|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
23 NİSAN 1920 'Yİ DÜŞÜNMEK |
23 NİSAN 1920 'Yİ DÜŞÜNMEK
23 Nisan ağırlıkla Türklerden oluşan Anadolu halkının, ülkelerini işgal edenlere karşı durmak için yeniden toplanma ve bağımsızlık kararıdır. Biz bu kararı düzgün okumazsak her zaman kandırılmaya devlet ve millet olarak birilerinin politikalarına alet olmaya devam ederiz.
Ordun var, savaşamıyor neden yönetim teslim protokolü imzalamış, aydının var düşünce beyan edemiyor neden düşünceleri muhalefet sanan bir yönetim var. Padişah olan olumsuzlukları hep ya Vezir de(Başbakan) ya da Paşalara (Bakan) suç buluyor, ya kelle alıyor, ya da zindanlara atıyor.
Ama 23.4.1920 ye gelinme de, Fransızlara kendi halkını zarara uğratma adına verilen ticari ayrıcalıkların katkısı nedir, kendi Mısır Valisine karşı Ruslarla anlaşmalar yapmanın etkisi nedir? Ufak bir canlanma görünce iki tane saray yapmanın ekonomiye maliyeti nedir? Bunlara akla uygun düşünce ile cevaplar bulamazsak hep birilerini suçlarız. Allah korusun yeni 23 Nisanlar yaşanır.
Yanlış kararlarla oluşan suç genelde de en üst makam da olmaz mutlaka alt kademelerde harcanacak birileri bulunur. Alttakileri harcadık ama yönetim zaafiyetleri devam eder. Teknige, alt yapıya harcayacağınız paralara büyük büyük binalar yaparsınız, teknolojik olarak geri kalır, bu geri kalışı kapatmak için teknoloji ithal edersiniz bunun için para gerekir borç alırsınız ve bu borçlar bir süre sonra sizin elinizi kolunuzu bağlar, bağlamadı mı, bağlamaya devam etmiyor mu?
Şimdi bunları söylüyoruz diye muhalefet sanacaklar, ben kendi capımca yapılan hatalardan ders alalım ve tarih tekerrür etmesin çabam olarak degerlendirilmeyi isterim. Şimdi doğru dürüst araba modelimiz yokken ve araba üretemezken araba sayısını en hızlı artıran dünya ülkesi olmanın anlamını anlayamadık. Anlamı nedir? Kendiniz üretmiyorsanız daha çok borçlanıyorsunuz demektir.
Biz 23 Nisan bagımsızlık bildirisinde bu emperyalist çemberi kırmak için okumuştuk, şimdi emperyalistler kapitalistler olarak geri döndü ve ülkemizin ekonomik piyasasını ele geçirdi. Artık anlaşılan yeni işgaller ekonomik ve kültürel olacaktır. Coğrafi işgallerin emperyalistlere ve kapitalistlere maliyeti çok yüksek olmaktadır. Bu nedenle artık fiziki işgal dönemi bitmiştir, ekonomik ve kültürel işgal dönemi başlamıştır.
Bizde yeni kapitalist ve emperyalist politikalara karşı yeni politikalar belirlememiz lazımdır. Bunu söylediğimizde şimdi birileri çıkar paranoya üretme der haklıdır. O borçlar karşılığı ödediğimiz faizi düşünürsek, bu aldığımız borçları hovardaca harcadığımızı, borç aldığımız ülkelerden lüks araçlar aldığımızı, sadece cep telefonuna verdiğimiz rakamları, dış ticaretteki açıkları düşünürsek, bunlara karşı önlem almamayı düşünmenin, paranoya degil gereklilik olduğunu anlarız.
Şimdi bugün çocuk bayramı bunları gündeme getirmenin var mı anlamı diyeyebilirsiniz, biz çocuk millet degiliz. Orhun yazıtlarında yapılan uyarıların bundan farklı olmadığını bilmeliyiz, ne diyor, Kaanlar(Lider, önder, reis) başkalarının ipek kumaşlarına gülen yüzlerine kanma! Sorulması gereken soru günümüzde biz, kanmıyor muyuz?
Orhun yazıtların da ne yazıyor, (Köktürk Bengü Taşları) Türk dilinin ilk yazılı kaynagıdır.
Orhun abideleri, Köktürk dönemin de (552-745) yazılmış metinlerdir. Bu metinlerden bazıları mezar taşların da bulunan yazılar olup bunlara Köktürk Bengü Taşları denmektedir. Bir merak edin ne demiş o gün atalarımız, artık ulaşmak o kadar kolay ki, Orhun yazıtları yazdığınızda ekrana düşüyor aradıklarımız degil mi? Bir günde ekrana Orhun yazıtları yazın ne göreceksiniz? Tarih toplumların hafızasıdır denir ama bu konuda çok eksilik içindeyiz, toplumsal hafızaya önem vermiyoruz, kişisel hafızayı toplumun hizmetine sunmakta sorunlar yaşıyoruz. Yeni 23 Nisanlara gelinmemesi için toplumsal hafızamızın sağlam olması gerekir. Bunun için 1913-1923 arası M.Akif Ersoy'un yazılarını ve vaazlarını okuyabiliriz. Makam ve mevki iktidar hırsına kapılmadan ve bunların yanlışlarını da çekinmeden ortaya koyarak düşünce üreten bir aydınımızdır.
İşte 23 Nisan'dan, önce yaşananlar, Orhun yazıtlarından öncede yaşanmıştır. 23 Nisanlar, günümüz de yaşanmasın diye daha önceleri yaşananları toplumsal olarak hafızamıza yerleştirmeliyiz ki, 1900 lü yılların başına dönmeyelim. 23 Nisan da Mustafa Kemal'in Meclisteki ilk konuşmasını çocuklarımıza, gençlerimize okuyalım, o günler de yaşanılanlar ve yapılan büyük toplumsal fedakârlıklar üzerine düşünmek dilegiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil > www.vatandasfikri.com > Ankara
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|