YARINSIZLIK =UMUTSUZLUK!!
Yarınsızlık, ne demek, üzerinde düşününce çok şey demek olduğu anlaşılıyor, üstelikte gittikçe de çok yaygınlaşıyor, yaygınlaşma gerekçelerini belki de ençok gençler hissediyor ve onların arasında daha çok yaygınlaşan bir durum, yarınsızlık böylece ortaya çıkıyor…
İlk önce yarınsızlığın nedenini mi sayalım, yoksa yarınsızlık üzerine mi düşünelim de, sonra mı nedenleri sırayalım.. Fark etmez, ama yarınsızlığın neden olduğu etkiler topluma hızlı yansımaya başladı, bunu görelim… Özellikle gençler arasın da yaygın olduğunu düşünüyorum, neden mi? Onların beklentileri daha yüksek, imkânları daha az da ondan…
İnsan yarınlardan beklenti içinde olursa, yarınlar onun umurunda olur, ama eğitim beklemiyor, hadi eğitildi, meslek edindi iş bulamıyorsa, mesleki hayat bekleyemiyorsa, dolayısıyla yarınları planlayamıyor, planlayamadığı yarınların nasıl yaşanacağını da bilemiyor… Bu onda boşluk oluşturuyor, unutmak için rast gele yaşamaya başlıyor bunun da bir kişisel, toplumsal maliyeti oluyor… Bu maliyetler gençler arasında suçluluk oranlarının artması, Uyuşturucu alışkanlığının artması, yaygınlaşması uyuşturucunun olağanlaşması gibi… Devamında psikolojik sorunların oluşması, buna dayalı ya kendilerini pasifize etme yada aşırı saldırgan tavırlar olarak kendi yaşamlarına ve toplumsal yaşama yansıması yarınsızlığın toplumsal soruna dönüşmesi sonucu, bize bir sosyal maliyet oluşturuyor… Yarınsızlık Neden Soruna Dönüşür?
Şöyle düşünmek gerekir, insan nasıl anılarıyla geçmişini yaşarsa, Anı da yaşar ve geçmişi, ana, anı geleceğe doğru bağlayarak yaşar… Bu yaşam halkasının tamamlanabilmesi için yarın planlarıyla da geleceği yaşamak üzere yarınlarımız üzerine beklenti oluşturur ve planları yaparız… Bu halkalardan ister geçmiş, ister an, ister yarın oluşturulmazsa, koparsa duygusal bir boşluk oluşur… Nasıl anılar alzaymırla silinirde boşluk oluşursa, anı yaşarken sorun çıkıyorsa, yarınsızlık anı yaşarken, bize iki katı sorun yaşatıyor… Bu boşluk ise bize pskolojik sorunlar olarak yansır… Her psikolojik sorunun bir kaç kaynağı olduğunu düşünürüm biri yaşanmamışlık, biri umutsuzluk, biri umutsuzluğa bağlı yarınsızlıktır…
Bunlar belki sonuçlar sevgi yaşamamış, tanık olmamış sevme yanı eksik, kendini can, mal, ekonomik sosyal güvende hissetmiyorsa gelecekle ilgili umutsuzluğu, bu umutsuzluğa dayalı yarınsızlık biz insana ciddi hatalar yaptırıyor… Neyse son olarak insan nasıl yarınlı olura bakalım ve yazıya son verelim…
Temel Fizyolojik İhtiyaçlarını Temin Eder, Bu İhtiyaçları, Yemek, İçmek, Uyumak, Solumak, Seks, Üremek, Gibi İhtiyaçlar Olur, Bu İhtiyaçlar Karşılanmasa Bir Üst Beklenti Oluşturulamaz Yarınsızlığın İlk Adımı Atılmış Olur… Diyelim ki Bu Aşamalar Geçildi, Hemen Sonrasında Şu Beklenti Doğar, Bakın Yarın Planı Başladı, yarınsızlık Aşılıyor…
Fizyolojik İhtiyaçları Aşan İnsan(Bazıları Güvenlik İhtiyacını En Üste Kor) Güvenlik ihtiyaçları Oluşturur İnsanlar, can ve mal varlıklarının korunmasına ihtiyaç duyarlar, Buda oluştu mu bir sonraki adımımızı atarı, Yarınlar için bir umut daha doğmuş demektir..
