|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
TARAFMIYIZ, FANATİKMİYİZ? |
TARAFGİRLİĞİN KÖRLÜĞÜ
TARAFGİRLİĞMİZİ SORGULAYALIM
Tarafgirliğin Fanatizmi
Çeşitli tarafgirlik içindeyiz, bunlar bizim iyilerimiz ve doğrularımız olarak gözüküyor ve bizde doğru yapıyoruz, yapıyorlar diye bu tarafı seçiyoruz. Bunu çeşitli gerekcelerle yapabiliriz, din olabilir, dinlerin yorumu meshepler olabilir, düşünce şekilleri ve siyasi tavırlar olabilir. Bu gayet normaldir, hele demokratik bir sistemin temelinde farklı düşüncelerin bir birine alternatif olması yatar ki bunu biliriz ama es geceriz. Muhalefetsek her şeye itiraz eder, iktidarsak her şeyi doğru yapıyoruz düşüncesine kapılır sistemi içinden çıkılmaz bir hale getiririz. Bunun için bu tarafgirliğin körlüğüne düşmeyelim önerisidir bu yazı. Bunun iyi düşünelim ve degerlendirelim isterim, tarafgirliğimiz bizim düşüncemizin dışın da yeni, eski bütün düşüncelere kapıları kapatıyorsa, her düşman görünmeye başlamışsa, bizim liderin dışın da bütün liderler hainse, günümüz düşmanlıkları yetmiyor tarihin derinliklerinden düşmanlıklar arayıp buluyorsak tarafgirligin fanatizmine bulaşmışız demektir. Bu toplum da toplumsal huzur zor sağlanır, iktidar da olmayanlar kendini hep baskı altında hisseder.
Din seçmişizdir, en iyisi bizimdir digerleri fasara, bir etnik kökenin içine doğmuşuz, bizim kabile en iyisidir, digerleri neden yaşıyor ki, siyasi düşünce seçmişizdir, diger düşünceler o kadar sakattır ki bir insan nasıl böyle düşünebilir, bu nedenledir ki bizim gibi düşünmeyen herkes hızaya getirilmelidir dersek toplumsal sorunları çözmek için seçtiğimiz taraf artık toplumsal hizmetin degil, sorunun kaynağı olmaya başlamıştır. Tarafmıyız fanatikmiyiz belli degilse içinde bulunduğumuz gruba da topluma da sorun oluruz.
Ya bunlar dindarlar başlarını örtüyorlar, ne demek efendim irticayı mı hortlatacaklar actırın gitsin, efendim inanç alanlarında daha dikkat etmeli degilmiyiz. Ne dikkati kardeşim sen uygula bu yasagı… Efendim din egitimi istiyor toplumun bir kesimi ben sana demedim mi bunlar irticayı hortlatacaklar din egitimini yarından tezi yok kaldırın gitsin. Efendim dinsiz toplum olmaz din önemli bir toplumsallaşma aracıdır diyor sosyoloğlar. Onlar da kim, ben den daha iyi mi bilecekler. Zaman zuhur eder iktidar degişir, artık gelenekselleşen iktidarı ele geciren digerlerini yok sayan mantığı işlemeye devem eder. Efemdim din egitimi istemeyenler var toplumda, vay kafirler bunları zorla egitelim ki sevaba girelim. Efendim yaşam tarzlarına müdahale edildiği iddiaları var, ne yaşam tarzı bizim yaşam tarzı en iyisi. Efendim yaşam tarzları ve kültürel alanlar siyaset dışı olursa toplumsal gerlimler azalır diyorlar, kim diyor onu bana getirin diyemez hale getireyim. Bir kişi bir inanç seçmiş bu inancının gereklerini yaşaması için demokratik laik devlet vatandaşına yardımcı olur. Ben ABD de daha elektirik kullanmayan tahrikatları izleyince şaşırdım, bu insanlar çiftlerini hala sabanla sürüyorlar… Şimdi bir Abd başkanı çıkıp da şu gericileri hızaya getiriyim diye düşünmüyor. Onlar siyaseten sınırlarını biliyor, güçler ayrılığını iyi inşa etmişler. Ne iktidar her istediği yasayı çıkarabiliyor, nede yargıcları kafalarına göre saga sola atayabiliyorlar. Hiçbir başkanın da güçler ayrılığı ilkesinden şikayet ettiğini görmedim. Kültürle siyaseti, siyasetle dini kuralları karıştırısak tarafgirliğimiz de sert olur.
