GÖNÜLLÜLÜK
(Gönüller Gönüllülükle, Fetih Edilirler. Fikri Adil )
Bu kelime, kavram bize ne hatırlatıyor, içten gelerek, bir karşılık gözetmeden birileri için gönüllü bir şey yapmayı mı? Artık kimse karşılıksız bir şeyler paylaşmıyor, ben de artık insanların hak etmediğini düşündüğüm için, gönüllü bir şey yapmıyorum diyorsunuz? Kabul edelim karşılıksız hiçbir şey yapmıyorsak hiçbir şey olmamaya doğru son hızla gidiyoruz demektir, bu gidişin sonun da insanlıktan çıkmak vardır… Abartma diyenleri duyar gibiyim evet abartmıyorum, insana akıl verilmiştir, bu aklından dolayı çevresinden kendi yapıp ettiklerinden ve yapmayıp etmediklerinden sorumludur/sorumluyuzdur… Bu sorumluluğu bize akıl yükleyen güç yüklemiştir, bu sorumluluktan kaçabilirmiyiz, yok, kaçarsak insanlıktan kaçmış, çıkmış oluruz… Kendi ayağımıza sıkmış oluruz, bu yazının konusu kendi ayağımıza sıkalım mı, sıkmayalım mıdır? Bence sıkmayalım…
Örnegin en basitinden her gün karşılaştığımız insanlara selam vermiyorsak, yolda elindeki yükü taşıyamayan bir yaşlı gördüğümüz de yardım etmiyorsak… Zor durumda kalan birini zor durumdan kurtarmıyorsak, yol da kamış birine yardım etmiyorsak, yön soran birine bildiğimiz yeri bile göstermiyorsak, akrabalarımızın ve komşularımızın iyi ve kötü günlerinde onların mutluluklarını üzüntülerini paylaşmıyorsak… Çevrede yaşayan diğer canlıların yaşam alanlarına saygı duymuyorsak, ortak alanları alabildiğince kendi alanımız gibi kullanıyorsak, en basitinden otobüste, hamileye, yaşlıya çocukluya özürlüye yer vermiyorsak, yaptığımız hareketlerle koluyu komşuyu aynı köyde, mahallede şehirde, aynı toplum da birlikte yaşadığımız kişileri rahatsız ediyorsak her fırsatta sorumluluktan gönüllülükten kaçıyorsak, ben insanlığımızdan şüphe ederim, sizde edin öneririm…
Toplumları toplum yapan, onların aralarındaki gönüllülüğe, rızaya dayanarak yaptıkları dayanışma, paylaşma ve sevgi saygı gösterileridir. Hüseyin Benek
Bir aile, iş yeri, bir apartman, düşünün kimse kimseyle iletişim kurmuyor neden belki bir şey isterler, beki benim yaşam tarzıma müdahil olurlar, belki ben onlara yardım etmek zorunda kalırım, hastalığında düğünün de cenazesin de katılmak zorunda kalırım… Ben bir iş yerinden emekli oldum burada neredeyse iş arkadaşlarımızın %70-80’i arkadaşlarının davetlerine katılmıyordu, ben bir grupla beş yıldır hareket ediyorum gruba gelen geliyor, giden de gidiyordu kimse nedenini sormuyordu… Ben bir köyde yaşıyorum köylüler birbirlerini rahatsız etmekten korkmuyorlardı, ekonomik ve fiziki güçü olan olmayanların alanına rahat giriyor ve bir de pişkinlik yapıyor sırıtıyordu… İster iş yerinde ister yaşadığım apartmanda köyümde dedikodu en rahat yapılan iş haline gelmişti… Gönüllülük neydi, bir birimize karşılık gözetmeden katıda bulunacak bir şeyler yapmaktı, yukarda da gördüğümüz gibi, gönüllü yapmadığımız katkılar yerin, gönüllü birbirimizin hayatını zorlaştıracak işler yapar hale geldik… Genel yapı buna doğru gidiyor…
Bu yaşananların yanın da öyle örnek kimseler var ki onları tanıyınca ben kendi insanlığımdan utanır oldum.. Kendime çeki düzen verdim, içinde yaşadığımız toplum için, bu ister aile olsun, ister akrabalar olsun, ister apartman da, mahallede, köyde birlikte yaşadığımız kişilerin olsun, iyi gününde de kötü gününde de yanlarında olmaya çalışırım bir manim de yoksa olurum… Bir vakıf da, bir dernek de gönüllü olarak çalışmalara katılırım… Bir gün bir arkadaşım dediki muhtarlığa mı aday olacaksın yok dedim, siyasetemi gireceksin yok dedim, gönüllü olarak gittiğin derneklerden ve vakıflardan para mı alıyorsun dedi yok dedim, özür dilerim abi sen baya bir salakmışsın dedi… Ben kendimden mi, karşımdakinden mi utanacağımı şaşırdım, adam sorumlulukları salaklık olarak görüyorsa ki… Hadi yapmıyorsun yapanları örnek almak yerine onları salak gibi görmek ne demek? Bence dikkat edelim arkadaşlar insanlıktan çıkmayalım, bunun daha ileri boyutu vatandaş olarak yapmamız gerekenleri de yapmamaya başlamaktır ki o toplum yaşanmaz olur… Kimse kimsenin hakkına hukukuna riayet etmez, ahlaksızlık(Ticari, Hiyerarşi) adaletsizlik(hukuksuzluk) Allah korusun toplumun normali olur… Bu duruma düşmemek için yapmamız gerekenler bellidir…
Ben kimi örnek almıştım, birkaç kişiyi, yeni yetmelik zamanıma çalıştığım fabrikada Ahlaklı Adil biri olarak Ali abiyi, Köyümüzde İsa ve Kadir abiyi, Komşu köyde ki Hüseyin ağayı, son olarak da bize 5-6 yıl hiçbir karşılık gözetmeden ders veren, Ahlak ve Adalet konularını önceleyen Felsefeci Ahmet İnam Hocayı, Ertuğrul Rufai Turan, tarihçi Onur Özatag Hocaların yıllardır gönüllü olarak verdikleri dersleri düşündüm… Tevsir derslerimizi Yapan Tuncer Namlı ve Hüseyin Hocayı, her davete gönüllü giderek oraya gitmezden önce konusunu titizlikle çalışarak toplumu gönüllü bilgilendirmeye çalışan Ayşe Sucu hocayı düşündüm bu adamlar/kadınlar gönlü bol insanlardı… Sonra benim yabancı dil dersimi veremediğimi gören, iki kitabı baştan sona inceleyerek benim yabancı dil derslerimi geçememe yardımcı olacak ders notları çıkarak benim derslerimi geçemem yardım eden ve hiçbir şey kabul etmeyen Nur hocayı, ilerlemiş yaşına rağmen toplumuna bir şeyler katmak için hala ders veren, bir şeyler yapmaya çalışan Berrin Yurdadoğ gibi gönlü bol, İnsani sorumluluklarını bilen insan gibi insanları örnek aldım onlara benzemeye çalışıyorum… Bunlar hayatın içinde varlar, bu kişileri örnek alarak bu örnekleri çoğaltabiliriz, bizde bu örneklerin çoğalması için gönüllü yaptığımız işleri çoğaltalım önerisiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil --- 23.1.17 --- vatandasfikri.com
|