|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
KAMUDA KİRALAMA SAVURGANLIĞI |
KAMUDA AYRICALIKLAR SALTANATI
KAMUDA KİRALAMA SAVURGANLIĞI
Her gelen hükümet devletin alanını daraltarak vatandaşın alanını genişletecegiz sözleri verir mitinğ meydanların da, ama iktidara geldiğin de ise ya iktidar alanlarını genişletirler, yada devletin alanlarını… Bunu bu yazıyı okuduğumuz da daha iyi anlayacagız diye düşünüyorum, devletin mülklerine, arabalarına, özel ucaklara ve bunlar için yaptığı harcamalara baktığımız da rahat rahat görürüz… Üsteliktde bu mülklerin çogu kamuyu san ki bir saltanat aracı halin de gösterir haldedir… Hele araç ve ucan taşıt kiralamaları o kadar maliyetli bir hal almıştır ki ekonomi uzmanları bunun ekonomik acıdan devamlılığının mümkün olmadığını defaatle dile getirmelerine rağmen ekonomi yönetimleri piyasanın rant talebine hep yenilmektedir. Hele son zamanlar da kamu mülkleri bir yandan maliyete diger yandan da elden çıkarılması anın da piyasa fiyatlarının altın da özelleştirmelerle elden çıkarıldığına tanık oluyoruz… Kamu malları kamuda kalarak daha işlevselleştirilmesi gereginin altını cizerek yazımıza devam edelim…
Bu durumun üzerine kamu mülklerine bakalım ve bu saltanatın yanı sıra personel maaşlarında ki ayrcalıklar ve milletvekilliği yapanların bir dönem de emekli olmalarını sağlayan kanunların verdiği ayrıcalıkları da düşünürsek kamu san ki vatandaşa hizmet etmeye degil ayrıcalıklardan yararlanmaya göre dizayn edildiğini bile iddia edebiliriz. Vatandaşların hizmetinde kullanılmayan hiç bir yatırımın, mülkün, kamu çalışanlarının da savurganlıkla da kulanılmasını istemiyor, bunu görüyor bunun önlenmesini yönetimlerden bekliyoruz.. Bundan sonraki sorunumuz, kamunun vatandaşlar alehine olan ayrıcalıklarının düzeltilmesini talep ediyoruz.. Bunları nereden çıkarıyorsun dersen buyrun okuyun…
Bunlara kamu ayrıcalığı degil, ancak kamu savurganlığı diyebiliriz…
Kamunun elinde 248 bin 956 lojman ve sosyal tesis bulunduğunu, 15 bin adedi kiralık olmak üzere 106 bin de taşıdın bulunuyor olması, ya ayrıcalıkla yada savurganlıkla izah edilebilir. Geçen yıl kamunun kiralık taşıtlara 212 milyon lira harcadıgı düşülürse, bu tezimiz doğru sayılır. Şimdi bu kiralık taşıtların sınırlandırılması düşünülmektedir… Yılda ortalama 150 milyon harcandığı düşünülse 10 yıl 1.5 milyar para gittiğini görülüyor ki, bu araçların maksatları dışında kullanıldığı da düşülürse yakıt ve bakım, şöför masraflarıyla yıl da sadece araç kiralanmasına ortalama 200 milyon tl verilmesi kamu savurganlığına artık dur demek gereginin göstergeleridir.
Hürriyet gazetesinden Neşe Karanfil'in haberine göre kamuda toplam 248 bin 956 lojman ve sosyal tesis, 91 bin 286 adet de taşıt bulunuyor. Kamuda sosyal tesisler, lojmanlarla ilgili yıllardır satış planları ortaya konuluyor, ancak bir türlü istenen satış yapılamıyor. Kamuda taşıt alımına yönelik geçmiş yıllarda çeşitli sınırlamalar getirilince bu sefer taşıt kiralama yöntemi devreye girdi. 15 bin kiralık araç kamunun elinde. Geçen yıl kamu kiralık taşıtlara 212 milyon lira harcadı. Şimdi bu kiralık taşıtlara bir sınırlama getirilmesi düşülmeye başladı, yıllar yılı lojmanları da azaltmayı düşünüyoruz… Ayrıca lojmanların da kamu çalışanları arasın da adilhane dagıtılmadığı düşünülürse ya adil dagıtılmalı, sadece üst kademe kamu çalışanları degil alt kademe çalışanları da lojmanlardan yararlandırılmaıdır…
Lojmanların hen gi kamu kuruluşun da yogunlaştıklarına gelin ce…
“Kamunun elinde ki toplam 246 bin 452 adet lojmandan 215 bin 169’u genel bütçeli yani Başbakanlık, Maliye, Milli Savunma gibi kamu kuruluşlarının elinde bulunmaktadır. Asıl sorun buralara yuvalanan üst düzey bürokratlar kadro tahsisi sayesin de neredeyse emekli oluncaya kadar buralar da oturmaktadır. Oysa bunların asgari üçretli taşeron çalışanların hiç yararlanamadığı ve alt kademe memurların yine lojmanlardan çok az yararlanırken maaşları yüksek ayrıca evleri olan üst düzey kadroların lojmanlardan adaletsizce yararlanmaması durumun da daha adil bir yararlanma olacağı düşünülmektedir.