Bunlar siyaset dışı olması gerekirken insanların inanç ve kültür alanları çok rahat siyasileşmekte ve bu nedenle karşılıklı rekabet degil nefret doğmaktadır. Demokratik toplumlar da siyaset siyasi alanda yapılır ve kültürel alanlara saygı duyulur. İnancın ve kültürün yaşanması için yardımcı olunur. Meshepsel tarafımızla siyasi tarafımız karışmışsa o toplumda sağlıklı tarafigrlik olmaz. Demokratik rekabet ve seçimler olmaz… Neden derseniz din elden gidiyor diye taraf oluruz, karşı meshebi düşman ilan ederiz. Oysa ki demokratik sistemin gecerli olduğu Ülkeler de vatandaşın inancına, meshebine bakılmaz, siyasi düşüncesine bakılmaz, o vatandaştır ve her hakkıyla bu tarafdan bakınca bizdendir, öbür tarafdan bakınca da biz onlardanızdır. İşte vatandaşlık hakkı temelli üst kimliği oluşturamamış toplumlar da demokrasi hükümeti ele gecirme ve karşı tarafı baskı altına alma hakkı gibi algılanır ki, öteden beri böyle uygulanmaktadır ve ne yazık ki dünün mağdurları, iktidarların dışladıkları bugün farkında olarak veya olmayarak geçmiş de yapılan hataları düşük dozlu da olsa yapmaktadırlar.
Bu durumdan kurtulmanın yolunun daha çok demokrasi ve daha çok özgürlükler olduğunu düşünüyor, bizi tafagirliğin körlüğünden demokrasinin ve laikliğin kurtaracagını görüyorum. Yalnız demokrasi sadece seçim yapmak degil biraz geri gittigimizde adayların nasıl belirlendiğidir. Hangi demokrtatik ülkede adayları hep liderler belirler? Yani partilerimiz de kurumsal bir demokrasi yoktur, lideri seçecekleri lider önceden seçmiştir, ister vekil, ister belediye başkanı, il, ilçe başkan adayı olacakları hep genel merkez belirler bu da çok uzun dönemdir böyle olduğu için öylesine kanıksanmıştır ki sadece seçilemeyenler itiraz eder. O da inandırıcı olmaz, çün ki aday olurken nasıl seçilecegin de bellidir. Seçilseydik demokrasi tecelli etmiş olacaktı ya, seçilemeyince demokrasi tecelli etmedi diye sitem edersek inandırı olamayız. Biri çıkıp da arkadaşlar aday belirleme yöntemi yanlış ben bu nedenle aday olmuyoruz derse herkes ona inanacak ve aday belirleme yöntemi sorgulanacaktır. Adayı kim beliryiyorsa sistemin ana aktörü de odur.
Ama tafagirliğin körlüğünden dolayı ne lider sorgulanır, nede tarafı olduğumuz siyasi taraf. Biz varsa yoksa karşı tarafı sorgularız ve 50-60 hatta 100 yıl önceki hataları bugüne taşır, bizim bugün yaptığımız hataları da ancak biz iktidardan gittikten sonra tartışmak yerine bugün iktidardayken iyi bir eleştiri sistemi kurarsak, bizi eleştirenlerin haklı olma ihtimallerini göz önüne alırsak daha iyi olur kanatindeyim. Tarafgirliğin fanatikligine düşmemek için biraz olsun empati (digergamlılık) için de olmak dilegiyle selam ve sevgilerimle….
Fikri Adil – www.vatandasfikri.com – Agustos 14
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|