SOSYAL İNŞA
(Toplumsallaşma- Sosyalleşme, Süreçlerine Katkılar)
Sosyologlar bu kavramı şu amaçla kullanmaktadırlar, sosyal ilişkiler içinde ortaya çıkan bağlamların oluşum şeklini incelemeye odaklanan, sosyal olguların gerçekliği konusunda, agnostik (bilinemezci) olan bir sosyal bilimciler yaklaşımı olarak bilinir, uygulanmaya çalışılır… Ben bu konuyu şu şekliyle ele alacağım.. Yeni bir durumla karşılaşan insan ve toplum nasıl bir davranış geliştirir, geliştirmelidir?
Örnegin, internet aracılığıyla herkes herkese her zaman ulaşır hale geldi, aşağı yukarı da herkes internete ulaşabildiğine göre, istediği kişiye, hatta bazen istemediği kişiye bile ulaşmaya başladı… Hele sosyal medya aracılığıyla dört milyar yani dünyanın yarısına ulaşır hale geldik… Bunun olumlu yanları daha çok, ama olumsuz yanları da var… Olumlu yanları bilgi çok kolay ulaşılır hale geldi, biz bu bilgiyi işler kültürümüze eklersek bunu sosyal inşaa alanında kullanmış oluruz.. Her ortamda olduğu gibi bu ortamda da insanları çeşitli acılardan istismar etmek isteyen insan benzerlerimiz var, bunlarda olumsuz yanlarıdır… Bunun için bu yeni karşılaştığımız duruma karşı nasıl bir duruş inşa etmeliyiz, nasıl bir hukuk sistemi kurmalıyız ki… Bu yeni ortam da daha sağlık iletişim ve etkileşim olabilsin.. Ben sosyal medyayı ağırlıklı olarak kullanan biriyim, önceleri sık sık istemediğim şeylerle karşılaşırdım, şimdi bu durum azaldı, neden oldu bilmiyorum… İstemediğim mesajlar, mağdurum mesajları, normali aşan tekliflerle daha az karşılaşmaya başladım… Bu güzel… İşte bununla paralel olarak internet de hayatımıza gireli 30-35 yıl oldu, bunun içinde nasıl kullanmalıyız? Bu karşılaştığımız yeni durumda sosyal inşa nasıl olacak, biz insanlara hangi kurum yardımcı olacak? Bunlar yapılırken internetin özgür ortamına zarar verilmeyecek, bakın yine özgürlük ve güvenlik karşı karşıya geldi…
Şu soru önemli karşılaşılan yeni durumlar karşısında ne yapmalıyız, sorusunu sormalıyız, kişisel cevapların yanı sıra, sosyologlar, diğer akademisyenler de bu sorunun cevabını bize sunmalıdır… Bu tartışmalar ışığında bizi temsilen yasa yapıcı yasama, yeni internet kuralları koymalı, bu yeni durum karşısında bizim kişisel ve sosyal inşamıza yardımcı olunmalıdır, olunurken sosyalleşme sınırlandırılmamalıdır.. Çünkü insanların sosyalleşmeye ihtiyaç duyduğu kesin, bunu şuradan alıyoruz…
Bir, psikolojik sorun yaşayanların sosyal ortamlarda daha çabuk iyileştiklerini gösteren, kanıtlayan araştırmalar var…
İki, sosyalleşmesi normal olanların psikolojik sorunlara yakalanmaları ihtimali daha az olduğunu gösteren araştırmalar var… O zaman biz sosyal bir canlıyız, toplumsal hayatta yaşamalıyız, yaşarken hem kişisel hemde toplumsal bir uzlaşı, uyum, norm sağlayarak hem kendimizle, hemde toplumla barışık olarak mutlu yaşama ve yaşatma sorumluluğumuz var.. Bu sorumluluğun bilincinde olanların ağırlıklı olduğu toplumlarda toplumsal inşalar daha sağlıklı, daha sağlam olduğu da aşikardır.. Bu konuda sosyal hayata ister inşacı, ister katkıcı, ister içinde, ister dışında kalarak yardımcı olma geregi ortaya çıkıyor… Bunu kim yapacak, tabiki uzaylılar değil biz yapacağız.. Bize yardımcı olacak kurumlarımız olacak… Bunları başlıçaları…
Bir, akdemiya, üniversite, iki MEB, ders müfredatına sosyalleşme dersleri koymalı, sosyal kollar daha da işlevsel hale getirilmeli, bunu yaparken din dersi kadar, tarih dersi kadar önemli olduğu anlayışı hem öğretmelere emde öğrencilerin anlayışlarına yerleştirilmelidir.. İki hukuk dersleri daha ilkokulda devlet ağırlıklı değil, vatandaş hakları ağırlıklı ele alınmalıdır… Üç, yerel yönetimler bu konuda kentlilik, mahallelilik gibi, ortak alanlarda daha çok sosyal aktivite düzenlemeli, her vesileyle daha çok yan yana gelinmesi sağlanmalıdır… Dört, Diyanet İşleri başkanlığımız bu konuda daha çok sorumluluk alabilir, bunu yaparken dini sadece ibadet algısından kurtarmalı din bir sosyalleşme yöntemi haline getirilmelidir.. Elde en çok imkanı olan diyanet işleri başkanlığımızdır… 90-100 bin cami vardır, bunlardan her mahallede bir merkez cami seçilmeli ve her gruptan insan burada sosyalleşme fırsatı bulmalı, kadın erkek ayrımı da bu kadar abartılı uygulanmamalıdır. Sonra Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığımız, Spor ve Turizm Bakanlıklarımız, Üniversitelerimiz bulundukları şehirlerde ve bölgelerde bu sosyalleşme mekanları olabilirler, olmalıdırlar ki.. Toplumsallaşma süreçleri böylece sağlıklı inşaa edilebilsin.. Bu sosyalleşme süreçlerinde inşacılar olarak katkı sunacak kamu kurumlarının yanı sıra, sivil toplum örgütleri de işin içine girmeli, kişinin toplumunda sosyalleşmesi sağlanmalıdır… Bu sağlanırken zorlayıcı değil, ısrar edici değil gönüllülüğe, dayalı katılımlar sağlanmalıdır ki… Toplumsallaşma sürecine doğal akışı içinde inşasına yardımcı olununabilsin… Son olarak..
İster geleneksel, ister dini, ister milli bayram ve önemli günlerde bu faaliyetler yapılırsa daha çok gönüllü katılım sağlanacaktır düşüncesiyle, vatandaşımızın sosyal hayata katılmaları sağlanarak, sosyal toplumsal aidiyetleri yükseltilmiş olacağı ve böylece sosyal inşaa görevini toplum olarak yerine getirmiş oluruz, düşüncesi ve önerisiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 17.4.2020
Kaynak: Sosyolojide Temel Kavramlar – Anthony Gıddes – Phılıp W. Sutton
|