AH TARTIŞMASIZLIK, VAH ELEŞTİRİSİZLİK!!!
Ah Tartışma Bilmemezlik, Vah Eleştiriyi Görmemezlik?!?!?
Tartışmalarımıza bakıyorum, bunlara akademisyenlerin siyasileşmişleri de dahil, ben akademisyenim, görevim içinde yaşadığım toplumum için iyi olan düşünceleri, teknolojileri üreterek, topluma ve o toplumun kurumlarını, işletmelerini yönetenlere sunmaktır… Yoksa siyasilerin yanlışlarını bırakın doğrularını bile savunmak degildir tartışma… Zaten akademisyen siyasetin dışından siyasete de doğruyu sunar, yanlış gördümü siyasetçinin pozizyonuna bakmaz raporlarıyla uyarır…. İşte eleştirisizliğin, tartışmasızlığın birinci kaynagı akademisyenler ve toplumun aydın/entelektüel, filozoflarının iyi, güzel, doğru olana aşık degilde, siyasal liderlere, cemaat önderlerine, kurgulanmış davalara aşık olmalarından kaynaklansa gerek… İstisnalar varmıdır varki ayakta durabiliyoruz…
Sonra siyasal tartışmalara bakıyorum, sizin partiden o terörist, nereden çıkarıyorsun, şu tarihte bunu dedi… Bu söylemi küçük gördüğünü ifade eden mimikle sizin partiden şu, şurada bunu demedi mi? Karşıdaki bunun gerçek olduğunu bilse bile, hemen orada itiraz ediyor onun karşı grup için bir muadilini buluyor, daha bir gür sesle, karşı tarafı hain ilan ediyor.. Oysa hainlerle tartışılmaz, dövüşülür bilmiyor… Tartışma kimle yapılır, daha iyi düşünce hangisidir arayanlarla, kişisel alansa kişisel alanda, toplumsal alandaysa tartışma bu alanda ne daha iyidir… Nasıl yaparsak daha az maliyeti olur, daha iyi sonuçlar nasıl alabiliriz, gibi düşüncelerle tartışma yapılmıyorsa, orada tartışma degil ben haklıyım çekişmesi vardır!! Oradan da saglıklı sonuçlar çıkmaz, her tartışmacının taraftarı kendi tartışmacısını haklı bulur… Tartışmada amaç doğru olan düşünceyi bulup davranışa uygulamaya dönüştürmek degilse beyhude tartışıyoruz demektir… Vah tartışmasızlık yanlışımızı bile bize savunduruyor… Siz hangi konuda iyi arayan tartışmacı görüyorsunuz, tartışmacıları bizden onlardan diye degil, doğru, yanlış söylüyor diye birde böyle degerlendirin öneririm.. Bu arada birazda eleştirel düşünme üzerine düşünmeye zaman ayıralım mı?
Aman abi ayrıma biz eleştiriyi saldırı, hatta hakaret sanıyoruz, lideri, partiyi eleştirmek ihanet saylıyor, iktidarı eleştirmek hoş karşılanmıyor, zaten cemaat şeyhleri müritlerine meyit taşındaki ölü olacaksın diyor, sen buradan eleştiri ile, daha iyi arayışı arıyorsun, sen hangi toplumda yaşıyorsun.. O Batı kültüründe 2500 yıldır var, ta Atinada ki filozoflar döneminden bu yana.. Bizde aganın şeyinin, üzerine şey yapılmaz düsturu var bilmiyormusun.. Biliyorum da eleştiri yoksa tartışmada yoktur, ikisi yoksa belki liderin, davanın, cemaatin yanlışını kutsuyoruz bile olabiliriz, olamaz mı? Abi bizim yanlışımız bile büyük olur, bizde yanlışına doğrusuna bakmaz, sloganın, söylemin büyüklüğüne görede büyükce alkışlarız… Bizde böyle Abi… Ne diyebilirim ki Allah akıl, feraset, mantık, muhakeme versin diyecektim, vah eleştirilemezlik, vah eleştirisizlik dedim gitti… Ayrıca, tartışmalara kısaca tekrar bakacak olursak, olur degil mi?
Yazar, çizer, din adamı, akademisyen siyasal tartışmalara girmez, o kendi alanında ulaştığı doğruyu siyasal zemine uysada uymasada toplumuna ve siyasilere söyler, söyleme zorunluluğu vardır… Siyasiler iddia eder, oysa aydınlar doğru, yanlış, deney, gözlem, tecrübe, soyut, somut, objektif delille yazar, çizer, toplumuna ve devleti yönetenlerine düşünce, rapor sunar.. Öyle mi oluyor!?
Bakın akademik entelektüel tartışmalar siyasallaşmışsa, akademisyen dava diye kesin doğrulara ulaştığını iddia eden bir siyasal hapishane kurmuşsa kendine, orada d,ş,nsel donma hali vardır… Oysa Akademisyen, Entelektüel, felsefi ilkeli bir biçimde entelektüel tartışma içinde yer almamsı gerekir, o siyasetçi degildir… Siyasetçinin tartışması genel de günlük, pratik, karış tarafa laf sokabilecegi, siyasal tabanından alkış ve oy alabilecegi ortamlarda tartışmalara girer.. Biz saglıklı kanaatlar ve seçimler için siyasilerden çok konu ekonomiyse ekonomisti, konu hukuksa hukukcuyu, teknolojiyse bilim insanlarını, Dinse ilahiyatcıları, saglıkla hekimleri dinlemeliyiz… Son olarak liderlerin tartışmasına bakalım mı?
Liderler genellikle bizim ülkemizde tartışmaz, kendi gruplarında parti mitinglerinde, sloganlarla duygulara hitap eden, taraf olmayanları taraftarı yapmaya çalışan, taraf olanları yanında tutmaya dönük, hatta bazılarının fanatik taraftarı olması için yanındaki reklamcıların yazdığı metinler üzerinden konuşarak, iyi bir hatipsede bunu başaran liderlere toplumuzda daha çok tanık oluyoruz… Birbirleriyle tartışmaya da kapalılar, neden?
Çünkü karşıdakinin ne soru soracağı belli degil, sorulan sorulara kendi cevap verebilecegi güvenleri yok olsa gerek ortak tartışmalara cıkmak yerine miting alanlarında taraftarlarına nutuk çekiyorlar… Oysa Mecliste grubu olan parti liderleri ortak tartışma platformlarına çıkabilmelidir.. Demokratik ülkelerin çogunda bu tartışmalar kamuoyunda kanaat oluşmasına yardımcı olacak şekilde yapılıyor… Umut ediyorum bu seçimde gergin, suçlayıcı, aşagılayıcı dil yerine liderler, bir degil birkaç kere acık oturumlarda tartışma yaparlar toplum onlarla ilgili saglıklı kanaat sahibi olur… Saglıklı kanatlarla saglık seçimler yapılır…
Tartışmalardaki amaç sağlıklı kanaat için saglıklı, yani iyi olan düşünceyi davranışa, yasaya, uygulamaya dönüştürmektir. Umut ederim ki başarırız… Başarmak dilegiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 1.11.2022
|