EĞİTİM
(Daha İyi Bir Eğitim, Daha Mutlu Bir Vatandaş Demektir. Fikri Adil)
Eğitim, çok ülkede zorunludur, eğitim yoluyla toplumun yeni fertlerine bilgi aktarılır, becerileri geliştirilir… Bunun için devletler, hükümetler, vatandaşlar eğitimi önemserler… Bu önemseyişi dayalı olarak…
Eğitim toplumun yeni üyelerini, içine doğdukları toplumun bir parçası yapmaya yönelik toplumun normlarını, kültürünü, davranış haline dönüştürmek, geliştirmek, topluma uyumlu bir vatandaş olması üzere oluşturulmuş bilgiler verilen kurumsalmış bir yapılardır… Eğitim sadece bu mudur, yok eğitimin bu ayağının yanın da, bir de teknik, mesleki bilgi ayağı vardır ki, bunlardan biri eksik olduğunda o toplumda toplumsal düzen aksak olur… Birçok sosyolog eğitimi iki şekilde ele alır…
Bunlardan biri Eğitim, diğeri ise öğretimdir, arada nasıl bir fark vardır derseniz, biri eğitim, birçok düzenlemenin yanı sıra, kişisel olarak kişilerin fikri ve fiziki gelişimine dayalı olarak ufkunun genişlemesine yardım eden, bunun için bilgi ve beceri kazandıran, bunları yeni bilgi ve becerilerle destekleyen bir sosyal kurumların yaptığı işlerdir diyebiliriz… Öğretime ise…
Belirli bilgi ve becerilerin önceden düzenlenmiş bir müfredat programına dayalı olarak, genellikle zorunlu olan, formel(biçimsel) ve resmi bir süreç olarak… Daha çok resmi, kültürü aktarma aracıdır da diyebiliriz.. Birçok ülkede zorunlu eğitim yüksel okula, hatta üniversiteye kadar genişletilmiştir… Eğitim nasıl yaygınlaştı?
18 yüzyıl sonlarına kadar eğitim okulda eğitim özel bir konuydu ve sadece varlıklı aileler çocuklarını eğitim için okula gönderilirdi… 19 yüzyıl da durum değişti, endüstriyel gelişme sonucu ortaya çıkan iş gücünün eğitilmesi, devlet dairelerinde çalışanların eğitilmesi okuryazarlığı, matematik bilme ihtiyacı derken zorunlu eğitim genişletildi ve günümüzde ki yaygın hali almış oldu…
Bugün bu kadar yaygınlaşmasına rağmen, bir bölüm insan hala bilgi, düşünce davranış üzerine insani gelişmelerine katkı sunacak eğitime ulaşamamaktadır… Bir bölüm insanda kendi disiplinsizliklerine dayalı nedenlerle eğitim hayatının dışında kalmaktadır, bu eğitim hayatının dışında kalan, zeki topluma ve insanlığa katkı sunabilecek insanlar varsa ki, varlar… Bunlar atalete düşmektedir, bunun nedeni şu olsa gerek, çok zekiler, kendi ölçülerine göre çok lüzumsuz bilgi verilmektedir, bu gereksiz gördükleri bilgileri almak yerine eğitim kurumlarını terk ettikleri görülmektedir… Bu durum da onları daha da çok marjinalleştirmektedir… Toplumun genel yargılarına göre uçta yaşamayı tercih ettikleri için olsa gerek ve topluma uyum sorunları yaşadıkları görülmektedir… Kişi zeki, kişi zihinsel sorunlardan değil, toplumun din, geleneksel kültür gibi aktarımlarına uyamadıkları için, bu insanlar bilim kurumları dahil birçok kurumdan ve işletmelerden ya uzaklaşmaktadırlar, yada uzaklaştırılmaktadırlar… Kim kaybetmektedir kişi mi, toplum mu? Her ikisi de… Başka bir gözlemlenen eğitim sorunu ise aşırı rekabetçi sınavlar, notlar nedeniyle rekabet hırsı olmayan ama zeki olanların kaybedilmesine neden olan ölçme, değerlendirme sınavları üzerine tekraren düşünülmeli yeni bir değerlendirme yöntemi bulunmalıdır… Bunlar yapısal sorunlardan kaynaklı eksiklikler, birazda eleştirel bakacak olursak eğitim sistemimize, neler görebiliriz?
