OTORİTEYE BAGIMLI OLMAK
GÜÇ HAYRANLIĞI
Padişahım çok yaşa mı, diyoruz, yoksa Mağrurlanma Padişahım Senden Büyük Allah mı, var diyoruz, hatta otoriteye demokrasi sınırlarını hatırlatmak için sen belirli bir süreliğine emaneten devletin gücünü, vatandaşı temsilen vatandaşa hizmet için kullanma temsilcisin mi, senden büyük vatandaş mı var, diyoruz? Ne diyorsak öyle algılanırız!!
Padişahım çok yaşa demek, aman ha ölüyüm filan deyip de, bizi başsız bırakma, sana muhtacız, Mecnun Leylaya muhtaç, aşık olduğu gibi, muhtacız mı diyoruz? Yoksa!
Eyy, otorite, mağrurlanma senden büyük Allah var derken, aslında ona ahlak var, adalet var, merhamet var, daha iyi olan var mı demek istiyoruz! Bu aslında otoritenin, otoritesini tartışmaya açmak demektir, liderimizin otoritesini tartışmaya acabiliyormuyuz, açamıyorsak bağımlıyız demektir, bağlı olmakta nitelik aranır, bağlı olmakta kişisel, toplumsal fayda aranır, bağımlılıkta ise, biraz zorunlu, sorunlu bir hal vardır… Bagımlılıkta irade yoktur, iyi, kötü yoktur, bağımlı olduğun sen olmuştur, sen o, olmuşundur.. Buradan sağlıklı ilişkiler çıkmaz, ya bağımlı olduğumuz otorite yanlış yaparsa, elinde tuttudugu güçle baskı zulüm yaparsa, kamunun, devletin gücünü toplumsal fayda için değil de, kendi çıkarı veya ayrıcalıklı kişilerin, grubun çıkarına kullanıyorsa… Kim engel olacak, biz bağımlıyız, ne derse padişahım çok yaşa, ne yaparsa çok çok güzel, sen olmazsan bunlar olmazdı, sen yaparsan güzel yaparsın, hatta biz bile olmazdık derken, nasıl onun yanlışlarını, toplumsal düzene verdiği zararları görüpde eleştireceğiz, tepki göstereceğiz ki, onun yanlışına nasıl engel olabiliriz ki? Bunun için kör aşık misali bağımlılıktan kurtulmamız gerek… Bu nasıl mümkün olur?
Bu bizi otoriteye bagımlılıktan kurtaracak panzehir olacak olan demokrasiyle mümkündür, demokrasi nerede olacak, her yerde, hukuk demokratik hukuk olacak, yani demokrasi ruhu taşıyan bir anayasaya olacak, siyaset öncelikle kendi içi işleyişin de, parti için de, demokrasi dahil olmak üzere, bizim olanı seçmekten çok, seçim kazanmadan çok, iyi olanın seçilmesi şeklinde olacak ki seçimlerimiz, mevcudu seçtirmek üzere değil, parti tüzükleri, siyaseti düzenleyen kanunlar, iyi olanın seçilmesini sağlayacak şekilde hazırlanacak… Öyle mi, size bir parti kongresi örneği vereyim, buna aslında atama töreni de diyebilirim…
On binlerce kişi, binlerce delege toplanıyor, seçim yapıyor neyi seçiyor, parti yöneticilerini, aday var mı, tek aday, tek liste, ister seç, ister seçme… Bu arada genel başkan, konuşmasın da şunu söylüyor “il başkanlığı görevini tevdi edeceğiz” dedi ve etti… Tevdi nedir, bırakmasını sağlama ve yeniden birine verme, yani seçim yok seçim yoksa, demokrasi var mıdır? Listeleri kim hazırladı, genel başkanı seçecek delegeleri kim seçti, pardon seçim yoktu, listeyi kim yazdı? Parti içinde adaylar demokratik bir şekilde belirlenmiyorsa, kim en çok bağımlıysa o seçilir, aslında farkındayızdır değilizdir, bindiğimiz demokrasi ağacının dalları parti içi seçimsizlikler kesilir… Bagımlılar seçilir, zaten bir cogumuz tahrikat kültürü ile yetişmişiz, mürşidin