BAĞLARIMIZ
(Sosyal, Ekonomik, Siyasal Bağlar)
Biz insanlar bağlıyız, doğduğumuz da ilk olarak bir anneye bağlıyız, sonra aileye bağlıyız, sonra bir topluma ve bu toplumun kurduğu devlette yasalara bağlıyız… Bir dine, siyasal partiye, bir takıma, bağlıyız…
Biz vatandaş olarak kimliğini taşıdığımız devletle anayasal, hukuki bağımız var, bir kadını/erkeği seviyorsak gönül bağımız var, bir inanç sahibiysek o dine, bir siyasal düşünce tercih etmişsek o siyasal düşünceye bağımız var… Bu bağların birde kültürel olarak okunuşu var.. Bu ne demek, devlete olan bagı bazı toplumlar eşit bir bag sayarken, bazıları devleti sahip gibi sayar, o zaman şöyle bir soru ortaya çıkar, devletin sahibi bizmiyiz, yoksa devlet mi bizim sahibimiz mi? Ağalık, derebeylik, Padişahlık krallık gibi eski yönetim, yöntemlerin de devlet, devletli önce ülkenin, sonra orada yaşayan tebaların/insanların sahibiydi… Şimdi ise demokratik hukuk devletlerinde vatandaşlar devletin ve ülkenin sahibidir, biz devlet, vatandaş ilişkilerinde nasıl bir sahiplik ilişkisi yaşamak istiyoruz, ona göre bağlılık geliştirmeliyiz… Bu bağlara biraz daha yakından bakacak olursak…
Bir evlat olarak başladığımız aile bagı baba, dede, dayı/teyze amca/hala, abi/abla enişte, gelin, yenge/kayın, yegen, kuzen gibi belkide yüze yakın sıfatla devem eder… Bu aile, akraba bagı içinde devam eden durumumuzdur, bir de toplum içinde, sosyal, ekonomik, siyasal bagı oluşturan durumumuz vardır…
Ekonomik bağlara bakalım mı, bir yerde işçiyiz, diğer yerde müşteri, bir yerde üretici, diğer yerde tüketici, ayakkabı atölyesinde işçi, gömlek atölyesinin ürettiği gömleğin müşterisi, gömlek üreten işçi arkadaşımda benim ürettiğim ayakkabının müşterisi gibi, ne kadar iç içe değil mi? Sosyal baga bakalım mı, bir yerde baba, bir yerde işçi, bir yerde parti/dernek/kulüp, üyesi, başka bir yerde gönüllü hayır sever, çevreye karşı işlenen kirlilik suçlarına karşı aktivist… Bir gün işe giderken bile önce bakkalla, sonra otobüs şoförüyle, sonra güvenlik görevlileriyle müracaat görevlileriyle, şefle, amirle, oradan yararlanan kişilerle, müşterilerle, karşılaşırız, bunlarla bağ içindeyiz… Siyasal bağlara bakarsak, kimiz bir partiye sadece oy verecek kadar bağlıyız, kimimiz üye olacak kadar, kimimiz ise o partiye giderek görev alacak kadar bağlılık içinde olduğumuzu görürüz… Bütün bu toplumsal yaşam içinde bağlarımız ne içindir?
Bütün bu bağlarımız biz insanı daha iyi yaşatmak, daha mutlu kılmak içindir, insan daha iyi nasıl yaşar, patron işçisi dikkate alır, onun yaşam koşullarını iyileştirir, devlet vatandaşını dikkate alarak, vatandaşının daha iyi, onun daha çok mutlu yaşamasına neden olacak bir ortamı sağlar… Sevgilimiyiz, her iki tarafta birbirlerinin mutluluğundan sorumlu olduğunu unutmaz, daha iyi yaşama, daha çok mutluluğa nasıl ulaşılır diye sorarız, düşünürüz bunu davranışa dönüştürebilirsek daha çok mutlu kişiler olabiliriz… Son olarak..
Bu bağlar hem kişisel, hem toplumsal alanlar da mutluluğumuza hizmet ettiği gibi, mutsuzluğumuza da hizmet eder, biz ne murat ediyorsak, istiyorsak yer aldığımız bu bağlar için de onu yapmalıyız, ben, benim ve birlikte yaşadıklarımın mutlu yaşamasını istiyorum, bu istek doğrultusunda davranmaya çalışıyorum, hep beraber çalışmak dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- vatandasfikri.com – 8.6.2021
|