GELECEK İSTESEKTE, İSTEMESEKTE GELECEK
Ülkemizin gelecegi insanımızın gelecegidir, insanımızın gelecegi ülkemizin gelecegidir, o kadar iç içeyizki farkında degiliz, bunu böyle bilmeliyiz. Biz toplum olarak gelecekte sağlıklı, mutlu, huzurlu yaşayacak ortamı yaratabilecekmiyiz? Karamsar bir taplo cizmek istemiyorum ama ben ülkemzin geleceginden endişeliyim, neden mi? İşte nedenlerim….
Önce ekonomik olarak kaygılanıyorum, neden vatandaşımızda devletimizde çok borçlandı, bu ülke tarihimizde görülmemiş oranlardadır. Borçluluk oranları ancak üretimle ve tasarrufla aşılabilecekken bu iki alanda da büyük eksikliklerimiz vardır. Tasarruf oranlarımız dünya ortalamsının yarısının altında, dünya ortalaması %24-25 iken bizde bu oran %11-12 dir. Üretime gelince kendimize yeter gıda üretimimiz varken şimdilerde saman bile ithal ediyoruz yani hayvanlarımızı bile besleyemiyor üretimimiz, daha dün samanları yakıyorduk. Üstelikde hayvan sayımızda bize yeterli degil ne et, nede yeteri kadar süt sağlamıyor.
Şimdi üretim kapasitesini degerlendirelim, biraz olsun bu önemli mesele üzerine düşünelim, kaç sakız markamız var? Raflardaki sakızların, sıgaraların, cibslerin, kolaların deterjanların kaç tanesini ülkemiz firmaları üretiyor, kaç tanesini ithal ediyoruz, kaçını yabancılar burada üretiyor, kaç ton buğday, pirinç, mısır, arpa ve hayvasal ürün et ithal ediyoruz. Hele ilaca verdiğimiz paranın hatdi hesabı yok, yarısınıda kullanmayıp çöpe atıyor kimyasal kirliliğe neden olarak topraklarımızı kirletiyoruz. Petrol farklımı yok… Bu soruları sorupda önlem almayan yöneticiler bizi yönetiyor 50-60 yıldır. Bu yöneticileri uzaylılar seçmiyor ne yazıkki biz seçiyoruz. Seçerken dikkat etmeliyiz, uygulayacağı politikalara ve uyguladığı politikalara göre seçmeliyiz. Yoksa gerilim üzerinden seçim yaparsak bizim adamı seçiyoruz derken yanlış seçimler yaparız…
Üretmediğimizin bir başka göstergeside dış tiçaretimizin yılar yılı verdiği acıklardır, politikacılarımız hep ihracat rekorları kırar, ama şu ortalama hep geçerlidir, 100 milyon liralık mal satarız,150 milyon liralık mal alırız. Acığı borçlanarak kapatırız, bu 3-5 yıl olsa 150 milyon lira borçlanırsınız, 10-15 hatda 20 yıl devam ederseniz burada bir kötü niyet hissetmeliyiz ve bu yöneticileri ya degiştirmeli yada ciddi muhalefet ederek baskı kurmalıyız. Bu durum böyle devam ettikce gelecege umutla bakamıyor kaygılanıyorum…
Şimdi enerjiye bakalım, neredeyse ithalatımızın %35-40 ını enerji ithalatı oluşturuyor, enerji senin tekerinin dönmesi için gereklidir, enerji fabrikalarının üretimi için gereklidir, enerji kışın ısınman için gereklidir, enerji bilgisayarlarının bilgi sayması için gereklidir, bu yazıyı yazarken bile enerjiye ihtiyaç duyuyoruz, siz okurken muhtemelen internet bağlantısıyla okuyorsunuz bunun için neye ihtiyaç duyuyorsunuz? Enerjiye… Tekeri döndüren enerji, çarkları çeviren enerji ama doğru dürüst politikamız yok… Bu konuyla ilgili alternatif enerjiler mümkünken biz dereleri boru içine alarak zaten hızla bozumakta olan doğanın dengesinin daha hızlı bozulmasına neden olacağız…Kısacası rüzgarı çok olan bölgede rüzgar dan enerji, güneşi bol olan bölgede güneşden enerji, nehirleri olan bölgede nehirden enerji üretmeliyiz diyor, bu enerji konusundada ülkemizin geleceginden endişeliyim diyor, yönetenleri dogadan yararlanırken ona sayğı duyarak yararlacak enerji politikaları üretmeye davet ediyorum. Ben şahsen çevreye saygılı politikaları olan ve aday belirlemede demokratik ön seçim yapan partileri tercih edecegim…
Bütün bunları az bir düşündüğümde görüyorum, önlem alınmadığında sorun yaşayacağımızı ön görebiliyorum.. Ne yazıkki sadece benim görmem yeterli degil önlem alacak sorumluluların görmesi gerekiyor… Evet, sorumluluk alanlar, niçin sorumluluk aldığınızı unutmayınız, dış tiçaret açığı mı var ne yapılabilir? Döviz yükseltilir, öncelikle lüks mallardan başlamak üzere ithalat vergileri konabilir. Bunların yanı sırada üretim kapasitemiz, evet yanlış duymadınız üretim kapasidesinden bahsediyorum, epeydir bize yabancı olan bu çümle kurtuluş recetesidir aynı zamanda…
Başka bir eksiklikde icat, buluş teknik ve teknolojik alanlardadır, zaten icat tekniği ve teknolojiyi besler, bu alanları destekleyen altyapı ise araştırma geliştirme yani ARG ye ayırdığınız insan ve ekonomik kaynaklar belirleyici olur. Bütün bu alanlardaki eksiklikler üst üste kondugu vakit gelecek kaygısı bende depreşiyor, İnşallah paronoyadır, yarın bakmışsınız icat sayısı olan patentlerde patlama olmuş, bu icatlar üretime yansımış teknolojimiz gelişmiş, bilgisayar, silah, ilaç, cep telefonu alan, ithal eden değil, satan ihraç eden olmuşuz.. hayali bile güzel bir düşünceye ve içraata dönüştürsek…..
Sorunlarla karşılaşmamak için, biraz planlamaya ihtiyacımız var, bu ekonomik planlamadan alınca, gelecekteki enerji ihtiyacının karşılanmasına varıncaya kadar. Egitimide, saglıkta her alanda planlamaya ihtiyaç vardır. Sağlıkta özel sağlık kuruluşlarına sosyal güvenlik kurumundan aktarılan para ile, devlet hataneleine aktarılan parayı hiç kıyasladınızmı..? Plan yapmak böyle bir şeydir…
Plan gelecekte yapacağınız işlerin, çevreye, ekonomiye, nufus yapısına ve bu yapının üretim kapasitesine ve ihtiyaçlarına göre çözüm üretmek demektir… Gelecekte karşılaşacağımız ihtiyaçlarımızı üreterek, sorunlarımızıda önlem alarak aşabiliriz.
Biz öngörelim, görmeyelim, biz önlem alalım almayalım, gelecek gelecek ve önlem almadığımızda yukarıda bahsettiğimiz sorunlar bizi üzecek, önlem alırsak sorunlarını aşan bir toplum olarak gelişecegiz ve mutlu yaşayacağız… Nasıl yaşamak istiyoruz??
Selam ve sevgilerimle…
www.vatandasfikri.com >> Fikri Adil <<
|