İRFANSIZLIK//KÜLTÜRSÜZLÜK (Toplumsal Bela)
(Kültürsüzlüğün Kişilere//Topluma, Yansımaları)
İrfan, bizde daha önce kültür yerine kullanılırmış hala eskiyi yâd etmek isteyenler irfanı hala kullanır, kültür yerine kullanılan diğer bir kelime ise ekindir… Hangi kelimeyi kullanırsak kullanalım insanlık için kültürün kişilere, toplumlara bir yansıması olmaktadır… Yani kültürü, irfanı özümsemiş kişi ile özümsememiş kişi aynı olmayacağını biz kendimizden de biliriz, biz dünkü biz değilizdir… Yaşadıkça, okudukça, öğrendikçe, bildikçe biz başka biz oluruz, tersi bilmedikçe, öğrenmedikçe eğitimden, okumaktan, bilgilenmekten kültürden, irfandan uzak kaldıkça yine başka bir ben ortaya çıkar… Belki de yaşadığımız sorunların temelinde kültürsüzlük vardır, kültürsüzlük bize ne yaptırmaktadır?
Örnegin, siyasal ve bürokratik olarak yönetime mi geldik, ne için geldiğimizi, siyasiler vatandaşı temsilen yönetemeye geldiklerini, bürokratların ise orada vatandaşa hizmet etmek için, vatandaşın çalışanı olduklarını, sorumluluklarının ne olduğunu, burada nasıl bir yönetim belirleyeceğini bilmelerine kültür, irfan denir… Ama İrfanın sadece özel isim olduğunu biliyorlarsa gerçek irfandan haberleri yok demektir… Öte yandan Hukuk, adalet, hukuki eşitlik, ahlaki değerler üzere yönetmek için geldiklerini bilirlerse, irfanlılar, bilmezsek kültürsüzüz demektir… Benim izlenimim şudur ki bizde yöneticiler kendilerini tatmin için yönetime geldikleri görüntüsü veriyorlar… Ülkenin, toplumun ekonomik durumuna bakmadan çok lüks, çok savurganca yaşayabiliyorlar, bu irfanlı bir kişinin, kültürü olan bir kurumun yapmayacağı, yada hukuki olarak engel olunacağı bir durumdur…
Sonra ticaret hayatımıza bakıyorum, ticaret kültürünü parayla sattığımızı görüyorum, evet kültür satılmaz, yaşanır biliyorum ama… Nereye gidersen git, para için değerlerini satan ticaret erbabıyla karşılaşıyoruz, yıllar önce Hasan abim bir araba kiraladı, Didim’e tatile gidecekti ki arabanın yag damlattığını gördü, kiraladığı firmaya gitti, araba sözde kaskoluydu, ama söylenen şuydu bu kullanıcı kusuruna giriyordu… Hasan abim Ankara da kiraladığı esnafa daha kullanmadık ki evin önüne gittik işte km de belli diyordu, ama adam kafaya takmış bu karşılaştığı soruna Hasan abiyi de ortak edecekti etti… Sonra Bir tanıdığım daha gecen ay Kars da araç kiraladı, yine araç ful kaskoluydu, araç kardan kayarak karşıdan gelen araca değmiş, biraz çizilmiş, uzaktan bakınca belli bile olmuyormuş.. Ama karşılaştığı soruna bakın aracın servis de tamiri 700-800 lira, 4-5 günde tamir edileceği için gündelik ücreti 500-600 lirada bu toplam borcunuz 1500 lira.. Tabi ki arkadaş araç ful kaskolu diyor, biz 5000 lira altına kasko bozdurmuyoruz diyor…. Sonuç itiraz edince kiralama şirketi patronu benim aracım değer kaybetti 1500 lirada değer kaybı talep ediyorum diyor hesabı 3000 liraya çıkarıyor… Ve orada hukuk, değerler, kültür, irfan tatile çıkıyor, böyle durumlarda denetim de yoksa Ticaret bakanlığının bu gibi yerleri denetlemesi gerekmez mi? İşte kültürsüzlüğün yaşandığı toplumsal hayatın illetini sırayla herkes yaşıyor, yarın o kiralama şirketlerinin sahipleri de yaşayacak, şimdiden onlara söyleyeyim önlemini alsınlar… Önlem nasıl alınır kültürle, irfanla, hukukla, hakla, adaletle, ahlakla, ya yoksa herkes serseri mayın gibi dolaşır, herkes birini çarpar… Dedem bu tiplere çarpıcı derdi… Sonra kişisel ilişkilere geliyoruz…
Kişisel ilişkiler nasıl kurulur, bazıları tercihle, bazıları doğumla, bazıları ise toplumsal hayatla bunların sağlıklı olabilmesi için kişilerin ve toplumun bir irfani değerleri olması gerekir… Aslında vardır da ama o anlık kişisel hazlar, küçük ekonomik çıkarlar, birazcık öne geçme hevesleri toplumsal ve kişisel değerleri olamayan karakter sorunu yaşayan kişiler her değeri es geçerek ulaşmak istediği şeye, bir hayvan misali ulaşmaya çalışırlar… Buna kültürsüzlük, irfansızlık derken aslında cahillik demek istiyoruz.. Yani ahlaki, adaleti, hukuki, kültürel değerleri olmayana ne denirse işte o odur, o içinde yaşadığı topluma da, birlikte yaşadığı kişilere de, farkındadır değildir kendine de sorun olur… Kadın erkek ilişkilerinde sevgiyi, aşkı bırakır seks peşinde koşar, ticarette artı değer, fayda, hizmet, rızık üretmeyi bırakır, sadece paraya odaklanarak bu değerleri satar… Sonuç olarak toplum, kişi olarak yaşadığımız sorunların kaynağı bizim kendi ellerimizle yaptıklarımızdır… Değerlerden uzaklaştıkça, değersizleşiriz, değersizleştikçe de hanemizden, toplumumuzdan sorunlar eksik olmaz..
Bu sorunları aşabilmenin yolu, akılla, bilgiye, düşünceye dayalı olarak, kültürün//irfanın önemini bilmeliyiz… Bunların kişisel, toplumsal tecrübeyle ortaya konduğu, önemli kurallar olduğunu değerlerin önemiyle yaşadığımızda kişisel olarak mutlu, toplumsal olarak huzurlu olabileceğimiz, bilinciyle, düşüncesiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 20.12.18 – vatandasfikri.com
|