Örnegin dini bilgi aktaracağız, farza mı, sünnete mi, fıkıha dayalı bilgiler ağırlıklı verilecek? Hadi buna karar verdik genel olarak fıkıha dayalı bilgiler verilir… Çok kültürlülüğün yaşandığı günümüz toplumlarında bu seferde hangi mezhebin fıkıhı verilecek, toplumun genelinin ortaklaştığı kültürel değerler varmıdır, varsa nelerdir, diye düşünerek… Bilgi vermemiz gerekirken alımıza şu gelmektedir… Hukuki bağlarımız olan Demokratik hukuk sistemi, vatandaşlık bilinci hakları ve sorumlulukları, ahlak, adalet, erdem, kişi hak ve özgürlükleri gibi temel değerlerin aktarılarak… Bence bunlar aynı zamanda dinidir de… Toplumsallaşma bilincimiz eğitim aracılığıyla pekiştirilebilir… Ayrıca yerel kültürel değerler dikkate alınarak, bölgesel olarak değerler üzere eğitim müfredatları hazırlanabilir… Ayrıca toplumsal düzen içinde bazı normalleşmiş adaletsizlikler ve eşitsizlikler var, bunlar eğitim aracılığıyla gizlenmektedir… Örnegin bir bölümü barınak sorunu yaşarken, bir bölümü devasa malikanelerde, villalarda oturmasının aslında eğitimin sağlamaya çalıştığı toplumsal uyumu ne kadar bozduğu bilinci de kişilere verilmelidir ki… Bu adaletsizler, ahlaksızlıklar fark edilebilsin ve fırsatı ele geçirenler tarafından toplumsal düzenin bozulacağı düşüncesiyle yapılmasın… Eğitim kurumlarının bazı bölümleri vardır, bu bölümlerden mezun olan meslek mensuplarının ya meslekleri yok olmak üzeridir, yada toplumun 10 meslek mensubuna ihtiyacı varken, 100 meslek mensubu yetiştirilmektedir… İster istemez bu durumda insanın aklına şu soru gelmektedir… Bu meslek mensuplarının yetişmesi için toplumun kaynakları neden harcanmaktadır? Meslek mensubuna ihtiyaç yokken, bunların eğitim kurumlarına alınmasının başka bir amacı mı vardır? Gençleri meşgul ederek sokaktan mı uzak tutmaktır amaç, böyle bir niyet varsa, bu gençler daha başka alanlarda yeteneklerine göre değerlendirilebilir, yada neden değerlendirilmez? Öğrencilerine kendi durumları, doğdukları ortama, bu ortamın vasatlığına razı etmek gibi bir amacı varmıdır eğitimin, var olduğunu iddia edenler vardır… Ben adaletsizlikleri görüyorum, buna razı olmam için ben eğitiliyorsam ki, din kullanılarak bu senin kaderin deniyorsa, vatan millet gibi değerler üzerinden, fesat, fitne çıkarılmaması gibi nedenlerle bu adaletsizliklere, zülme sesiz kalan kişiliksiz tiplerin yetişeceği bu eğitim kimseye bir katkı sunamaz… Eleştiri yeter mi, öneriler nerede, yetmez ama evet, öneriler her paragrafın içine gizlenmiştir… Yinede birkaç öneriyle yazıyı bitirelim mi?
Eğitim, yapısal eşitsizlikleri (ekonomik, sosyal) ortadan kaldırmalıdır…
Eğitim, beceri edinmeyi sağlamadan önce kişinin kendi yeteneklerini keşfederek, keşfedilerek ortaya çıkarılması amacı öncelenmelidir.. Sonra kişiye uygun yetenekler ve meslekler edinmesinin önü açılmalıdır…
Günümüzde bilgi her yerde, o zaman eğitim hangi bilgiyi hangi amaçla edinmemiz konusunda bilgi okuryazarlığı vermelidir…
100 yıllık bilgiler yenilenmelidir, yenilenme hızı 50 yıl önce 40 iken, şimdi 20 yıla düşmüş olabilir uzmanlar bu değişimin okullarda verilen bilgilere yansımasına özen göstermelidir…
Eğitim sadece okulda mı verilebilir, bana kalırsa, değerler eğitimi okulda kısmen, bölgesel farklar dikkat edilerek, evrensel doğrularla, sokakta örnek olacak şahsiyetlerle, evde ailede toplumun genel yargıları dikkate alınarak, saygı duyulması önerisiyle ailesel geleneksel bilgiler verilebilir…
Araç ve gereçlerin gelişmesiyle insanların kas gücüne ihtiyaç duyulmadığı için, daha da duyulmayacağı için, cinsiyet ayrımcılığı gibi algılanacak bilgiler ayıklanarak bu yeni duruma göre yeniden üzerine düşünülerek insan odaklı yaklaşılmalıdır…
Eğitim, tüm eleştirilere göre yok sayılmak yerine vatandaşlarımızı daha nasıl iyi eğitilebiliriz üzerinedir, acaba daha iyi bir eğitim nasıl mümkündür, sizde karşılaştığınız eğitimcilere bu soruyu sorun… Uzun yıllar eğitimin içinde bulunmuş kişiler, hangi aksaklıklara tanık olukları, küçük çaplı bir araştırma yaparak bu konu hakkında daha derin fikir sahibi olabiliriz.. Daha iyi eğitim, daha iyi bir toplumsal düzen, daha mutlu vatandaş demektir… Daha sağlıklı, mutlu yaşamak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com –12.5.2020
Kaynak: Sosyolojide Temel Kavramlar _ Anthony Gıddens – Phılıp W.Sutton
|