DÜNYADAN VE DÜŞÜNCEDEN, DÜŞÜNSEL OLARAK KOPMAK
(Kendi düşünülerimizle, Evrensel Düşünürlerle, Düşünsel Kopukluk İçinde ki Toplum, Sağlıklı Karar Verebilir mi? Fikri Adil)
Uzun süredir İslam düşünürleri üzerine seminerler dizisi izliyorum, birçok konuda günümüzden çok daha özgür düşünmüşler, daha iyi düşünceler ortaya koymuşlar buna rağmen bu düşünceler toplumla buluşmamış… Biz Sadece Dini Düşünceden Degil ve Bilimsel, Sanatsal Düşüncelerden de Uzaklaşmışız.. Neden?
O zamanlarda genel olarak halk okuryazar değildi, dünya ile bu kadar iletişim içinde değildik, siyasal iktidarlar ne düşünce veriyorlarsa o topluma doğru bilgi, düşünce diye yayılıyor… Ayrıca toplum da bilgi, düşünce sorgulama olmadığından sadece düşünürler bir çok meseleyi sorguluyor, topluma sunmak yerine kendi aralarında tartışıyorlar.. Topluma sunulan ibadet nasıl yapılacak, hangi ibadet yaptığında ne kadar sevap kazanacaksın gibi ilmihali bilgiler, iktidarda ki kişilerin nasıl evliya oldukları, nasıl isabetli kararlar aldıkları gibi iktidarları rahatsız etmeyecek bilgiler veriliyordu… Düşünmeyi bırakın düşünmeme özendiriliyor, hatta neredeyse düşünme günah sayılacak bir seviyeye indiriliyor… Bilmeden inanmanın erdemlerinden bahsediliyor, bilmedikleri konularla uğraşmamaları gerektiği sık sık vaaz ediliyor, günümüzde bile hala bazı cemaatler bizim cemaatin dışında ki bilgilere ulaşmamaları gerektiği konusunda müritlerini sık sık uyarıyor… Sonuç ne oluyor?
Düşünürlerin düşünceleriyle halkın düşünmemesi arasında ciddi bir kopukluk oluyor, artık halk düşünürlerinden gelen düşüncelere de direnmeye başlıyor… Sonuç olarak toplumu gerçek düşünürler değil, ucan, kaçan, ucuk, kaçık tipler toplumun hoşuna gidecek şekilde konuşuyor, cemaatine çekiyor, işte dini istismarın da kapısı böylece açılıyor… Suç kim de?
Araştırmayan, Düşünmeyen, Gelen Bilgileri Sorgulamaya Alışmayan, Toplum İletişimin Gelinmesiyle, Bilgi Bombardımanıyla Karşılaşıyor… İstediği, İstemediği, İnancını, Düşüncesini Destekleyen ve İnancına, Düşüncesine Saldıran binlerce, Milyonlarca Bilgiyle Karşı Karşıya Geliyor… İşte Bilgisizliğin, Düşüncesizliğin Neden Olduğu Düşünce ve Bilgi Kaosu… Düşünce Kaosunu Açarak Devam Edelim mi?
Toplumlar kendi kültürüyle yaşamak isterler, iktidarlar ise toplumları kültürüyle avlayarak kendilerine meşruiyet kazanmaya çalışırlar… Kimi dini söylemi kullanır, kimi milli söylemi ama iktidara geldiklerinde hepsi liberal, kapitalist uygulamalarla en güçsüz vatandaşın vergilerle sömürülmesine göre politikalarını belirlerler.. Her neyse konumuz bu değildi… Düşünce kaosu (kargaşası) nedirdi? Nedir? Okumayı bırakın üzerine biraz birkaç dakika düşünün….
Bence düşünce kaosu, özelikle de günümüz de gelen bilgilerle reform edilmeyen, güncelleştirilemeyen kültürel düşüncelerin aşırı şekilde çelişmesidir… Gelen bilgi bize a diyorken, bizim kültürün anlattığı bize z derse… Bilimsel çalışmalarla ulaşılan sonuçlara rağmen biz hala masallarla, hikayelerle, efsanelerle düşünür ve bunları gerçek sanarak gelen bilgileri yok sayarsak, düşüncemizi geliştirmek yerine ulaşımını engellersek… Yakın tarih de daha da düşünsel, kültürel kaosumuz devam edecektir diyebilirim… Bunu aşmanın yolu hızlı bir okumayla…
Bunu aşabilirmiyiz, evet, hızlı bir tarih okumasıyla, tarihimizde ki abartmaları, toplumun hoşuna gitsin kendine güven oluştursun diye geri plana aldığımız yaşanılan sıkıntıları, başarısızlıkları, siyasal iktidarların taa ilk günlerden bu yana nasıl el değiştirdiğini ve rakiplerine nasıl davrandıklarını… Yaşanılan isyanların nedenlerini, yaşanılan önemli fitnelerin nedenlerini ve sonuçlarını, gerçeklere uygun bir şekil de anlatarak başlamalıyız… Düşünürlerle, toplumsal düşünce arasında ki kopukluğu hızla gidermeliyiz, Bilgilerimizi, Düşüncelerimizi, Evrensel Düşüncelere göre Güncellemeliyiz… Sırf, şehlerin, Şıhların iktidarın hoşuna gidiyor, işine geliyor diye gerçek düşünceleri gizlemezsek düşünürlerle halkın düşüncesi nispeten uyumlu hale gelir… Biz Düşünürlerimizi, Düşünürlerimizde Dünya Gerçeklerini İzler İsek… İktidar kayığındaki düşünürler İle Gerçek Düşünürler Yer Değişir, Gerçeklerden Bahseden Birilerinin Sesi Gür Çıkar Topluma ulaşırsa… Hakim grupların, iktidarların istediği gibi konuşanların sesi kısılırsa… Bana kalırsa gerçek bilgi hepimiz için önemlidir, iktidarlar için daha da zaruridir… Gerçek bilgiden koparken, sadece kendi inanç ve siyasal düşüncelerimizden kopmayız dünyadan da koparız…
Kendi kültürel kaynaklarını içerek bilgilerden kopan, dünya gerçeklerinden kopan, toplum hayali bir dünyada yaşıyormuş gibi gerçek dünyada yaşar ve sürekli yanlış kararlar alır… Son 40 yıldır, biraz daha geri gidelim mi son 70-80 yıldır alınan sonuçlara bakarsak… Ülkemizi, Toplumumuzu 60 yıl geride, bazı toplumlarla karşılaştırırsak… Örnegin G. Kore, Tayland, Singapur, Çin’le kıyaslarsak, Dünyadan ve gelişmeden nasıl koptuğumuzu görürüz… Dilerim Bilgiyle, Düşünceyle, Akılla Hem Kendi Düşünürlerimizle, Hem de İnsanlığın Bilgi Birikimi Olan Evrensel Düşünceyle Bağ Kurar, Hayali Dünyamızdan Gerçek Dünyaya Geçerek… Daha iyi, daha güzel Yaşarız, Dileklerimle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil -- 22.10.17 -- vatandsfikri.com
|