumsal sorunla karşılaştığımızda ise neden böyle oldu ki diye hayıflıyoruz. Nedeni içi boşalan, coğunluk tarafından yok sayılan zekât ibadetidir ve dolayısıyla dindir.

Namaz kılıyoruz, namazın bize farz olmaktaki maksadını hiç düşündük mü? Neden farz olsun, Allah hiçbir şeyi keyfi yapmaz, bir nedeni, bir hikmeti vardır. Bize emredilen namaz günün belli vakitlerin de Allah’ın huzuruna durarak ben senin emirlerine göre Ahlak ve Adalet üzere iyi ve güzel işler yaparak yaşıyorum, yaşayacağım sözü vermektir. Ben yaptığım bazı hatalardan pişman oldum huzuruna durdum tövbe ediyorum ve bir daha bu hataları yapmayacağım sözü vermektir. Allah’ı hatırlayarak ticari ve mesleki hayatta yani hayatın her alanın da hesap verecegimizi düşünerek hareket etmektir. Namazı sadece Kıbleye dönüp de bazı hareketler yapmak, genelimizin de anlamadıgı bazı sözleri içimizden tekrarlamaktan ibaret hale getirerek içinin boşaltıldığı ve bizim üzerimizde etkisinin azaldığını görüyorum ve sizde görüyorsunuzdur herhalde. Namaz bizi iş ve işlemlerimizde daha iyi ve daha güzelin ortaya çıkmasına neden olmuyorsa ki içini boşaltmışız demektir. Namazın bize vermek istediği mesajı düzgün okuyamamışız ve hem fert olarak hem de toplum olarak işte istemediğimiz bu noktaya gelerek içi boşalan toplum örnegi sergilemekteyiz. Namaz sadece Namazdan ibaret degildir onun bizi disiplinize ederek toplumsal hayatın içinde ahlak ve adalet kurallarına göre yaşamaya yönlendiren ibadettir, Ahlak ve adalet duygularımız da zayıflık hissediyorsanız Namazı anlayarak ve hissederek kılmıyorsunuz demektir. Namaz ruhu bütün inananları kuşatsın dilerim.

Hac; Belli aylar da ve güçü yeten Müslümanlara farz kılınmıştır. Bu vahiyle sabittir, yıllın belirli zamanının da Dünya Müslümanları bir araya gelirler ve hac farzını yerine getirirler. Allah neden Müslümanların yan yana gelmesini ister ki, sadece kutsal mekanların ziyaretine dönüştürülen hac gercek amacının dışına çıkmıştır kanaatindeyim. Hemen şunu söylediginizi duyar gibiyim yani kutsal mekanlar ziyaret edilmesin mi, tabiki edilsin ama amaçın bu olmadığını asıl amacın dünya Müslümanlarının din ve ümmet birligi için yanyana gelindiğini artık düşünemiyoruz bile. Bangiledeş’ten, Somali’den, Etiyopya’dan, Malezya’dan, Türkiye’den ve İran’dan gelenlerin birbirleriyle tanışarak, dostluk ve samimiyet bağları kurarak, olanlar olmayanlarla paylaşarak Haccın Ümmet birligine hizmet etmesi asıl amacı olmalıdır düşüncesindeyim. Ümmet birligi derken siyasi bir birlikten bahsetmediğimi bunun çok uzak bir düşünce olacağını biliyorum, ama en azından aramızdaki kırğınlıkları çatışmaları çözecek kadar bir birlige hizmet etmesini beklerim. Sanırım 3-4 milyon insan her yıl hacca gidiyor bunu Ümreleri de ekleyerek 9-10 milyona çıkarabiliriz ki bu kadar Müslümanı yan yana getiren bu ibadetin amacını kutsal mekan ziyareti olarak düşünürsek, eksik düşünüyoruz demektir. Bu kadar büyük bir Hac ibadetinden İslam toplumları birlik içindedir mesajını dostlara ve düşmanlara veremiyorsak, bu ibadetin içini de boşaltmışız demektir ki Ümmet kan ağlarken, biz orada gider Şeytan taşlarız… Bu taşlar ne zaman zalimlere dönerse gercek hedefine ulaşacaktır ibadetlerimiz.

Oruç; İbadetini ele aldığımız da Allah bizim aç ve susuz durmamızı ne için istemiş olabilir ki, Şimdi birileri çıkıp Allah'ın emrini mi sorugluyorsun diyebilir. Ben de ona Allah neden düşünmezmisiniz, neden akletmezmisiniz ayetlerini ne için göndermiş olabilir ki derim. Evet bir ibadet ve vahiy ne için gelmiş emredilmiş diye düşünmedikce nasıl anlarız, Allah korusun sadece ac kalmış oluruz . Sevap kazanılır mı evet kazanılır, oysa ki oruç bizde yalandan, riyadan, dedikodudan, iftiradan, fitneden fesattan uzak durmaya ve haklara ve hukuklara saygı duymaya neden olursa, açlığın ne kadar zor olduğunu ve Dünyanın neresin de bir aç bir İnsan varsa, Müslüman aç kalmışsa onu doyurma sorumluluguna, onunla elimizde olanlardan paylaşmaya neden oluyorsa içi dolu bir ibadet yapmış tersi durumlarda ise aç kalmış oluruz.  Aslında Oruç bizi genel olarak kötülüklerden uzak tutmak iyilige sevk etmek için farz kılındığını  ve Allah bizim aç kalmamızı degil açın halinden anlamamız için oruç’u emrettiğini düşünerek orucun ruhunu yaşamak dilegiyle selam ve sevgilerimle…

Fikri Adil – www.vatandasfikri.com Temmuz 14