SORUNLARIN ANASI !! Aydın Sorunu!!!
Sorunlar hayatımızda hep olacak, bizde onları çözmeye çalışacağız, nasıl mı, bilgiyle, insanlığın tecrübesiyle, neden sonuç ilişkisi içinde… İyide biz gündelik hayatın olagan akışı içinde olanlar, bunu nasıl başaracağız? Aydın/Alim Rehberliğinde!!!
Biz işçiler, memurlar, patronlar, siyasiler gündelik hayatın dayattığı gündemin içinde yaşarız, bu nedenle bilgiye dayalı, akıl ve mantık içinde, neden sonuç ilişkisi kurarak zor düşünür sorunlara zor çözüm bulabiliriz… Oysa bunu bizim adımıza yapacak olan aydınlarımız (münevverlerimiz) akademisyenlerimiz olmalı ki sorunlar bize sorun olamasınlar, yada sorunları bilgiyle, akılla önceden öngören, bizi uyaran aydınlarımız olmalı… Aydınlarımız neredeler?
Her daim aydınlarımız vardır, yeterki biz onları tanıyalım, onları izleyelim, onların bilgiye dayalı çözüm önerilerini anlayabilelim… Onları nasıl tanırız?
Onlar siyasal savunu yapmazlar, onlar sorunlar oluşmadan öngörürler, önlem almayı savunurlar, onlar sorun yaşanırken kimin rahatsız olacağına bakmadan sorunu nasıl en az zararla çözebiliriz üzerine düşünürler, onlar neden sonuç ilişkisini en iyi kuranlardır… Sözlükler bu konuda ne diyor, sözlükler bize kelimeleri kavramları acıklayan rehberimizdir…
Aydın: Işık alan, ışıklı, aydınlık olan, kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse); münevver, ziyalı, entelektüel:
Aydın, Entelektüel, “düşünce ve kültür ürünlerine büyük ilgi duyan, zihinsel yaşantısı ağır basan kişi” demektir. kendine mahsus sıkı bir ahlâk anlayışı olan kişi veya kişilerdir dersek.. Yarım kalmış olur mu, siz yarım kaldığını düşünüyorsanız araştırmaya devam edin… Aydın kimdir, aydın/entelektüel ne iş yapar?
Sözlükte alîm, “bir şeyi gerçek mahiyetiyle bilmek, daha derinine bilgilerle söz konusu şeyi, olayı kavrayarak toplumuna bu durumu anlatma, izah etme amacı taşıyan kişilere, alim, aydın, entelektüel kişiler diyebiliriz...
Bilginin yerel ve evrensel kaynaklarına dayalı olarak eski ve yeni bilgilerle sentezlenerek yeniden üretilmesi, sınıflandırılması, bunların anlaşılır haline getirilerek evrensel doğrular dikkate alınarak biçimlenmesi, yayılmasını sağlanarak toplumlarına daima yol göstermek için çalışan kişilere entelektüel/aydın/münevver denilebilir…
Aydın: Kültürlü, okumuş, görgülü, öngörülü, ileri düşünceli, çağın gereksinmelerini benimseyen, değerlendirme yetisi gelişmiş (kimse) kişidir… “Aydın, karanlığa küfredeceğine bir mum yakan hatta mum olandır.” T. Uç.
Bazı meslekler bilimsel veya kültürel derinlik şartı aramaksızın entelektüellik sıfatını sağlamaktadırlar. Çok okumak veya çeşitli konularda detaylı bilgi, mâlumat sahibi olmak da entelektüel alametlerden sayılmaktadır.
Entelektüelleri toplumu değiştirme gücüne sahip, gerekli özel şart ve yeteneklerle donanmış bir kesim olarak ele almak gerekir.
Bu sebeple aydın, kendi sosyal realitesinin, toplumunun bir fonksiyonuda olmalıdır. Temel fonksiyonlannın bilgi üretimi ve topluma yansıtılması olduğuna göre, bu faaliyet kendi toplumsal gerçeklerinden bağımsız da değildir.
Toplumumuzda bazı yabancılaşmış kişilere "entel" toplumundan kopmuş kişi, yarım aydındır da denilerek toplumuyla bag kuramaması bunun bir örneğidir. Ayrıca, toplum empoze edici veya dikteci aydın ve elit tipini de dışlamakta, bunların dayatmacı uygulamalarına mümkün olduğunca direnmektedir. Kendisinin daha açık bir deyimle kendi kimliğinin bir parçası olmayan aydının üretmediği bilgiye yabancılık çekerek onu reddetmektedir. Yabancılaşmış aydının kimliğinin yanı sıra, sahip olduğu bilginin de halk tarafından alaycı bir üslupla hor ve hakir görülerek reddedilmesi çok önemli bir husustur..
Aydının meseleyi hangi çerçevede ele aldığı ve ne yönde bir sonuca ulaşacağı, başka bir deyişle entelektüel tavrını, bir ölçüde mensubu bulunduğu kültürel gelenek belirleyebilmektedir. Bu kültürel gelenek, bilimsel geleneğin yanı sıra tarihin derinliklerine doğru uzanan bir bilgi zeminini kapsamaktadır. İnsanlığın kültürel macerasında insanı bir bütün olarak almamak insana yaklaşımda yarım kalmak demektir. Son zamanlarda sadece maddi, parasal ölçülerle düşünce üretmek, bir dönem sadece doğmaların başka bir dönem de aklın veya iktisadî çıkarların mutlak hakimiyeti gibi tek taraflı sosyal çıkarımlar insan mutluluğunu önleyerek bir tür kaosa sebep olmaktadır. Aydının görevi bu kaosu öngörerek önlemler almaktır. Son olarak..
Aydın olayları, kültürü, olguları derinlemesine inceleyen ve bunları bilgiye, akla, düşünceye, mantığa, uzmanlığa dayalı olarak toplumlarına gerçek ve doğru bilgileri sunmaya çalışan kişilerdir. Vasatı aşmak, iyi olana ulaşmak gibi bir görevi vardır aydının, biz vatandaşları ve biz vatandaşlardan daha çok yöneticileri etkileyerek toplum olarak doğru kararlar ve seçimler almamıza ve seçmemize yardımcı olan rehberlerimizdir. Bu rehberleri dinlememek demek sorunlara acık bir toplum haline gelmek demektir. Acaba yaşadığımız sorunların nedeni gerçek aydınları dinlememek olabilir mi? Bizim hoşumuza gidenleri dinler, bizim partiyi destekleyenleri dinler, gerçek aydınları dinlemezsek sorunların verdiği zararları daha çok çekeriz. Aydınları Dinlemek ve Sorunları Aşmak Dilegiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com 26.6.2024
Kaynaklar
1* https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/entelektuel_aydin#:~:text=Entelekt%C3%BCel%2C%20%E2%80%
9Cd%C3%BC%C5%9F%C3%BCnce%20ve%20k%C3%BClt%C3%BCr%20%C3%BCr%C3%BCnlerine,ilgilenen
%20kimseler%20i%C3%A7in%20kullan%C4%B1lan%20kavramd%C4%B1r.
2* https://sozluk.gov.tr/
5* http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|