HERŞEY SİYASET Mİ?
Her şeyi siyasete indirirsek, kültürü, inancımızı siyasete payanda yaparsak, siyaseti de sadece iktidarı ele gecirmeye indirmişsek, bu toplumun hali nice olur?
İktidarı ele gecirmekle yönetmeye ve vatandaşa hizmete talip olmak aynı şeymidir? Yönetme de hizmet ve sorumluluk agır basarken iktidarı ele gecirme de amaç iktidarın rantlarından yararlanmaktır. Yalnız ricam şudur, şuan da iktidarda olanların kendileri ve taraftarları hemen savunmaya geçmesinler, bu sözlerimin günümüz iktidarlarıyla alakası yoktur, genel olarak böyle olması ve bu siyasetin diger toplumsal degerleri boğmaması için yazılmış bir yazıdır.
Hemen her siyasetmidir, sorusunu ele alalım, evet çok şey siyasettir, ama her şey degildir, nasıl ülkelerin dış politikaların da çıkar ve diplamasi önemli olmasına rağmen, evrensel insani ölcüler yok sayılmazsa, bu ölçülere uymayanlar bile uyuyormuş gibi davranırsa, ülkenin yönetimi için oluşturulmuş siyaset tarzları da, çok şeydir, ama bazen hiçbir şeydir.
Nasıl yani, şöyle….
Şöyle egitim söz konusu ise, siyasetiniz, olacak ama evrensel bilimsel ölcüleri yok sayarsak, egitimi sadece bizim bakış acımıza indirirsek, egitimi siyasetimizle bogarsak, evrensel ölçülerden uzaklaştırırsak, yada yaklayamamışsak, buradan mezun olanlara dünya ölceginde nitelik kazandıramamışsak, dünyayı okuyamayanların yetiştiği egitim ortamlarından, düyanın bilgisinden mahrum ve evrensel ölçülerden bi haber yetiştirigimiz vatandaşlarımız, ister siyasette, ister bilimsel çalışmalar da vasat olmazmıyız? Bizim hangi nokta da olduğumuzu iyi tahlil edebilmek için dünyayı da iyi okuyarak kendi durumumuzu degerlendirebilecek insan kaynagını egitimden beklemeli degilmiyiz?
Aynı şey kavramsal algılamayı etkileyen kültürde de yapılırsa, sen ak der, ben de onu kültürel kopukluğun verdiği yanılgıyla kara görürsem, nasıl konuşacagız, anlaşacagız, siyasetcilerin yukardan aşagıya söylemlerine eylemlerine bakın, biri ak derse digeri ak mı kara mı bakmıyor onun aksini söylemiyor mu? Bunu da öyle bir uslupla söylüyor ki, hırsız hain, ajan, keci bile güdemez, ülke nasıl yönecek gibi onlarca söylem siyaseti nasıl germektedir, hiç düşünüyormuyuz?
Adam solcu, olabilir, sosyalizm getirecek bu mücadelesine saygı duymalı ve demokratik toplum buna ortam hazırlamı degilmidir? Evet, ama bunları sağ cenahta düşman görenler, var mı var, az kıyıda köşede olsa önemli degil sorun bunların siyasetimizde oranı ve başat aktör olmalarıdır.
Adam sagcı liberal, daha çok liberal ekonomik politikardan yana, uluslar arası şirketlerin önünü acıyor, ülkede yatırımları için ciddi teşvikler getiriyor, özelleştirmeler aracılığıyla kurumların uluslar arası şirketlere satılmasına imkan veriyor. Olabilir, ama sol cenah ajan, hain, emperyalistlerin taşoronu vs…vs diyor. Bunun bir siyasi tercih olduğunu unutmamak gerekiyor, toplum bu politikaları onayladıkca biz ancak alternatifini söyleyebilirz.
Adam dindar, laikliği kafirlik gibi algılıyor ve sunuyor, aslın da iman ettiği din, dinde zorlama yoktur, senin dinin sana benim dinim bana, İman ettiğimiz Allah ben isteseydim herkesi iananır yaratırdım diyor, gibi laik ifadeler içeriyor. Demokrasi ve laikliği öyle algılıyor ki sadece kendi inanacına yaşam hakkı sunsun ötekiler içinse iktidar güçü bunlara baskı için vardır.. Ya benim gibi yaşayacaklar, yada benim gibi yaşıyoruz numarası yaparak takiye yapacaklar. Aslın da demokratik siyaset herkese yaşam hakkı tanıyarak ikiyüzlülüğü ortadan kaldırmak, kendince yaşam için alan ayırarak toplumsal barışın da garantörlüğünü yapmaktadır. Ama dini siyasetin merkezine koyar, kutsalların çatışma alanı yaparsak ya kafirler oluruz, yada hainler, yada yobazlar, yada iritcacılar, ya göministler, ya anarşistler, yada marjinaller oluruz ki siyasetimiz yönetme degil saldırma, sindirme, baskı, makam ve rant ele gecirme aracı olur, hep düşman ve düşmalık üretiriz.
Siyaset her şey degildir, iktidarı ele gecirmek tek amaç olursa, başka ele gecirmek isteyenleri düşman görmeye başlarız. Oysa ki onlar bizim iktidar anlayışımızın alternatifleridir. Bizim yöntemlerimiz başarısız olduğun da onlar devreye düşünceleriyle, siyasetleriyle girecekler ve topluma iktidar alternatifi sunacaklardır. Bu nedenledir ki amaç sadece iktidar olmak ve iktidar da kalmak olursa çatışmalar sertleşir, siyaset gerilir. İşte tam bu nednelerden kurutulmak için siyasetin de üstünde bir kültürümüz, bir yasal düzenimiz bunlara dayalı toplumsal yapımız olmalı ki siyaset bunlara göre şekillensin.
Her şey siyaset olursa, kültürel ortaklıklara zarar verir, toplumun ortak algısını yok edersek toplumsal düzene hizmet edecek siyaseti ayrışmaya, bölünmeye, toplumsal sorunları tetiklemeye hizmet ederiz. Bu nedenledir ki her şey siyaset degildir, bu nedenle siyaset üstü tutulacak inanca, kültüre, egitime, ekonomik paylaşıma yeterli oran deger vermezsek, bütün siyasi yöntemlerimiz ve yönetimlerimiz, boşa çıkar ki, bizim de başarımız imkansız hale gelir.
Kısa bir düşünce turu atalım tarihin derinliklerine bakalım, bütün otoritelerine rağmen, bu otoritenin verdiği güce rağmen siyasi başarısızlığın nedeni nedir? Siyasetin kültürü ve inancı içselleştirmesi yerine, iç etmesi ve boğması diye düşünüyor, sizden de ricam içselleştirme ile, iç etme üzerine düşünmenizdir. Selam ve sevgilerimle….
|