VATANDAŞ HAKLARI, DEVLET HAKKI
Genel olarak vatandaşın, devletin kurallarına uyması beklenir, oysa devlet vatandaşından izinsiz kural koyabilir mi? Bence asıl tartışılması gereken bu olmalıyken, ifade özgürlüğü üzerinden konu tartışılıyor… Devlet vatandaşın ifade özgülüğünü kısıtlayabilir mi? Devlet vatandaşın, haklarını askıya alabilir mi? Bence yok, devletin yargı gücü, onu da çok sınırlı olarak ancak suç sayılan hallerde yargı kararıyla müdahale edebilmelidir… Yoksa devlet gücünü her ele geçiren kendince yasaklar koyarsa, devlet vatandaşın devletimidir? Şimdi size iki haber vereceğim ve bunun sonuçları üzerine düşünelim, öneriyorum…
Birinci haber Mısırdan, bir işkence haberi üzerine, işkence gördüğünü iddia edene en yüksek perdeden Mısır Cumhurbaşkanından Söylemler… “Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, basınına uyarı niteliğindeki konuşmasında, "güvenlik güçlerine yönelik herhangi bir hakareti vatana ihanet kapsamında değerlendirdiğini" söyledi. Sisi dün yaptığı ve televizyondan yayımlanan açıklamasında, "Basına söylüyorum... Eğer birisi orduya ya da polise hakaret ediyorsa, bütün Mısırlıların adını lekeliyorlardır ve bu düşünce özgürlüğüne girmez" dedi.” Bunu bir kenara koyalım şimdi de, başka bir ülkede hakarete maruz kaldığı için şikayet eden bir siyasetçiye, mahkeme vatandaş sana hakaret edebilir kararı veren mahkeme kararına bakalım mı?
“İnsan hakları örgütleri, bu ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce muhaliflere yönelik baskıların arttığını söylüyorlar. Avusturya'da bir mahkeme, aşırı sağcı bir politikacının şikayeti üzerine açılan davada, vatandaşların siyasetçilere küfretme ve müstehcen hakaretler yapma hakkı olduğuna hükmetti. Mahkemenin kararında "provokatif ve şoke edici" siyasi fikirlerin "ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğuna" dikkat çekildi.”
İşte iki devlet anlayışı, iki vatandaş hakkı, biri bana işkence yaptılar diyor, diyemiyor, dediğine pişman ediliyor, diğer toplumda ise, bir siyasetçi bana hakaret ettiler diye mahkemeye başvuruyor… Birinde vatandaş yok sayılıyorken, diğerinde ise vatandaş haklarıyla devletin, siyasetçinin karşısında güçlü durabiliyor… Hangi devlet kimin devleti? Siz/biz, işkence gördüğünü söyleyemeyen vatandaşın devletin de yaşamak istersiniz? Yoksa… Hoşumuza gitmeyen siyasetçiye hakaret yapılabilmesini yargı kararına bağlayan devlette mi? Ben hakaret yapılmasını onaylamam ama yine de o devletin vatandaşı olarak yaşamak isterim… Bu iki devlette, zihniyet farklı olduğundan, yasalarına da yansımaktadır ve böylece vatandaş devlet ilişkisi farklı gelişmiştir…
Birinde devlet için vatandaş vardır, diğerinde ise vatandaş için devlet vardır, biz hangisini örnek alınmalı, yasalar da devlet için mi vatandaş olacak veya vatandaş için mi devlet… Yasalar, bu iki anlayıştan hangisi üzerine inşa edilecek? Devletin hakkı mı önemli olacak, vatandaşın hakkı mı, Anayasa yapılırken ne düşünülerek yapılıyor? Bence devlet ve vatandaş anlayışının sözleşmesi olan anayasalar öncelikle vatandaşı değil, devleti sınırlandırmak için yapılmalıdır… Neden?
Devletin savunma imkânları düşünülünce, savunmamız, Vatandaşın devlet gibi koskoca kurumun karşısında korunması gerekmez mi? Ne yazık ki insan ve vatandaşlık haklarının gelişmediği toplumlar da hep tersi olmuştur, devlet kutsanmış, vatandaş hakları da bu kutsallığa kurban edilmiştir…
Bir kurum olan devlet mi kutsaldır yoksa insan/can olan vatandaş mı, bana göre can kutsaldır, onun için yasalar hazırlanırken devletin bekasını değil, vatandaşın, canın bekasını dikkate alarak anayasalar hazırlanmalıdır ki… Vatandaş, vatanında asıl unsur olabilsin… Olması dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 4.3.18 --- vatandasfikri.com
Not: Haberleri daha detaylı incelemek isteyenler için bağlantıları
Kaynaklar:
2- http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43260341
|