karşısında meyit taşındaki, meyit (Ölü) gibi olacaksın, yani ölü gibi olacaksın, yoksa seçilemezsin, pardon atanamazsın.. Lideri, ideolojiyi, davayı, doktirini, teşkilatı, örgütü tartışmayacaksın sadece itaat edeceksin, çünkü sen bir bağımlısın… Onun her sözünde hikmet arayacaksın, bulamazsan aklını eleştirmek için değil mürşidin, liderin sözünde hikmet çıkarmak için aklını kullanacaksın… Ya bağımlı kalacaksın yada o cemaati, partiyi terk edeceksin… Etmezsen, seni itibarsızlaştırırlar, kendileri ihraç ederler, orada ki bağımlıların alkışlarıyla, bağımlı olmayan son kişide cemaatten, partiden atılır… Artık herkes lidere kayıtsız şartsız katılır, ya lider hata yaparsa? Topluca alkışlarla hata yapılır, zarar görülür, liderde sorumluluk, suç yoktur bir dış odak bulunur ona havale edilir.. Bu hataların sonucu çıkan zararı kim karşılar, vatandaşlar, işte bu nedenle kesinlikle lider, cemaat, parti, örgüt bağlılığıyla demokrasi yan yana duramaz.. Neden?
Demokrasi vatandaşları bağımlılıktan kurtarma pan zehiridir demiştik, bunu nasıl yapar? Önce demokratik örgütler de üyeler çoklu adayların içinden daha iyi olanı seçerek kötüyle bağını koparırlar… Diyelim ki birini temsilen bir yere seçtik, bu başkan, belediye başkanı, milletvekili olabilir, bunların hukuk kuralları içinde verilen görevi yapıp yapmadığının denetleyecek bir denetim sisteminin demokrasinin olmazsa olmazıdır.. Bağımlı olunduğunda o bağımlı olunanın otoritenin, hata yapabilecegi düşünülmez, hatta hataların dan bile hikmet cıkarılır demiştik ya… Bagımlı olmayan demokrat vatandaş öyle düşünmez, ben beni vekilen/temsilen birine devletin hazinesini teslim ediyorsam, onu denetleyecek mekanizma kurmam gerekir.. Vatandaş olarak, onu izlemem, hazineyi yanlış kullandığında tepki göstermem, yargı, muhalefet, yasama gibi devletin kurumlarından, medya, akademi, aydın gibi kurum ve kişilerden denetlemesini ister… Denetim raporlarında yanlışı, hazineyi çar cur edişi beyan edilirse onu seçmeyi bırakın tepki gösterir… İşte bağımlı ile, hukuka, yasaya, adalete, demokrasiye bağlı olanlar arasında ki fark bu kadar büyüktür…
Herhangi bir otoriteyi sorgulamadan onu desteklemek bile sorunlara neden olacakken, onu sorgulamayı abes sayacak kadar bağımlı olmak sorunlara acık bir kişi ve toplum olmak demektir… Umarım bağımlılığın nasıl sorunlara neden olduğunu anlatabilmişimdir… Anlaşılmış olmak umuduyla, selam ve sevgilerimle..
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 27.2.21
Kavram Acıklaması
Bağımlı:
*Başka bir şeyin istemine, gücüne ya da yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan.
*Bir kimseye maddi ya da manevi yönden aşırı bağlı: Çocuklarım, birbirinize bağlı olun ama asla bağımlı olmayın.
*Nikotin, alkol, uyuşturucu madde tutsağı: Madde bağımlısı.
Bağlı
Bağlı: Gerçekleşmesi bir koşulu gerektiren, yani birine bağlıysak iyilik şartı arayan, iradesini kaybetmemiş olan… Bir kimseye, bir düşünceye, niteliklerini bağlanacak kadar özel bularak bağlanma hali… Bir anıya saygı, aşk gibi duygularla bağlanan, tutkun olma hali gibi…
Kaynak: http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|