DEMOKRATİK İŞLEYİŞ
((Demokratik Meşruiyet))
Demokratik işleyiş için bazı olmazsa olmazlar vardır, bunlardan biri Muhalefet edebilme özgürlüğüdür, bunun üzerinde ki gölgeler demokrasinin üzerine karabulut gibi çöker…
Sonra demokratik hukuk sistemine dayalı bir Anayasa ve buna bağlı kanunlar, yönetmelikler, tüzükler demokratik hukuk sistemini desteklerler ki demokratik işleyiş sağlık işlesin…
Bu anayasal düzen güçler ayrılığına göre devletin gücünü paylaştırılır ki devletin gücü bir kurum veya kişi tarafından yek diğerine sopa ve zulüm olarak kullanılamasın..
Partiler, sendikalar, dernekler, demokratik örgütlenmeler olarak kabul edilir toplum bunlar aracılıyla muhalefet eder veya iktidara gerekli haller de tepki gösterir…
Demokrasi örgütlenme ve muhalefet özgürlüğünün anayasal/yasal garantiye alındığı sistemin adıdır, Anayasa ise devletin ve vatandaşın arasında ki sözleşmedir, bu sözleşme iktidara gelenleri de bağlar ve devletin iktidarını nasıl kullanacaklarını da belirtir ki…. Buna uyuldukça demokratik meşruiyet devam eder, uyulmadıkça da demokratik meşruiyetten uzaklaşılır… Uzaklaşılırsa ne olur? Ben bunu ne söylemek ne de yazmak istemem, ama bunun üzerin de düşünülmesi gerektiğini de bilirim…
Örnegin ben bir dernek başkanlığı seçimlerine giriyoruz, derneğin bir tüzüğü var, seçimle gelenler bu tüzüğe uymak zorun da… Degiştirmek istersen üyelerin üç de ikisinin oyunu almak zorundayız… Diyelim ki aldık, orada geriye kalan üçte birinin hakkına hukukuna yine dikkat etmek zorundayız… Neden, dernek benim babamın malı değil, bana oy vermeyenlerin de malı, buradaki haklarda, onların da hakkı var…
Bunu biraz genişletelim demokrasiler de iktidarı ele geçirmek için partiler kurulur, partiler adaylar gösterirler ve seçim yapılır, kabaca en çok oy alan parti iktidara gelir… Bu Parti geldiği sistem için de gelir ve gitmeyi kabul ederek gelir. Gitmese ne olur, yine dilim söylemeye, elim yazmaya varmıyor, iktidar partisi dışında ki partiye oy verenlerle, devletin gücünü kullanan iktidarla, onay oy verenlerle vermeyenler, toplumsal gerilim yaşar, sorun yaşar, çatışma yaşar… Sorun normal siyasetle hallolmayacak kadar büyür ve bu olaylar az yada çok herkesin kaybetmesine neden olur.. İktidar için değer mi? Valla bilmiyorum hiç iktidar olmadım, iktidar nimetlerinden yararlanamadım, genel olarak demokrasi iyi işlesin diye muhalefete ihtiyaç olduğunu düşündüm ve siyaset alanın da hep muhalif kaldım…
Şimdi görüyoruz ki, 15 Temmuz kalkışması bahane edilerek demokratik sınırlar zorlanıyor, bazı dernekler kapatılıyor, bazılarına baskı yapılıyor.. Bunlar sıklaşırsa demokratik meşruiyet kaybedilir ve Allah korusun istemediğimiz sorunlar yaşarız… Yasa, hukuk, örgütlenme, vatandaş ve insan hakları, demokratik kurallara uygun seçimler demokratik meşruiyeti belirler… UYARSAK MEŞRUİYET ÇİN DE, uymasak da dışında hareket etmiş oluruz… Biz ne istiyoruz, işte o bizim nerede duracağımızı belirleyecektir,…
Son zamanlarda toplumsal kaygılar besleniyor, bir yandan uluslararası sorunlar var, bir yandan bu kalkışma yaşandı, diğer yandan uluslararası sorunların hem sosyal, hem ekonomik, hem de siyasal yansımalarını yaşıyoruz… Bir de bunları iç soruna devşirmeyelim iktidarıyla, muhalefetiyle toplumun kaygılarımızı besleyecek hareketlerden uzak duralım, der… İktidarın da muhalefetin de politika belirleyicilerine durumun vahametini hatırlatırım… Selam ve saygılarımla…
Fikri Adil – 12.11.16 – vatandasfikri.com
|