TOPLUMLARIN CİNSİYETÇİLİĞİ
İki kutsal kitaba baktım, ikisinden de eşitlik çıkarılması mümkün olduğu kadar, çıkarılmaması da mümkün, o zaman nasıl oluyor da, bu kadar cinsel eşitsizlik yaşanıyor? Biri korunuyor, kim, hangi cins, biri bilinçli geri plana itiliyor, kim hangi cins? Bunu hepimiz biliyoruz, dünya genelinde kadın, eski Türk topluluklarını ayrı tutarsak, din farkı gözetemden hep geri plana alınmıştır. Bu hep böylemi gidecek?
Sanmıyorum, gitmeyecek, degişim benim 50 yıllık hayatımda bile hiç olmadığı kadar oldu, kadın her işin içine girdi ve insanı her ortamdda erkekler kadar temsil ediyor... Aynı erkeklerde olduğu gibi İyisi var, kötüsü var, yani cins kötü degil, kötü kötüdür, iyi iyidir, hangi cinsde olursa olsun. Şimdi...
Kutsal kitaplardan örnekle mi devam edelim, yoksa yaşanılanlardan mı, ben yaşanılanlardan devam edelim derim...
İnsan cinsi iki alt cinsden oluşur, biri dişidir, biri erkektir, cinsin üremesine kadın daha çok katkı sunar, analık daha zahmetlidir, yavru için çok şey yapar, doğru mu, doğru.... Buradan baba yapmazı çıkarmayalım, derdimiz günün geregi olan kadın, erkek kısacası insanın, hukuki olarak eşitligin saglanması, için birlikte düşünmek... Ben diger yazan çizenler gibi çok önemli şeyleri keşfettim, şunu, bunu yaparsanız, ucarsınız filan diyen biri degilim... Birlikte düşünelim diye bu nedenle derim...
Birçok eski kültür kadını geri plana atmış, batı kültürünün temeli olan Yunan kültürü bile, Platonun kadınlar korucu (Asker, Polis) olabilir mi soruna, kel erkek oluyorsa, saçlı erkek oluyorsa kadın neden olmasın, cevabına rağmen ayrımcılık 2500 yıldır devam edegelmiş... Ben bu işi aynı iktidarların, yönetimlerin insanları tanrıyla korkutarak kontrol etmesine bağlıyorum... Toplumlarda kadını din ve kültür üzerinden kontrol etmeye çalışmışlar... Oysa sevgi ve eşitlik üzere daha çok mutluluklar yaşabilirdi.. Eski dönemlerde erkek avcılık, toplayıcılık gibi riskli ve beslenmeye temel olan işleri yaptığı için, genellikle savaşcı olduğu için, fiziki olarak güçlü olduğu için küçük gruplarda, topluluklarda kendini üst konuma koymuş olsa gerek... Artık insnalık 1789 dan bu yana, hatta İslamın elçisi H.z Muhammed in Veda hutbesinde söylediklerinden bu yana, yavaş da olsa kadın artık daha bir insan, daha bir vatandaş, daha bir, birey olma aşamasına gelmiştir... Şimdi erkekler bu durumu kabullenememkte, bir çok cinayet, şiddet bu nedenle yaşanmaktadır... Biz erkeklere önerimiz şunlar...
Devletlerden, bazı dini gerekcelerle kadını sınırlandıranlar hariç genelde kadına da, erkege de vatandaş diye bakıyor degil mi?
Kadınlar her türlü araç ve gereci kullanıyor degil mi? Kadınlar da erkekler gibi zevk alıyor, haz alıyor, acı duyuyor, duygulanıyor degil mi?
Bizde ne içgüdü varsa, kadında da o var degil mi, acıkıyor, susuyor, üremek istiyor, seks yapmak istiyor degil mi?
Araç ve gereçler bizim çok övündüğümüz kas güçünü geri plana attı, bilgi ve becerileri öne çıkardı degil mi?
Erkek gülerse karizmasından, kadın gülerse yolluğundan mı, hafif meşrepliginden mi? Yoksa gülmek mutluluğun davranışa yansımasıdır diyebilir miyiz?
Kadına karşı çok ön yargılı bir kültürün elemanı degilseniz, bunlara evet demek durumundayız ve evet diyorum... O zaman, şunlar yaşanıyor?
İçki içmek dinen haram, biyolojik olarak yıpratıcı, toplumsal olarak kötü bir şey, erkek yaparsa daha az günah, kadın yaparsa daha çok mu günah? Degil Kutsal kitap herkese adil olmalı...
Erkek, capkınlık yaparsa, capkınım, hovardayım, 15 ayardayım diye Türkü söylerken, kadın neden orosbu oluyor, ben bir erkek olarak aslında cinsellik söz konusu olunca daha bir orosbu sayılırız, çünkü kolay eşlerimizi aldatıyoruz... Bu biyolojik olabilecegi, gibi genel olarak erkeklerin daha çok mobilize olmasına dayalı olabilir... Her neyse, konuyu anlatabildim mi, anladık mı?
Modern toplumlarda, bizim muhafazakar arkadaşların modern deyince biraz nabız atışları degişiyor, günün toplumlarında artık, hukuki vatandaşlık ve insan hak ve hukukuna dayalı eşitlik gecerlidir... Bunun günün şartlarına uyumun geregi olarak degerlendirilerek, kadın ve toplumsal cinsiyetçilik konusunda yeniden, yeniden mevcut durumumuzu, düşüncemizi degerlendirmeliyiz, önerir... Aslında bu öneri daha iyi nasıl yaşarız önerisidir, nasıl daha iyi yaşayacaksak öyle yaşamak dilegiyle, Selam ve Sevgilerimle..
Fikri Adil – vatandasfikri.com -7.7.2020
|