Bu umut, Sevgi ve aidiyet ihtiyacıyla oluşur, Sevme, sevilme, bir gruba, topluluğa, Millete Kendini ait hissetme, mensup olma, yardımlaşma, şefkat, dayanışma, türündeki insani ihtiyaçları böylece gerçekleşir.. Sonrasına geçebilmek için bunlarında yaşanması gerekir… Bunlarda yaşandı, aşıldı, Yarın ne olsun isteriz, Bunlar yaşanırken, insan umutları, düşünceleri, yarın beklentileri daha da gelişir…
Bu gelişmeye dayalı olarak Saygı beklentisi, İnsanları sevmek, Onlar tarafından sevilmek dışında kendilerine saygı duyulmasını da isterler, beklerler. Bunlar da gerçekleşti mi, yarına geçerler, böylece yarınsızlık aşıldıkca, aşılır, başka bir beklenti, daha bir insani gelişme doğar… Tanınma, sosyal statü sahibi olma, başarı elde etme, takdir edilme gibi ihtiyaçlara yönelirler.
Bu ise, İnsanın Yarın da Kendini gerçekleştirme ihtiyacını Gündeme getirir.. Bunu ise Şu yolla yapar….Alt kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamış olan insan son aşamada ideallerini ve yeteneklerini gerçekleştirme ihtiyacı için yarınlara gereksinim duyar… Bu sanat, bilimsel çalışma, kişi olarak topluma, toplum olarak insanlığa katkıların artırılması, yaşadığı her şeyde bir zirveye çıkma hali insanda doyuma ulaşma halidir ki… İnsani olgunluk sanırım böyle yarın planlarıyla oluşmaktadır…
Biz Çocuklarımıza, Gençlerimize, Kendimize Yarınla İlgili Bir Düşünce, Bir Plan, Bir Amaç, Bir Hedef Verebiliyormuyuz? Yoksa Her Çıkmak İstedikleri Çıkışları Toplum, Biz, Gençler Kendimiz, Kendimiz Sınırlıyor, Çıkışları Tıkıyormuyuz? Yarınsızlıklarını Umutsuzluklarını Besliyor Muyuz, O Zaman Yeni Kronik Sorunumuz Yarınsızlık…
Bu Aşmak İçin, İnsanın Yani Bizim Kendimizi Tanımalıyız, Neye İhtiyaç Duyuyoruz Bilmeliyiz Bu Tanımaya Dayalı Olarak… Yarınlarda Ne Umut Doğurabilir Ne Yapabiliriz, Ne Yaparsak, İnsanımızı Beklentilerine Göre Yaşatmış Oluruz… Böylece Kendimizi Gerçekleştirmiş Oluruz, Yukardaki İnsan İhtiyaçları, Hiyerarşisini Güncelleştirerek, Günümüz İnsanının İhtiyaçlarına Göre Şekillendirmek İçin… Entelektüellerimiz, Akademisyenlerimiz, Psikologlarımız Ve Sosyologlarımız Çalışmalı, Çözüm Üretmeli, Bu Çözümlere İse Siyasetçilerimiz, Eğitimcilerimiz, Din Adamlarımız Bizler Uymalıdır, Uymalıyız Uygulanmalıdır, Uygulamalıyız.. Yarınsızlıkla Mücadele Etmek İçin Yarınsızlığı, Biz İnsanın Kurdu Saymalı, Düşünmeli, Bu Kurdu Düşman İlan Etmeli Ve Bu İnsan Düşmanıyla Savaşmak, Mücadele, Cihat Etmek İçin Seferberlik İlan Etmeliyiz… Yarınlarımızdan Umutlarımız Artması Dileğiyle.. Selam Ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 1.2.18 – vatandasfikri.com
Kayna: https://www.tedankara.k12.tr/index.php/yararli-bilgiler/item/150-kendini-tanima-ve-gerceklestirme
|