AYDINLAR, ALİMLER, ALLAMELER
(DÜŞÜNCEDAŞ YAZARLAR)
(Bizim Allameler)
Bunlar bizim allamelerdir, sürekli bize, bizim düşünceyi anlatırlar, sürekli bizim taraftarlara bizim liderin özelliklerini bugün anlatır, yarın yine anlatırlar… Bunları tanımak isterseniz daha önceki yazılarına bakın… Sürekli bize bizden bahsederler, sonuç, kocaman sıfır… Neden mi? Bizim düşünceyi zaten biz, biliyoruz… Bizim lideri zaten biz beğendiğimizde, düşüncelerinden ve özelliklerinden dolayı kendimize lider seçmişiz…
O zaman bu allameler neden hep bize bizim partiden bahsediyorlar, bizim lider öksürdü, bizim lider aksırdı, bizim lideri şu ilde öyle bir karşıladılar ki Cumhuriyet tarihinde böyle bir karşılama olmadı… Osmanlı tarihinde de böyle bir kalabalığı yan yana getiremezdik, O yüzden O günün liderini karşılayamadılar… Anadolu da karşılamaya katılacak bu kadar nüfus yoktu… Amma alim, amma entelektüelmiş liderini çok güzel anlatıyor, desek bizim mahallenin dışın da, bize gülmezler mi, dünyayı bizim mahalleden mi ibaret sayıyoruz… Bizim gözlük sadece bizim liderimi ve adamlarını gösteriyor.. O kadar pişkin hale gelinmiş ki, o kadar alışkanlık yapılmış! Adam evet, bunda ne var? Diyor pişkin pişkin… Ya arkadaş, bu düşünceyi, bu lideri tanımasam neden seçiyim ki ben ….. ?
Bana biraz dünya gerçeklerinden bahset, bana biraz bizim düşüncemizin aksayan yanlarından bahset, yani biz hiç hata yapmıyor muyuz? Ya da lideri uçurmakta o kadar abarttınız ki lider hiç inmek istemiyor… Yapmayın, etmeyin şu efsunlu gözlüklerinizi çıkarın bunların, bu yalan yanlış abartıların hepsinin bir, toplum da karşılığı oluyor, iki biz kandırılıyorsak ki bana öyle geliyor, örneğin bir kişiyi kandırdın, 1 vebal/günah 1000000 kişiyi kandırdın 1000000 milyon günah/vebal… Siz inanmadığınız şeyleri yazıyorsanız, inanmadığınız şeyleri söylüyorsanız, bunlar gerçekse sorun yok… Ama yanlışsa, yalansa, bunları bile bile yapıyorsanız… İnanıyorsanız, Allah yardımcınız/yardımcımız olsun…
Bizim bu allamelerden ricam şudur, bize bizim propagandamızı yapıp durmayın, biz zaten biziz, sizinle neredeyse aynı düşünüyoruz, aynı liderin takipçileriyiz, ne oluyorda beni gazlayıp duruyorsun.. Hep bir aynaya hatta aynanın aynı kenarından bakarsak dünyayı nasıl okur da düşüncemizde ki eksiklikleri nasıl göreriz? Ya da lunapaktamıyız?
Ya bizi dev gibi gösteren lunaparktaki dev aynasına bakıyorsak ve bu kendimizi dev gibi görüşümüz yanılgıysa? Dünyayla kıyasladığımız da, dev aynasından gözümüzü ayırabilirsek şunu göreceğiz, dünya ortalamasındayız… Bunu nereden çıkarıyorsun bizim yazarlar söylemiyor ki derseniz, bende diyelim ki şöyle kısa bir düşünmeyle bizim yazarların etkisinden kurtulabilirsek bu sonuca ulaşırız… Çok derinine düşünmek de gerektirmiyor… Biz büyük ekonomi sıralamasında 19 mu desem, 20 mi desem, yok bizim yöneticiler kızar 17 mi desem, 18 mi? Hadi diyelim 18 sıradayız… Bunu bir yere koyalım… Sonra Dünya Nüfusu 8 milyar, 800 trilyon dolar dünya ekonomisi için de bizim milli gelirim 800 000 dolar… Nüfusumuz, Dünya Nüfusuyla kıyaslandığın da, hem nüfus, hem ekonomi olarak %10… Dünyanın büyük bir bölümü kıyaslanmayacak kadar vasat, sağlıklı kayıtlar yok, şu anda gelişen piyasalar diyebileceğimiz, Çin ve Hint ülkeleri hızlı gelişiyor ama yoğun nüfuslarından dolayı gelişmeye rağmen milli gelirleri düşük, bunları da çıkaralım.. G 20 de de en düşük milli gelir grubunu da biz oluşturuyoruz…
Gözümüzü dev aynasından ayırdığımız da bunları görüyoruz, bizim yazarlarımız ise, genel olarak şunlarla ilgilenir, bizim lider nerede bir açılış yapıyor, açılış da, karşı grubun liderine nasıl giydirdi, bizim partili belediye bir çöp arabası aldı, bir kaldırım yaptı, bir yol yaptıyı aşma işidir… Aynı bunlar kadar da kamu işidir, evet, yazarlık bir kamu işidir ve kamu işlerinin içinde belki de en önemlisidir… Neden?
Yapılanı takdir etmenin yanı sıra, eksiklikleri yazar, düşüncemizin üzerine düşünerek düşüncelerimizde ki eksiklikleri tespit eder… Toplumsal sorunları önceden öngörüleriyle tespit eder, yönetenler ve vatandaşları uyarır.. Yaşanılan sorunlar da çözüm önerileri sunarak yönetenlere/topluma yardımcı olur… Kısacası yazar insanlığın hafızası ile düşünür, kendi toplumunun hafızasıyla yazar… Bu şu demektir, insanlığı okur, toplumuna uyarlar, toplumunu da insanlığa hazır hale getirir… Çok şey mi bekliyoruz yazarlardan, hayır onların görevi budur bilirlerse… Onlar rahat bırakılırsa bunları yaparlar…
Yazarlar, liderlerinin aynasıyla değil, toplumun genelinin aynasıyla, hatta dünya insanlığının aynasıyla kendilerine, düşüncelerine bakabilir ve bunu yazılarına yansıtabilirlerse… Entelektüel olurlar, her yazarın hayali bir entelektüel olmaktır, bunun yolu ise, biraz özgür düşünmekle acılır…
Dilerim yazarlarımız aydın, alim, entelektüel olma ölçülerine dikkat ederler, toplumu yazı yoluyla bilgilendirirler, yaşanacak sorunlara karşı uyarırlar, yaşanan sorunlara çözüm önerileri sunarlar… Bu arada bize kültürümüzü aktaracak, koruyacak ürünler verirler… Umudu, düşüncesi dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- Mart 16 --- www.vatandasfikri.com
Kavram Açıklaması:
1- Alla:me l, ince okunur, Çok ve derin bilgisi olan, 2- Allame :Zannederim, herhalde, belki de, galiba.
|