TOPLUMUN DENGESİ
(Akıl, Duygu, Dengesi)
Toplumun dengesi nasıl olur, üzerine düşünelim mi? Yanlışlardan toplum nasıl korunur, denge ile desek mi? Denge nerede sağlanır, terazinin kefelerinden hangisine ne koyarsak denge olur? Denge olmazsa toplum olarak başımıza ne gelir? Neyse konuyu dağıtmayalım ve bizi ne dengede tutar onun üzerine düşünelim, yazalım, ne dersiniz?
Bizi ister kişi, ister toplum olarak dengede tutacak yegane hal duygu, akıl dengesidir, akıl lehine dengemizi bozarsak belki maddi kazançlarımız çok olur ama yine de mutlu, huzurlu olamayız… Duygu lehine dengemizi bozarsak, duygularımıza hitap edenler, akıl rehberliğinden mahrumsak bizi kandırabilirler…
Duygu alanına kısaca bakalım korku cesaret, sevgi nefret, aşırılıklar, aklı yok sayan abartıcı inançlar, bunun sonu yoktur… Olaylara, olgulara yaklaşımımız duygusal ağırlıklı ve akıl rehberliğinden mahrum olarak yaklaşıyorsak… Ne kadar zarar görürsek görelim, ne kadar başımıza bela gelirse gelsin biz hep bir iyi hale yorma eğilimindeyizdir… Örnek mi, sevmeyen bir kadın ve erkeğin sevgisi var sanısı, hepimiz bu duyguya düşeriz, düşeriz ama ta sonuna kadar uyanamayız, neden sevgimizden ve sevgi beklentimizden, Oysa akla danışsak olmayacağını söylerdi…
Cesaret iyi bir duygu, ama gücünle desteklenmezse başını belaya sokar, akılla desteklenmezse nerede ne kadar cesaret göstereceğini bilemezsin, lüzumsuz kahramanlık gösterileri ile gerçek kahramanlığı ancak akılla, bilgiyle ayırabiliriz… Trafik de öne geçme nedenine dayalı bir kavga da cesaret göstermekle, toplumsal bir sorunda, cephede cesaret göstermek aynı şeymidir? Sanmıyorum…. İşte akıl duygu dengesi olmayanlar basit bir olayı büyük bir olay gibi algılar ve bu olay üzerine bütün enerjilerini cesaretlerini harcarlar ve sadece kaybederler, soruna neden olurlar, başları belaya girer…
Karar ve kararsızlık da akıl duygu dengesine bağlı bir durumdur, duygularınızla hareket ederseniz neden sonuç ilişkilerine dikkat etmez, edemeyiz… Neden edemeyiz, akılla çözülecek olay ile duygu ile çözülecek olayı karıştırırız, örnegin inançla çözülecek olay ile güçle çözülecek olay aynı mıdır? Aynı değildir, Rehberlik başkadır… Akıl, bilgi, güç yoksa ne kadar inanırsanız inanınız olayı lehinize çeviremez, sorunu çözemeyiz…. Müslüman toplumların çoğu son 250 yıldır bu durumu yaşıyor, her şeyi dinle çözmeye çalışıyorlar ve dinlerini de iyi temsil edemiyorlar… Akıl duygu dengesini kaybederek sürekli sorunlarla boğuşuyorlar ve sorunun nedenini düşünmüyorlar.. Sonuca odaklanıyorlar, neden böyle oldu, sorumlu olarak şu meshep mi, bu sistem mi, sorunun nedenini aramazlar, karşı ki gruplarda kusur ararlar ama aslın da sorun akıl ve duygu dengesini kaybetmeleridir. Bunlar gibi yüzlerce örnek verebiliriz, sadece Müslüman toplumlar da değil, ekonomik, teknolojik, felsefi olarak kültürlerini geliştiremeyen toplumların çoğunun hali böyledir.
Nihai olarak bu akıl ve duygu insani bir haldir, bazen biri ağır basar, bazen diğeri, ama gönül işlerinde aklı, akıl işlerinde gönlü kullanırsak, kişi ve toplum olarak, vasatlaşırız… Bu şu demek değildir birini kullanırken diğerini yok sayalım… Biri diğerine rehberlik edecek alan farklıdır, diğerinin, rehberlik edeceği alan farklıdır… Bilimsel alanlarda akıl rehberimiz olsun, inanç ve kültür gelenek alanında duygu rehberimiz olsun ama ayrılmayacak kadar da yan yana dursunlar, firen, denge, hareket sistemi içinde hareket ederek… Kişisel ve toplumsal yaşamımıza yardım etsinler, rehber olsunlar denge için de yaşamamıza yardımcı olsunlar dilerim… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil --- 11.8.17 – vatandasfikri.com
|