2.504 sosyal tesislere geldiğimiz de ise şu rakamlarla karşılaşıyoruz…
Kamu kurumlarının elinde bulunan sosyal tesislerin sayısı ise 2 bin 504’ü buluyor, bunların bir bölümü kamp, bir bölümü egitim tesisi, bir bölümü de kamu kurumlarının elinde ki parayı degerlendirme maksadıyla zamanın da alınmış arsaların üzerine yapılmış atıl tesislerdir. Bunların daha iyi degerlendirilebilmesi için %10-15 oranın da vatandaşların da yararlanmasına açılmalıdır ki ancak atalet kurtularak daha işlevsel hale getirilebilir. Bunların özelleştirme mantığıyla satılması devletin kurumlarının elindeki vatandaşa acılabilecek yerlerin satılması vatandaşın kaybı olacaktır.
Kiralamaya sınırlandırma şart
Kamunun elinde 91 bin 286 taşıt bulunuyor. Bunun 80 bin 368’i Başbakanlık, Emniyet gibi genel kamu kuruluşlarının elinde. Özel bütçeli kuruluşlarda 7 bin 371, yüksek öğretim kurumlarının elinde 3 bin 427 ve düzenleyici denetleyici kuruluşlarda da 120 adet taşıt var. Tasarruf amacıyla taşıt alımına sınırlamalar getirildi. Bunun üzerine kamu kurumları kiralama yöntemine başvurdular. Ancak bu sefer de kiralama fiyatları sıkıntı yarattı. Davutoğlu’na yapılan sunumda taşıt kiralamalarına üst sınır getirilmesine yönelik bir hazırlıktan bahsedildi. Üst sınıra ilişkin düzenlemenin yakın zamanda Başbakanlığa gönderileceği öğrenildi. Üst sınırın belirlenmesi ile taşıt kiralamalarında belli bir sınır konulacak ve sınır aşılamayacak. Ayrıca kamuda taşıt alımına yönelik bir yasa tasarısı taslağı geçmişte Başbakanlığa gönderilmişti. Bu yasanın da şimdi çıkarılacağı belirtildi.
Ben şahsen sosyal tesis ve lojmanların özelleştirilmesi yerine vatandaşların ve daha düşük gelir grubu çalışanların da yararlanmasının daha iyi olacağı kanaatindeyim. Bunlar yüksek maaşlı üstelikte evi olanların yararlanmasının önüne geçilerek daha düşük geliri olanlara ve evi olmayanlara verilmesi, sosyal tesislerden de belli oranlarda vatandaşların yararlanmasının önü acılarak daha işlevsel hale getirilmesi sağlanabilir. Bu sosyal tesislerden, lojmanlardan yararlananların ne gibi avantaları var ona baktığımız da ise şunları görmekteyiz.
Kamunun elindeki birçoğu eğitim kampları diye geçen sosyal tesisler genellikle yaz aylarında tatil amaçlı kullanılıyor. Çalışanlara cazip fiyattan tatil imkanı sağlıyor. Örneğin Maliye Bakanlığı’nın Marmaris’teki tesisinde 1 kişi üç öğün yemek dahil 10 günlük fiyatı 590 lira. Lojmanlarda ise her yıl milli emlak tebliği ile lojman kira bedelleri metrekare üzerinden belirleniyor. 2014 yılı için kaloriferli evde ise bedel 2.77 lira, lojman 100 metrekareyse kira bedeli 277 lira oluyor.
Bütün bunlar rağmen devletimizin ucak, taşıt ve bina kiralamasında ki israf ve savurganlığı göze batıyor…
Devletin geliri vergi gelirleridir ve kaynagı üretimdir, vatandaştır, vatandaşların verdikleri bu vergileri nasıl, nereye ne kadar kullanılıyor diye hesap sorma hakkı vardır. Bu sorulduğunda yönetimde bulunanların tepki göstermesi degi hesap vermesi beklenir
Neredeyse en büyük kiracı devlet durumuna gelmiştir, devletin elindeki taşıtlara rağmen taşıt, lojmanlara rağmen lojman kiralaması akla acaba kamu eliyle piyasaya para mı pompalanıyor diye gelmiyor degil.
