GENİŞ BAKMAK/YAZMAK/DÜŞÜNMEK
Bizim toplum olarak birbirimizi anlayamamamızın en önemli nedeni bence geniş bakamamak, geniş yazamamaktır… Hadi zorladık birbirimiziz anladık, ya dünya neleri konuşuyor? Geniş yazanlar/düşünenler hep dışlanmış, bizim mahalleden sürülmüştür, geniş bakanlar/görenler hep suçlanmıştır, Neden?
Öyle ki, aşağı yukarı tüm yazarlarımız, dini, milli, siyasi konular da, sadece kendi gruplarına hitap ederler… Sadece kendi grubu için düşünce üretenlerin düşüncesine başkaları ihtiyaç duymaz… Bu kendi toplumumuz için de bile dar yazan, düşünen kişi grupların çoğalmasına ve birbirlerini suçlamasına neden olur… İşte toplumsal sorunların ilk ayak sesleri buradan gelir, adam kendi tahrikatının yazarıdır, kendilerinin dışında kimseye hitap derdi yoktur, hatta onlar yaşayan asalaktır… Kendi mahallesinin dışında da okunmaz, hatta sevilmez, görülürse taşlanır bile… Öbür mahalleden bakınca diğer mahallenin yazarları da öyle görülür, geniş bakamazsak, geniş yazamazsak başka mahalledekiler bizi anlayamaz, yazdıklarımız, çizdiklerimiz, bizden etkilenerek tavır geliştirenler mahallesine hapsolurlar.. Bu durum kendi içimizde bile soruna neden olurken, kendi mahallemize hapsolarak yaşarken, ülke genelini düşünmezken, elin oğlu tüm dünyaya hitap edecek şekilde bakar, görür, yazar, düşünürse ne olur? Onlar çıkar aya, biz kalırız yaya!!!
Adam kendi siyasi düşüncesini aşarak, kendi dini inancını aşarak, kendi tahrikatını aşarak, kendi ülkesini aşarak tüm insanlığın diliyle konuşuyorsa, her millet onu okur/okuyor, onda kendinden bir şeyler buluyorsa, etkileniyorsa işte o yazar/çizer, düşünür, filozof dünya yazarı/çizeri, düşünürü/filozofu olmuş demektir… Biz de böyle kaç kişi vardır derseniz, ne yazık ki bir elin parmakları değil bir, iki parmak sayısı kadardır… Kendi vatandaşlarına, dünyayı, dünyayı da vatandaşlarına tanıtan düşünürlerimiz olmadığında, olanları da sevmediğimiz de… Sadece bize, bizim propagandamızı yapanları dinlediğimiz de… Bize Yürüyün koçlar, biriniz bedeldir, dünyaya, vur tokatı diz çöktür dünyaya… Bazen iş o hale gelir ki, o kadar abartılı yaşarız ki, canlımızdan daha çok, ölümüzdür kıymetli, ne kadar yaşayan yazar varsa tu kaka, ne kadar ölmüş yazar, düşünür varsa, altın kemerli… Biz şu ecdadın torunuyuz, bir tokat patlattın mı dünya sallanır… Bizim de gururumuz okşanır, bu yazarı bir severiz, bir severiz ki… Şu soru aklımızı bile gelmez, bu kadar büyük bir milletiz, soyumuz tek soy, 20.000.000 metre kareden, neden 1.000.000 milyon metrekarenin bile altına düştü topraklarımız… Neden bu kadar, teknolojik gerilik içindeyiz, neden üretemiyoruz, birçok ürünü ithal ediyoruz, tarım ürünleri bile ithal ediyoruz, neden icat sayımız şunlardan, onlardan daha az, üniversitelerimiz neden işsiz yetiştiriyor da, bilim adamı yetiştiremiyor? Geniş düşünmezsek, dünyaya kör bakarız, dünyada bize şaşı…
Bütün bu soruları sormak için mahallenin dışına bakmak, onları tanımak, onlara hitap etmek, onların ulaştığı bilgileri almak, o bilgileri kendi bilgimizle harmanlayarak yeni bilgiler üreterek kişi/toplum, vatandaş/devlet olarak her alan da gelişme sağlama sorumluluğu için geniş bakmak… Dünyayı okumak, yazmak, düşünmek, bu düşünceler üzere toplumsal gelişmelere imza atmak gerek… Biz sadece kendi siyasi grubumuza, kendi cemaatimize/camiamıza, kendi soyumuza hitap edersek, bunları okuyanlar nasıl daha geniş düşünecekler? Başkalarına hitap etmezsek, onlar bizi nasıl tanıyacaklar, bizi ya yanlış tanıtırlarsa, bizim dışımızdakiler bize düşman olursa!!! Bizim dışımızdakileri bırakın, bu dar görüşlülüğümüz, içimizde bile birbirimize bizi düşman ediyor olmasın, sakın… Dar görüşlülüğün neden olduğu cahilliğe, fesatta, fitneye, soruna başka hiçbir şey neden olamaz…
Geniş bakmak, geniş yazmak mahallenin, ülkenin dışına çıkacaklara rehber olmak demektir, geniş düşünmek, dünyayı tanımak, aynı zamanda dünyaya bizi de tanıtmak demektir… Geniş Düşünebilmek Dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil ---25.2.18 – vatandasfikri.com
|