HERKESİN/KAMUSAL OLANLA, SENİN/BENİM OLAN
(Kamusal/Toplumsal Olanla, Kişisel/Özel Olanın Karıştırılması)
Biz birçok şeyi karıştıran bir toplumuz, adam kamu görevlisi, kamu gücü ve görevlileri neden vardır, kamu hizmeti için, yani devletin güvenlik görevlisisin, neden? Kamusal alan da olsun, özel alan da olsun vatandaşların güvenliğini sağlamakla görevlisin sorumlusun… Bir mahallede hırsızlık mı oldu, senin sorumluluk alanınsa sen görevini yapmıyorsun demektir, bir vatandaş öldürüldü mü, sen vatandaşı koruyamadın demektir… Bu kamu hizmeti bilincini kaybettiğin de görevin düşer, yada düşmesi gerekir…
Kamu adına görevli olanları, genel olarak kamu çalışanlarını, ne için orada olduklarını sorgulamaya davet ediyorum, size devlet neden maaş veriyor? Gün de üç beş evrak hazırla, vatandaşın işini savsakla diye mi? Sanırım yok… Şimdi vatandaşları burada kamu kurumlarında karşılaştıkları sıkıntıları 1 dakikalığına düşünmeye davet ediyorum… Ya nasıl da çok sorun çıkarmış kamu çalışanları değil mi? En ilginci de tuvalet kirleniyor diye tuvaleti kapatan, bu nedenle donuna işemek zorunda kalan yaşlı vatandaşın karşılaştığı soruna neden olan kamu çalışanı geldi bana…
İlk uyarım kamu adına kullanılan yetkinin, gücün kamu çalışanının kişisel gücü, ayrıcalığı olmadığıdır. Ona verilen güç ve ayrıcalık görev sorumluluğu, hizmet sorumluluğu için de, alanın da hizmet etsin diyedir… Yani devletin silahıyla, benim güvenliğimi sağlayacak görevli bana hava atamaz, güvenliğimi tehdit edemez… Toplumun yetiştirdiği öğretmen, doktor, hemşire, belediye çalışanları, seçimle gelen siyasal temsilciler dâhil, kamu da taşeron çalışanlar da dahil olmak üzere kamu hizmetinde bulunanları, bu görevlerin gerekçelerini ve işin niteliğini düşünmeye davet ediyorum. Burada ki araçlar, gereçler, yetkiler onların kişisel ayrıcalıkları için kullanılamaz, kişisel hizmet için kullanılamaz… Örneğin nasıl bir belediye otobüsü toplum yararına kullanılıyorsa kamuda ki tüm araçları böyle kullanma sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk kimin kamu çalışanlarının ve onları yönetenlerin… Bunların herkesin olduğu bilinciyle hareket etmeleri gerekir, beklenir… Etmediklerinde ise bir yaptırımla, bir cezayla karşılaşmaları gerekir ki, kamusal olanın Özelleşmesi, kişiselleşmesi, kamu gücünün kişiselleşmesi engellenebilsin… Bura da büyük eksikliklerimizin olduğunu düşünüyor, kamu sorumlularını herkesin olanı herkese hizmet edecek şekil de hizmete sunmaya davet ediyorum…
Sonra bazı vatandaşların da kamunun olanları kendisinin sanması yanılgısının yaşandığına tanık oluyoruz… Yani bir araç var kamunun sen onu ne için, sana ne kadar hizmet sunacaksa o oranda kullanabilirsin… Yoksa, kamunun olanla kişisel olan karışırsa, sen başkalarının yararlanacağı kamu hizmetini kendinden yana kanalize ederek ayrıcalık yaratmış olursun ki, bu ayrıcalık yanlıştır… Yanlıştır çünkü başkalarının hakkını gasp vardır. Herkesin olanı torpille, ayrıcalıklar yaratarak kişiselleştirirsek başkalarının haklarını çiğnemiş oluruz vebali vardır…
Ayrıcalıklar, torpiller, kamusal olanı özel hizmette kullanmalar dolaylı da olsa hırsızlıktır, hırsızlık normal değilse bunlarda normal değildir. Adam vatandaşı temsilen siyaset yapıyor, bunu ayrıcalık yaratma sanatına dönüştürmüşse, kamusalla, herkesin olanla, kişisel olanı, kamusal alanla özel alanı karıştırmış demektir. Herkesin olanla benim olanı karıştırırken, benim mallarımı topluma sunulduğunu düşünün.. Evime birileri gelip yerleşmiş, sabah birisi arabamı alıp gitmiş nasıl tuhaf geliyor degil mi? Komşu gelmiş banyosunu bizim banyoda yapıyor… Tuhaf şeyler degil mi? Doktorun maaşı dışın da hastasından ekstra para alması tuhafınıza gitmiyor da bunlar neden tuhafınıza gidiyor.
Kısacası herkesin hakkı olanla, kamusalla, sadece benim/senin olan arasında o kadar fark var ki, biz bu farkı unuttuk, dahası unutmakla kalmadık bu durumu kanıksadık… Kamu çalışanları kamu gücünü kendilerinin sanmaya başladı, özel olanda kamusal olanı kendinden yana kanalize etmeye… Böyle nereye derseniz…. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete… Sosyal kıyamet den uzak durmanın yolu, engellemenin yolu, senin/benim olanla kamunun/herkesin olanı karıştırmamaktan geçmektedir. H.z Ömer’in mum kısasıyla büyüyen bizlerin/sizlerin nasıl bu noktaya geldiği de ayrı bir tartışma konusudur… Kamusal olanla, benim/senin olanın ayırdına varacak bir bilinçli vatandaşların oluşturduğu toplumsal düzen de görüşmek dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- Aralık 15 --- www.vatandasfikri.com
|