VATANDAŞ OLMA HAKKI
HEP BİZİM ADAMLART MI İYİ?
LİSTELERİMİZ NE İÇİN?
TEKRAR BAŞA MI DÖNDÜK?
Yıllar önceydi, imam hatipliler şu göreve gelemez, şu siyasi gruplar bu göreve gelemez, başı örtülü ailelerin fertleri şu kurumlar da görev alamazlar, denirdi yüksek perdeden söylediğim şuydu…..
DiplOması varsa, yani egitimini yapmışsa, yeterlilik sınavlarını kazanmışsa görevinin verdiği sorumlulukları yasalar cercevesince yerine getiriyorsa, getirecekse, bu grubun üyeleri devlet kurumların da görev alamazlar demek ne demektir? Anayasanın verdiği vatandaşlık haklarını askıya almak demektir…. Vatandaşınn haklarını kesinleşmiş bir suç isnadı olmadan askıya alan devlet demokratik hukuk devleti degildir…. Tekrar o günlere mi dönüyoruz?
Yeni sorunlar üzerinden degerlendirdiğimiz de ise daha yeni çıkardığımız ayrımcılıkla mücadele yasasını ihlal ediyoruz demektir. Adam a, grubu inancına mensub olabilir ama görevini laik bir tavırla yasalara uygun yapıyorsa bunları zan altında bırakacak davranışlar sergilemek bile bana göre ayrımcılıktır. Vatandaşlarımız arasında has vatandaş, avam vatandaş ayrımı olur ki demokratik sistemle, insani sistemle, anayasal sistemle eşit vatandaşlıkla ters düşeriz. Anayasal haklar temel haklar olup bunların kullandırılıp kullandırılmaması hükümetimizin insiyatifin de dedegildir… Hükümetler, kamu görevlileri anayasaya, kanunlara ters düşemezler…
Ters düşsek ne olur, biz gelecekten bakınca tarihin yazıldığı andayız, nasıl ki, 12 Eylül cüler, 28 Şubat cıların, bilmem kaç Nisancılar daha henüz 5-6 yıl geçmeden başları öne egildi ise her yapılan yanlışlar gelecekte başlarımızın önüne egilmesi demektir, oysa ki bizler inanan insanlarız kuldan çekindiğimizin on misli kadar Allahtan da korkarız… 2000 kişilik liste hazırlandığı idia ediliyor, birisi yalanlıyor ama görevden alıanlar yasal olarak görevlerini yaptıkları halde alınmışsa, bu liste hazırlanmışsa, ki nasıl hazırlanmış belli degil, benim yan masam da benimle aynı makamıma göz diken arkadaşın verdiği ispiyonlarla hazırlanıyorsa çok kötü bir yöntem… Yoo devletin istihbarat ekibi bir vatandaş grubunu zanlı ilan etmiş, siyasal iktidarın baskısına yardımcı oluyorsa ne kadar yasal…
Devletin kurumları devlet görevlileri göreve alınırken ancak yasalar cercevesince güvenlik soruşturması yapar, bunun nedeni hırsız, arsız kamu kurumların da görevlendirilmesin diye.. Öte yandan her dönem de parti teşkilatlarının isim listesi hazırlama gelenegi vardır. Bu listeler de çok güvenilir degildir, azırlarlar, şu bizim mensubumuz bu degil diye yıllardır görürüz, yerel yönetimler de, kamu kurum ve kuruluşlar da liste hazırlanır. Ya bu listelerdekilerden 250 si suçsuzsa, belki daha fazlası suçsuzdur… Bunun vebalini kim gögüsleyebilir…
Bu liste hazırlama calışmaları genellikle görev vermek için yapılırdı, bu boyutta yani 2000 kişilik görevden alınmaları gerekenler listesi sanırım ilk kez yapılıyor. Bunun yalan olduğunun acıklanması biraz olsun gerilimin düşürülmesine ayrdımcı olacaktır…
Bu liste varsa, devlet iktidarını kullanan arkadaşlarımız iyiden iyiye bütün zamanları aşarak bu liste çalışmalarını yapıyorlar. Hadi yapıyorlar bir de kamuoyuna sızdırıyorlar. Bu ne demektir bence şu demektir, bizim dönemimiz de işe başlayanların bir bölümü devlet yasal işleyişine karşı bir yapı kurmuşlar.. Ya buna kargalar bile güler, neden izin verdik o zaman, devlette işlerin birbirlerini denetleme üzerine yapılandırıldığını hepimiz biliriz, Şefi, müdür yardımcısı, müdür yardımcısını müdür, müdürü daire başkanı , daire başkanını bakan, bakanı meclis denetler, yargı denetler, muhalefet denetler….
Burada ki denetim zincirinin kopukluğu sistemi yolsuzluğa acık hale getirir. Yalnız hepimiz biliriz ki bizde karşı grubtansan yandın, denetimlerin en hasını yaparız, kendi grubumuzdan biriysen senin dalaverelerinin üstünü örtmek için sana yol gösteririz. İşte bu noktada iktidar gücünü kullanan arkadaşlarımız haklı, içlerine kurt düştü bir saldırı hissine kapılıyorlar. Söylenenlerin on da biri doğruysa, bu soruşturma ve operasyonların seçilmiş demokrat hükümete karşı bilincli bir saldırysa bu durum en azundan liste hazırlamak kadar vahim.. Yalnız bu durm dan, denetim mekanizmasını bozarak bu saldırıdan kurtulunmaz düşüncesindeyim. Yapılacak şey yasal sınırlar içinde denetimin önünü sonuna kadar açmaktır, mecliste verilen soru önergelerine zaman gecirmeden cevap vermektir. Sayıştay, danıştay raporlarını dikkate almak ve mahkeme kararlarını zaman gecirmeden uygulamak gerekir ki denetimden kacılıyor izlenimi doğmasın… Zaten operasyon yapan polislerin görevden alınması, savcı ile girilen tartışmalar bu izlenimi beslemiştir…
Öte yandan rant bahcesine dönüştürülen şehirlerimiz daha makul imar planlarına dönülmelidir. Sayın başbakanımız defalarca kıyılar ve yüksek binalar konusun da uyardı, ama biz uyarı degil yaptırım da bekliyoruz. Başbakanımız varsa bir yolsuzluk ve suistimal bunların üzerine o kasımpaşalı tavrıyla gitmelidir… Efendim devlet içinde şu gruba sempati besleyen 2000 kişi varmış yerine, yolsuzlukları bulaşmış kişler listeleri yapılmalı degil mi?
Biz de suçlumuzu koruma içgüdüsü var, bir aile içi olaya tanık oldum korudugumuz kişinin suçlu olduğunu gördüm, yüksek perdeden koruyan aynı zaman da egitimli hanım akrabamıza, bizim çocuk haksız, oda dedi ki haksız da olsa ben ondan yanayım. Bu kişi inanç mensubu kızgınlıklarınız adaletsizliklere neden olmasın uyarısını unutmuş, evrensel hukuk kurallarına göre haklı, haksız, suçlu suçsuz kavramları ile egitim almış o egitimi de unutmuş, öfkesine yenilerek adalet ölcülerinden uzaklaşmış olduğunu gördüm ve üzüldüm… Bu son gerilimlerde de ülkem adına için de yaşadığım toplum adına üzülüyorum. Dilegim bu karışıklıkta sucsuz insanların zarar görmemesin, vatandaş olma hakkı güme gitmesin düşünceleriyle...
Öfkemizi kontrol etmek zorundayız yoksa hepimize zarar verir, öfkelere gem vuralım, sevgmeye dönelim diyerek selam ve sevgilerimle…
|