KAVRAMLARINI KAYBEDEN TOPLUM -1
KAVRAM SÖZ FARKI
Kavram bize bu nedir, der üzerine düşünmeye davet eder, düşünmemize neden olur, söz ise ifade etmemize yardım eder. İkisi de önemlidir, ama düşünmeden konuşmak, düşünmeden bir işler yapmak manasızlık demektir. Kavramlarıyla, sözlerini, sözleriyle düşünce ve eylemlerini birleştiremeyen kişi ve toplumlar, sağlıklı bir toplumsal düzen kuramazlar. Bu nedenle düşünmeyle ifade etmenin farkını iyi ayırt etmemiz lazımdır diye düşünerek Kavram Söz üzerine sohbete devam edelim bakalım ne olacak?
(Kavramlarımızı Kaybedersek, Sözlerimiz Etkisini Kaybeder. Hüseyin Benek)
Toplumun, hatta ondan önce insan zihninin temeli diyebileceğimiz akıl, düşünme ve bunlara dayalı söz, eylem insanı insan yapan özelliklerdir. Bunun farkında olan toplumlar, bunlar üzerine bilgi inşa eder ve gelişmelerinin önünü böylece açarlar. Sonuç olarak da dünya toplumları gelişmiş ve gelişmeye çalışan toplumlar diye ayrılırlar. Biz hangi yolun yolcusuyuz, gelişmişlerin mi, gelişmeye çalışanların mı, yoksa gelişmelerinden umut kesenlerin mi? İşte kavram ve söz uyumu burada belli olur.
Söz düşüncenin bir bütüne, bir şekle, bir birliğe dönüşmüş biçimidir, sözle ifade edilmeyen düşünce, alfabeyle kayıt altına alınmayan düşünce kaybolur gider, bu nedenle bu sıralama önemlidir. Bilgiyle düşünce, düşünceyle söz, sözün yazılmasıyla Alfabe ortaya çıkar. İnsanlığın tarihsel gelişmesi ise, bilgileri kayıt altına aldığı yazıyla, harfle paraleldir desek yeridir. Ateşi kontrol etme, tohum ekme, neyse harf, yazı, alfabe de odur.
Ahlak kavramını ele alalım mı, çok alıyoruz ama anlamı zihinlere, toplumsal yaşayışlara erişmiyor, neden dersek Ahlak kavramı kaybolmuş bir kavramdır ve bu nedenle söz olarak anlamını yitirmiştir. İnsanımızda ve toplumumuzda etkisizleşen ahlak, kişisel ve toplumsal hayatımızda kavram ve düşünce olarak anlamsızlaşmış sadece sözde kalmıştır. Buda son çırpınışlarıdır, bu noktada geri kazanmak mümkündür, ama bir sonra ki aşamada söz de kaybolursa biz millet olarak kayboluruz demektir.
(Kavramını, Sözünü(dilini) kaybeden Millet, Kendisi de İnsanlık tarihinden Silinir. M. Akif Gökalp)
Söz, kavramın topluma sunulması demektir, kavram ise sözün ruhu etkisidir, etki ise ona yüklediğimiz anlamdadır, biz ahlaka veya başka kavramlara ne anlam yüklüyoruz? Anlamlarıyla söze dönüşemeyen kavram ya topluma yanlış sunulur, yada aksesuar olarak kullanılır. Sanırım biz ikisini de yapıyoruz, hiç ahlaksızım diyen insan gördünüz mü? Üstelikte en ahlaklı odur, öyle yerlerde öyle gösterişler yapar ki ahlakı tam bir aksesuar olarak kullanır. Hemen daha sözü bitmemişken ahlakın tam tersi bir davranış sergiler. Bunu artık toplumumuz kanıksamıştır, yani kavram yoksa, ilke de yoktur, ilk yoksa sözün özü sakatlanmış demektir. İşte bu nedenledir ki…
Hep şu hataya düşmeyelim, eleştir, eleştir ama öneri getirme, biz hem eleştirilerimizi hemde önerilerimiz getirelim ki, eleştiri kavramını daha anlaşılamadan yok etmeyelim. Evet, ne öneriyoruz, Kısaca, Bilgi düşünce, Düşünce kavram, Kavram Söz sentezleri yapalım ki, bu arada ki bag kopmasın. Bu bağlarla anlam kazanan kavram ve söz, toplumsal hayatla bir bağlantı kursun bilgilerimiz, kavramlarımız, düşüncelerimiz, sözlerimiz bizi etkilesin kişisel/toplumsal hayatın içinde ilkelerimiz olsun. Olması için çalışırsak olur. Ya çalışmazsak olmaz, bunun için hep beraber kavram ve söz üzerine düşünelim ve bu düşüncelerimizi, bilince, söze ve eyleme dönüştürelim, öneririm. Selam ve sevgilerimle.
Kaynaklar
1- Türk Dili Prof. Dr. Muharrem ergin
2- http://www.tdk.gov
|