VATANDAŞ HAKLARINI, MAKUL ŞÜPHEYE KURBAN ETMEYELİM

Devletin önceligi vatandaşını korumaktır, bu gayet normaldir, yalnız devletin olayları sadece güvenlik penceresinden görmesi de bu sefer de vatandaşlık haklarının üzerinde baskı oluşturmaya başlar ki, gercekten de iki ucu pis bir deynek misali öyle bir orta yol bulunmalı ki ne güvenlik zaafiyeti doğsun, nede vatandaş hakları kadük olsun… Bunu nasıl yapalım?

Bunun için öyle bir orta yol bulalım, ya somut delil olsun zaten öyle, ama bazı durumlarda önleyici tebbirler için de somut delil olmadan güvenlik güçlerinin müdahalesinin önünü acaçak bir degişiklik yapılası da gerekiyor, onun için bu degişiklige gidiliyor… Bir çok kişi bu meseleyi tartışıyor, ama agırlıklı olarak vatandaş haklarını erezyona uğratacak bir düzenleme olduğu noktasında genel bir kanaat oluştu ve anlayış daha da yayğınlaşarak gelişiyor… Tamam vatandaşların hakkını koruyalım ama güvenlik için de yaşam hakkını da unutmayalım.. Nasıl olacak?

Bence şöyle bu makul şüphe vakasını makul bir şekil de çözebiliriz, daha önce çeşitli olaylarla güvenlik sorununa neden olmuş, şitdete başvurmuş, bir yerlere molatof atmış veya bu olaylara karıştığı için ceza almış kişilere karşı makul şüphe işletilebilsin, böylece hem hükümetin haklı olarak son yakıp yıkmalara karşı önlem almış olur, hemde sade vatandaşın hakkı korunmuş…

İkinci durum ise molotofun bomba sayılması, protosto hakını kullanırken yüzün tanınmayacak şekil de kapatılmasının da önünü gecilmesi gibi degişiklikler yapılması ülkemizin için de bulunduğu şartlar dikkate alınırsa normaldir… Karşımızda çok kolay şitdete baş vuran bir örgüt var, bununla mücadele derken sert önlemlere ihtiyaç duyulabilir…

Mala el koyma ise bence ancak vergi verilememesi, ihaleye fesat karıştırılması gibi ekonomik suçları belki kapsar ama ülkemiz de ekonomik suç kavramı daha henüz oturmamıştır ve dolayısıyla böyle bir degişiklik coğumuzun sorun yaşamasına neden olur… Devlet mülkü korumak için vardır, mülk sadece mal ve ekonomik varlık anlaşılmamalıdır. Mülk, mal edinme hakıdır, vatandaşlık hakları arasındadır, hakların sadece bir bölümüdür mülk edinme, diger haklar yoksa bunun da kullanılmasının önünde de ciddi engeller çıkar, hem mal, mülk hemde yasal haklar acısından vatandaşın haklarının korunması devletin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğunun yerine getirecek şekil de düzenlemeler yapılamalıdır.

İnternet sınırlandırılması ise gercekten de Çin gibi, İran gibi, S.Arabistan gibi ülkeler de bile bu kadar sert engellemelerin olamadığını görüyoruz…   

Ayrıca her kaşılaştığımız olaya göre de hemen panik havası için de yasal bir degişikliğin yapılması, bu olayı çıkaranların bak bunlar bizi çok ciddiye alıyorlar diyerek olay çıkarma egilimini artırır… Ayrıca daha önce de gördük, cezaların caydırıcılığı kadar sosyolojiye dayalı çözümlerin de birlikte uygulanması sokagın sıcaklığına daha bir çözüm olur önerisiyle selam ve saygılarımla…

Fikri Adil – Ekim 14 – www.vatandasfikri.com