|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
TÜRKİYE’NİN SİSTEMİ |
TÜRKİYE’NİN SİSTEMİ
Türkiye demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir, denir bunun anlamı nedir hiç düşündük mü? Bunlar birini tamamlayan unsurlardır, biri kalktımı diğeri de kadük (Düşer) hale gelir, işte o zaman Ülkemiz Ortadoğu’ya benzer, bu şu demektir, o coğrafya olduğu gibi ülkemizde yaşanmaz hale gelir… Bu ülke de, bu toplumda, barış huzur içinde yaşayamayız. Şimdi ülkemizde ki siyasi, toplumsal sorunlara da kaynaklık eden sistemin temeli olan bu ilkelerin es geçişine dayalı sorunlar hali hazır da yaşıyoruz… Bunların önemsenmediğini görüyoruz, sadece siyasetçiler mi yok, biz vatandaşlarında haklarımıza kaynaklık yapan bu ilkeleri önemsemediğimizi de görüyoruz… Oysa bunlar bizim şu anda kullandığımız hakların yasalardaki garantörleridir… Bunlara, bunlarla bağlantılı diğer kavramlara ayrı ayrı, kısa kısa bakalım ve bizim için ne anlama geldiği üzerine hep beraber duralım, düşünelim… Biz de nasıl uygulanıyor, dünyada nasıl uygulanıyor bunları bu kavramlar üzerinden anlamaya çalışalım… Yargı, Yasama, Yürütme alanları dengeli bir şekilde belirlenirse, sistem iyi işler…
Bunun için önce Anayasa nedir o bakmamız lazım çünkü bunlar Anayasa da yazar…. Anayasa: Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, vatandaşların sorumluluklarını belirten, hak ve özgürlüklerini garanti altına alan temel yasaların metnidir. Nasıl ki İnandığımız Kitap Kuranı çoğumuz hiç okumamışsak, Anayasamızı da hiç okumadığımızı düşünüyorum… Bu yasaları oluştururken tabiki gönül ister ki bizim inançlarımızı ve kültürümüzü yansıtsın, ama evrensel kuralları da yasalarımız yansıtmak zorun da… Bunun içindir ki evrensel değerlerle, bizim kültürel değerlerimizin sentezi yasalar olması bizim elimizi güçlendirecektir… Nitekim bizim yasalarımızın büyük çoğunluğu da böyledir… Yasalar üzerine devam edelim…
Hukuk: Toplumsal ilişkileri düzenleyen ve devletin yaptırım gücününüm yanı sıra, sınırlarını belirleyen yasaların bütünüdür ve adalete neden olması beklenir. Adalete neden olabilmesi için Ülkeyi yönetenlerin etkisinde olmaması gerekir yargı ve yargıçlarımız… Bunun için güçler ayrılığı ilkesi, sistemin bel kemiği, yargı bağımsızlığının garantisidir… (Hukuk daima âdetlerin peşinden gider, önüne geçmez. P. Safa) Nasıl sağlıklı olmak için sağlık besinler almak gerekirse, sağlıklı bir toplumsal düzen için de bağımsız, tarafsız bir hukuk düzenini sağlayacak yargı gerekir…
Demokrasi: Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimidir, parti içinde parti üyelerinin adayların belirlemesiyle başlar, vatandaşların adaylar ve partiler arasında seçimleriyle sonuçlanır… Bizde böyle mi acaba? Baraj, ön seçimsiz aday belirlemeler, vatandaşın iradesinin yönetime yansımamasına neden olmaktadır…
Parti: Ortak düşünce ve görüşteki vatandaşların oluşturdukları siyasal topluluk olarak kurulur ve yönetim yetkisini vatandaşlardan vatandaşları temsilen alır….
Seçim: Kanunlar, yönetmelikler uyarınca kanun koymak ve yönetmek için bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme işidir.. Bu seçilenler Meclis de yasayı vatandaşlar adına yapar, yada yapması beklenir…
Laiklik: Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması demektir… Ayrıca bilimsel bilgilerin esas alınması da diyebiliriz…
Cumhuriyet: Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süre için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla temsilen kullandığı yönetim biçimidir… Biz Cumhuriyetimizin içini vatandaşlık bilinci ve demokrasiyle doldurmamız gerekir…
İktidar: Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi için temsilen vatandaşlar tarafından seçilen parti ve lideridir, bunlar hükümet etme yetkisi verilir….
Muhalefet: Demokraside iktidarın dışında olan parti veya partilerdir, bunların görevi iktidarı denetmektir…
Güçler Ayrılığı: Devletin gücünün ayrı kurumlara paylaştırılması diyebileceğimi güçler ayrılığı yasama ile meclis, yürütme ile hükümet ve toplumsal kuralların işleyip işlemediği, hükümetin ve vatandaşların yasal kurallara uyup uymadığının denetimi için de yargı ile güçlerinin birbirinden ayrılması olarak tanımlamıştır. Güçler ayrılığı özgürlüklerin, hakların garantisidir desek yeridir… Bunun temeli Yunan da ve Roma dönemin de atılmış, bugün demokratik ülkeler de daha da geliştirilmiş, dünyada belli başlı demokratik, modern devletler de uygulanır olmuştur… Bu model de güçlerden hiçbirisinin bir diğerinin gücünü elde edemiyor oluşuyla bir denge ve denetleme sistemi olarak düşünülebilir…
İyi bir demokratik işleyiş için en iyi hükümet sisteminin yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrıldıkları, her birinin bir diğerini denetleyebildiği ve herhangi birinin aşırı güçlü hale gelmesinin engellendiği hükümet biçimi olabileceği sonucuna ulaşmıştır. Biz bu noktaya ulaşmadıkça Ülkemizi gelişmiş ülkeler seviyesine ulaştıramayacağımızı söyleyebiliriz. Yönetenlerin sorumlulukları, denetimcilerin görevleri, vatandaşların hakları ancak böyle belirlenebilir ve sistemin adaletine inanan vatandaşlar da kendini aidiyet duygusu içinde hisseder düşüncesiyle ülkemizin idare sistemini tanıma sorumluluğu biz vatandaşlarındır… Dünya da şuanda insanlığın uyguladığı en iyi sistemdir ve geliştirilmeye de acıktır… Daha demokratik ve daha adaletli sistemlerde yaşamak dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Kaynaklar:
2 https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuvvetler_ayr%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|