Bütçeye baktığımız da “Kiralama Giderleri” başlığı altındaki harcamalar da şı kalemleri, taşıt, hizmet binası, lojman, personel servisi, hava taşıtı gibi alt kalemlerden oluştuğu görülüyor.
Bazı yıllara baktığımız da şu şekil de kira giderleri görüyoruz.
Kamunun kira için yaptığı harcamalarında en yüksek artışın 2012-2013 arasında gerçekleştiğini görülüyor.
“Kiralama Giderleri”, yüzde 27.5’lik artış oranıyla bütçedeki en hızlı ve yüksek artan harcama kalemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Kira harcamalarının alt kalemlerine baktığımızda taşıt kiralama ile uçak kiralama adeta yarışıyor.
-2012’de taşıt kiralamaya 158.7 milyon TL harcandığını, 2013’te 61.5 milyon TL daha fazla harcama yaparak 220.2 milyon TL’ye ulaşmış olduğu görülüyor ve artışın %39 olduğu görülüyor.
- Yine 2012’de bütçeden uçak ve helikopter kiralaması için 104.2 milyon TL kullanıldığını bu harcamamanın 2013’te 143.5 milyon TL’ye yükselmiş olduğu görülüyor, bu alanda da artışın %38 olduğunu görüyoruz.
-2012 bütçesinde hizmet binaları için 235.5 milyon TL harcayan kamu kurum ve kuruluşlarının bu harcaması 2013’te %18.5 artışla 279 milyon TL’ye çıkmış olduğu görülüyor.
Harcamaların aynı hız da devam ettiği görülüyor, hizmete ve vatandaşlara gidecek paraların bazı kiralama şirketlerine gittiği görülüyor. Bu vatandaşlardan alınan vergilerin ve uluslar arası finans kuruluşlarından alınan borçların kaynaklık ettiği düşünülürse bu kadar rahat harcamanın mantığını düşünemiyorum. Bu yıl, (2014) kamunun taşıt için 8 ayda ödediği kiralama bedeli, geçen yılın tamamını şimdiden yaklaşmış, 217 milyon TL ulaşmış görünüyor. Kamu kuruluşlarının hizmet binası için sekiz ayda 190.3 milyon, uçak ve helikopter için ise 81.1 milyon TL kira bedeli ödenmiş olduğu görülüyor kamunun bu kaynakların savurganlıkla kullanıldığını görüyor, yetkilileri önlem almaya davet ediyoruz.
Kira harcamalarında son yıllarda dikkat çeken bir başka kalem ise “personel servisi kirası”. Daha önceki yılların bütçesinde yer almayan bu kalem, kiralanan ya da şehir dışına yapılan yeni hizmet binalarının doğal bir sonucu. 2014’ün sekiz ayında personel servisi için devletin şirketlere ödediği kira bedeli 270 milyon TL’ye ulaşmıştır sanki bu rakamlar bize önlem alınması gereğinin kanıtı gibir duruyor. Hazinenin öneminin bilincin de olan yöneticilere bu rakamları hatırlatır önlem lamasını bekleriz.
Kiralamaya verilen ve savurganlığın engellenmesiyle ortaya çıkacak kamu kaynaklarıyla neler yapılabilecegi düşünülürse, örnegin Tosya pirinci bu araziyi sulayan cayın düzensiz su seviyesi nedeniyle artık yok olma ile karşı karşıya kalmış Artık vatandaşlarımız uzun yıllardır Tosya pirinci tadından mahrum kalmaya başlamıştır. Buraya yapılacak barajın 60 milyon dolara malolacağı(130-135 Milyon TL) için yapılamayacağı yapılan etüt çalışmaların da bu yatırım verimli olmayacağı düşüncesiyle baraj yapımından vazgecildiğine göre… Bu fahiş ve luzumsuz kiralamalardan ne zaman vaz gecilecegi vatandaşlar tarafından merak konusu olmaya devam etmektedir.
Kendi işini yaparken kendi mumunu, devletin işini, yaparken devletin mumunu kullanan ejdadın bizi gören ruhlarının da nasıl bir zulüm yaşadığını düşündükce bu konu da acilen önlemler alınması gerekiyor, hatırlatmasıyla selam ve saygılarımla…
Fikri Adil – Eylül 14 – www.vatandasfikri.com -
Kaynak
1- http://ekonomi.bugun.com.tr/mal-mulk-saltanati-haberi/1275138
2- Hürriyet gazetesinden "Neşe Karanfil" Haberi
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|