KADIN ÜZERİNDE Kİ BASKI!

Kadın üzerinde ki cinsellige dayalı baskı kalmadan, erkeklerin kadın sorunu çözülemez, neden derseniz kadını eve hapset, kadın bedeni üzerinden günahlar icat et, sonra bir sürü gerekcelerle kadınları cinsel acıdan sınırlandır... Bunları erkekler söz konusu olunca tersi bir davranış sergile olacagı ite bu...

Erkekler kadına ulaşmaya calışacak ve ulaşamadıkca sorun olacak.... Bura da iki durum söz konusu biri kadınlar üzerinde ki baskı kalkacak digeri ise erkekler biraz kedini geri cekecek bu tabiki küt diye olmayacak bir reform, bir erkek dönüşüm programı gerekiyor kadın algımızda...

Kadın günah makinesi sayılmayacak, aynı erkeğe ne uygulanıyorsa kadına da o, uygulayacak, zaten Kutsal kitabımız bu konuda kadını koruyan ayetlerle dolu, cahil toplumlarda kadına daha çok iftira atılır, daha çok günah yüklenir düşüncesiyle kitabımız iftira atanları cezanlandırın der... Amacımız burada dini kurallardan bahsetmek degil ama kültürü oluşturan dindir, bunu korumaya calışanlar dini gerekcelerle kadın özgürlüklerini kısıtlama egilimindedirler... Oysa ki din kim adaletsizlige, iftiraya, haksızlıga maruz kalıyorsa onu koruyun der... Yusuf kıssası tacize ugrayan Yusuf peygamberi anlatır.. Orada kadına ne ceza verilmiştir?

Gelelim günümüze kadın sorunu erkek sorunudur aynı zaman da cinsellik tek başına yaşanılamaz bunu hepimiz biliriz.. Bu toplumsal baskıları bir bag olarak düşünürsek birini kısa digerini uzun baglarsak ciddi sorunlar yaşanır. Nitekim kadın üzerinde baskı yapılan toplumlar da erkekler cinsellik yaşamak için kadına ulaşamıyor, neden kadınlar evde, kısmen toplumsal yarı acık hapishanelerinde erkekler ise alabildiklerine sokaklar da, her girilen sosyal ortam da erkek bollugu var kadın kıtlığı... Eee cinsel acıdan soruna  gebe sosyal ortamlar, ya bir kadın bir çok erkekle birlikte olacak buna orosbuluk, hafif meşreplik,  gibi onlarca kötü imaj yüklenmiş... Tamam yükleyelim ama erkekler de karısı ve sevgilisi dışında biriyle birlikte olduğunda orosbu, fahişe algılansın, kötü erkek olsun, yani bu alanda bir eşitlik olsun ne dersiniz? Bu eşitlik hem erkekleri kontrol etsin hem de kadınları yani tek taraflı bir kontrol baskı demektir, baskı ise bir yerden bastırılırsa diger yerden çıkar demektir.... Ya kadınlar el altından gayri meşru ilişkiler yaşayacak, ya da kadınları sınırlandırmaya dayalı, kadın azlıgı nedeniyle kadınlar vucutlarını satacaklar, ya da erkekler ilk fırsat bulduklarında kadınları adice güçlerine dayalı bir şekilde cinsel ilişkiye zorlayacak yada zorla tecavüz edecekler sanırım hem zorlamalar, hemde tecavüzler görünenden daha çok yaşanmaktadır...

Kısacası bir tarafı baskıyla sınırlarsan, diger tarafı yürü kocum sen büyüksün hovartalık şanındandır dersen olmaz kardeşim, olsa bile sorunlu toplum olur... Haa bu arada kadına ulaşamayan erkeklerin başka sorunu da erken boşalmaktır, yani uzun süredir kadınla karşılamadın, karşılaştığın an da elin ayagın birbirine dolaşır daha ilk dakikalar da boşalırsan kadın tatmin olmaz tatminsiz kadın mutsuz kadın demektir... Eee birlikte yaşadıklarını mutsuz edersen sende mutsuzlugu hak ediyorsun demektir...

Kadını sınırlandırmanın cezasını daha ne kadar cekecegiz bilmiyorum, ama şunu biliyorum cinseliğin mutluluga etkisi sandığımızdan daha çok burada ki vasatlıklar cinsler arası vasatlıga dönüşmekte ve bu vasatlıkda her iki cinsi de mutsuz etmektedir... Bu nedenledir ki bu kadın erkek, özgürlükleri olsun, cinsellige ulaşmaya dayalı özgürlükler olsun daha adilhane çözümler gerekmektedir... Toplumun öncelikle yöneticilerine sonra akademisyenlerine, sonra müftülerine ve din düşünürlerine, ve tabiki yazarlarına ve cizerlerine ve de erkeklerine duyrulur... Son söz kadınlara arkadaşlar hiç kimse kendi ayrıcalıklarını kendi istegiyle terk etmez, bu nedenle siz kadınlar biz erkeklerin degişimine biraz olsun yardımcı olun, kendilerinde gördükleri hakları uygun bir şekilde bizde yaşamak istiyoruz deyin, ama önerim şartları çok zorlayıp da başka sıkıntılara da neden omayın der...

Bu baskılar hem biz erkekleri hemde kadınları mutsuz ediyor, bunlarla mücadele edelim ne dersiniz?

Fikri Adil -- Şubat 15 --- www.vatandasfikri.com