ZAMANIMIZI BİZ, OKUMALIYIZ!!
Biz bir toplumun tarihini, tarihimiz olarak kabul edenler, bu içine doğduğumuz toplumun dinini, din olarak kabul edenler, ister topluluklar olarak, ister kişi olarak bunları günümüz içinden okumalıyız ve günümüz şartlarına göre tecrübi bilgiler, ilkeler ve kurallar çıkarmalıyız… Biz böyle mi yapıyoruz?
Bence, çok, çok eski tarihi okumaları ve bunlara dayalı yorumları, günümüzde uygulanmak üzere tecrübeler ve bunlara dayalı ilkeler çıkarmaya çalışıyoruz… İşte tam bu noktada, zaman değişmiş, mekan değişmiş, araçlar, gereçler değişmiş, biz bu şartlara dayanan yeni okumalar yapmamışız, eski okumaları kendimize günün kuralları yapmışız, yapmaya çalışıyoruz ve iyi sonuçlar alamıyoruz… Hemen şunu duyar gibiyim, geleneği yok mu sayalım, ben onları atalım, yok sayalım demiyorum, onlardan yararlanarak, onların üüstünde bir okuma yapmalıyız diyorum… Yapamazsak, Sonra ne olur?
Yaşadığımız sorunların kaynağı olarak, hep başkalarını görüyoruz, bir büyük düşman var, şeytan var bizim sürekli işlerimizi bozuyor… Ne biz suçluyuz, nede bizi yönetenler suçlu, suçluyu dışardan bularak belki psikolojik olarak rahatlarız ama sorunlarımız çözülmez ki… Hatta bu sorunları da başkası çözsün diye bekleriz… Bizim sorunumuzu biz, neden, sonuç ilişkisi içinde doğru yöntemlerle ön görmezsek, okumazsak, teşhis edemezsek sorunumuzu çözemeyiz… Hatta teşhis ve çözümden önce sorunları ön görerek yaşanmadan önlem almak, günümüz dünyasını, sosyolojik, ekonomik, siyaseten daha akıllıca bir okuyuşlar gerektiriyor.. Öylemi yapıyoruz, siz buna cevap verin ve bu cevabı mümkünse benimle, dostlarınızla paylaşın…. Paylaşalım ki, günümüz tuzaklarına toplumumuz, biz düşmeyelim… Günümüzün Sorunları Üzerine Biz Günü Yaşayanlar, Kendimiz Olarak Okuyor ve Düşünüyormuyuz?
Araç ve gereçleri, sosyolojik ve teknolojik yenilikleri, siyasal sistem farklılıklarını düşününce gerçekten de her şey değişmiş, bu değişime ayak uydurabilmiş, günün gereklerine göre düşünceye sahip toplumlar günümüzün etkili, güçlü, gelişmiş toplumları olmuş… Olmuş da, nasıl olmuşlar? Bunun üzerine düşünmemiz gerekmez mi? Ya da biz neden olamamışız? Belki bunlar rahatsız edici sorular, rahatsız olmazsak, durumu olduğu gibi kabul ediyoruz demektir, olanın da bizim lehimize olmadığını biliyoruz… İşte o zaman…
Tarihimizi okuyacağız, ondan kendimize övünmek için nedenler tabiki bulacağız, ama amacımız övünme olmayacak, günümüzde kullanabileceğimiz tecrübeler edinme olacak… Sonra inandığımız Din üzerine düşünce üretmiş düşünürlerimizi okuyacağız, örnek vermek gerekirse, Maturiti, A. Yesevi, H. Bektaşi Veli gibi… Bizim kültür dairemizden, okumaları ve günü okuyarak, bunlardan yararlanarak günümüz içinden ana kaynağı (Kuranı) okuyarak… Günümüz zihniyetlerine uygun bilgi ve düşünleri toplumsallaştırarak bunları davranışlar haline getirerek, yaşadığımızda sorunlarımızı kısmen çözeriz… Neden kısmen?
Bu kültürel ve inanç odaklı okumaları aşarak, daha çok bilimsel okumalar yapmadığımızda, bilimsel düşünce üzerine düşünmediğimizde, eğitimi bu düşünceye neden olacak şekilde düzenlemedikçe, düşünce tasarıları ortaya koymadıkça, çağını yakalamış toplum olamayız… Olmak istiyormuyuz, tabi ki EVET, O zaman hadi, içinde yaşadığımız günü, Haftayı, Ayı, Yılı, Çağı Bizce okumaya… Hemde hiçç zaman kaybetmeden okumaya… Çünkü çok günümüzden uzaklaştık, onun gereklerini ihmal ettik, yaşadığımız sorunların nedeni bu olsa gerek….
Daha İyi, Daha İyi, Daha Güzel, Daha güzel, Daha Mutlu Nasıl Yaşarız İçin Daha Derunine Bulunduğumuz Zamanı, Zamanın Gereklerine Uygun Biçim de BİZ, Okumalıyız temennileriyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 1.10.17 --- vatandasfikri.com
|