NORMALLER/NORMLAR ile İÇGÜDÜLERİN ÇATIŞMASI
Toplumun, insanın normal kabul ettiği şeyler vardır, bunlar doğduğu ortamda, toplumda gördükleridir... Bir de üst normaller olan normaller vardır, bu kurallar genellikle yazılı kanunlardır.. Bu ikisinin uyumu, yada uzak olmaması, birbirlerini ve kişilerin içgüdülerini dikkate alarak belirlenmesi o toplumun normalleriyle, normlarını(kanunlarını) toplumun fertlerinin daha kolay kabul eder, yaşar hale gelmesini sağlayacaktır...
Bu kişisel olarak şu şekilde olmaktadır, kişinin fıtratından dolayı bazı temel iç güdüleri gerçekleştirmesi gerek, uyuması, beslenmesi, cinsellik, sevişmesi (üremesi) gibi biylojik olan.. Kendini gerçekleştirme, bir topluma ait hisette, saygı görme gibi sossyolojik olanlar, güvenlik, barınak gibi fiziki olanlar derken... Bunlar saglanmazsa, o toplum saglıksız toplum, o toplumun fertleri de saglıksız sorunlu fertler olacaktır... Başkalarına haksızlık yapacağım korkusuyla, kendimden örnek vermem gerekirse...
Doğduğum toplumun normali, yarıcılık usulüyle çiftcilik yapmaktı, biz ekiyoruz, dikiyoruz, yetiştiriyoruz biri harman zamanı geliyor yarısını alıp gidiyordu... Üstelikde bu biri dediğimiz tarla sahipleri, beylerin akrabalarıydı, yani beylik, tımar sistemi aşagı yukarı Cumhuriyet döneminde de örtülü bir şekilde devam ediyordu... Bu kişilerin Dedeme, Babama saygı duymadıklarını da, tepeden baktıklarını da hissediyordum, buna itirazım vardı, bu nedenle yeni bir devrime daha ihtiyaç olduğunu düşünüyordum... Bizim bu düşüncemizi kullanan uluslar arası etkin devletler, ülkemizi yönetenlerin, güvenlik kuvvetlerininde iradesizligine dayanarak, bizim öyle olsun istemememize rağmen ülkeyi terör yumagının içine soktular... Oysa bu kardar sert ekonomik sömürü engelenebilirdi... Bu tecrübeyi yaşayan ben, bu toplumun normaline nasıl uyacaktım, uyamadım hala degişimin gerektigine inanırım, bu nedenle sosyal demokratım... Sonra başka bir normal daha vardı, şunun kızına bakmayacaksın, bunun kızına dokunmayacaksın, oysa içimde iç güdüler fırtına estiriyordu, bu fırtınayı durdumak için din, toplum, devlet bana, bize yükleniyordu da yükleniyordu... Oysa başka toplumların yaptığı gibi, şimdilerde bizim yaptığımız gibi içinde iç güdü fırtınaları esen bu gençlere biraz esnek davranabilirlerdi, davranmadılar... Bu içgüdüyü yok sayamayan bir çok arkadaşım hayvanlarla seks yaptılar... Bir yanda iç güdülerin baskısı, bir yanda toplumun baskısı, arkadaşlarımı bu sapmaya itti... İç güdülerin önüne normal setler çekmek gerek, taşma anında aşacak şekilde... Yaşlandık mı ne, kendimizden çok bahseder olduk, yok ya başkalarını örnek vermek yerine, kendimizi örnek vermek daha insaflı oluyor, her neyse, başka bir önege geçelim mi?
Şimdi gelelim normallerle, normların catışmasına, bu toplumla devlet sisteminin uyum sorununun neden olduğu çatışma diyebiliriz... Belkide bu evrensel olanla yerel olanın bizim toplumumuza yansıması da olabilir, devletin kurucuları evrenseli okumuş, biz okuyamamış da olabliriz... Örnegin küresel olarak liberal politikaların uzun süredir etkili oluşu, artık faizi normal bir finansal araç haline getirmiştir, şimdi faiz kullanan herkes günahkarsa, Allah affetsiz hepmiz günah işliyoruz... Örnegin başka bir konu gecen 25-30 yıl içinde çok tartışıldı, iki tarafında luzumsuz abartığını düşünenlerdenim, bu konu baş örtüsü konusuydu... Kanun bile olmayan yönetmeliklerle, bazı öğrencilerin anayasal olan egitim hakkı ellerinden alındı gerekce neydi? Başınızda bir örtü var, bununla okula giremezsiniz, bunu takanlar ise bizim inancımızın geregi bunu takıyoruz, çıkarırsak günahkar oluruz dediler... Üniversitelere girmediler, alınmadılar, ya başını aç, yada okula girme tartışması uzun süre sürdü... Toplum devletin bu siyasal anlayışını degiştirmek için kısmen muhalif olan bir partiye hükümet etme görevi verdi sorun aşıldı.. Örnegin laiklik meseleside bu türden bir tartışma alanıydı, Allahtan dini hassasiyeti yüksek bazı düşünürler bunun gerekliliğini topluma anlattı da eskisi kadar dindar gruplar arasında laiklige muhaliflik yok... Bu sefer de diger grup kendini dışlanmış hissdediyor, olabilir... Bunun için önerim şu olacak kim devleti yönetme hakkı için seçiliyor, iktidara geliyorsa onlar toplumun ihtiyaçlarını, sosyal yapısını, iç güdülerini, istek ve taleplerini dikkate alarak adilhane bir şekilde devleti vatandaşlar adına yönetmeliler ki... Bu normlarla, nomaller catışmasın... Normal, norm uyumu için ne yapılabilir?
Artık dünya, bilişim, iletişim ve ulaşım sayesinde bir köy oldu, ben köyden köye zor giderken şimdi ülkeden ülkeye daha kolay gider oldum... Sosyal medyadan onlarca yabancı arkadaş edindim, bazıları yabancı dil öğrendi onlarla yazışıyor bile... Artık kendi yerel normalerimiz arasında ki farklar üzerinden tartışmayı bırakıp, yerel, yerli normalle, evrensel normallerin nasıl uyumlu hale getirecegiz, tartışmalarına girmek zorundayız... Bunu sosyal olarak, hukuk kuralları olarak, siyaset kuralları olarak, bunların temelini oluşturan üretim imkanları ve tekonolojileri olarak, çok geniş düşünerek, bir yanımızla yerel, yerli, bir yanımızla evresel olacak şekilde çocuklarımızı glecege doğru hazırlamalıyızki... Bizim yaşadığımız luzumsuz gerilimleri çatışmaları onlar yaşamasın... İnsanı, dini, siyasi kuralları abartarak baskılarsak, İnsan çıkış yolu bulur, onun için kişinin iradesine saygı duyacak şekilde sadece yol göstermek gerek der... Yolumuz, Yolunuz saglıga, mutluluğa çıksın dilerim, Selam ve Sevilerimle...
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 21.6.2020
|